İstanbul
Türk Kültürüne Hizmet Vakfının verdiği kursla seramikle tanışan ve 6 yıldır çalışmalarını sürdüren Adalan, seramik sanatına nasıl başladığını, seramikle yaptığı eserleri ve hedeflerini anlattı.
Reklam, giyim ve sağlık sektöründe uzun yıllar çalıştıktan sonra seramikle ilgilendiğini belirten Adalan, "Seramik hayatıma tamamen dahil oldu. Artık atölyemde tasarım ürünler üretip, eğitimler veriyorum." dedi.
Adalan, seramik eğitimini seramik sanatçısı Hülya Sözer'den aldığını aktararak, "Seramikle günlük hayatta kullanılan tabak, kupa, bardak tarzında ürünlerin yanı sıra özellikle balık figürlü dekoratif objeler üretmekteyim. Duvarları süsleyen panolar, sehpalar, abajurlar, masa üstünde kaseler mekanlara özgürlüğü ifade edebilecek ürünler, objeler üretiyorum." diye konuştu.
Seramiğin bir esere dönüşme sürecine de değinen Rabia Rukiye Adalan, şu bilgileri verdi:
"İlk önce çamuru elimize almakla başlıyoruz. Bir müddet yoğurduktan sonra yapmak istediğimiz objenin formunu veriyoruz. Belirli bir süre rafta kurutuyoruz. Uygun kıvama geldikten sonra fırınlamasını yapıyoruz ki fırın sürecimiz de yaklaşık 16 saat sürüyor.
Fırınlama işlemi bittikten sonra ürün bisküvi haline gelmiş oluyor. Bu ürünün dışına sır dediğimiz renklendirme maddesini uyguluyoruz.
Çamurun sıvı geçirgenliğini yok ediyor ve camsı bir görünüm elde ederek albenisini oluşturuyor. Tekrar fırınlamasını yapıyoruz. Sır tamamen son halini aldıktan sonra fırını açıyoruz. Sonra mekanlarımızda keyifli bir şekilde kullanıyoruz."
"Gençleri seramikle tanıştırmak istiyorum"
Adalan, toprakla temasın ve üretimin kişiyi kendisine döndüren bir yönü olduğuna işaret ederek, hayatın kargaşasından, karmaşıklığından, yoğunluğundan kurtularak kendi ruh alemine, kendi içine döndürdüğünü, psikolojik olarak önemli çıktıları olduğunu söyledi.
El beceresi olmadığını düşünen kişilerin de seramikle temas etmesini, en azından bir kez deneyimlemesi gerektiğini ifade eden Adalan, "Atölyeye gelenler eline çamuru aldıktan sonra aslında el becerisini değil, içinden geçenleri yapabildiğini görüyor. Kişi kendisine ket vuruyor. Soru işareti ile gelip somut bir şekilde çıkıyorlar. Yapabildiklerini görüyorlar." diye konuştu.
Rabia Rukiye Adalan, seramikte farklı alanlardaki teknikleri bir araya getirmekten keyif aldığını kaydederek, şu tespitleri paylaştı:
"Daha önce yapmış olduğum meslek dallarındaki bazı teknikleri seramikte de yapabilir miyim ya da faydalanabilir miyim diye düşünüyordum. Mesela reklam sektöründe kullanmış olduğum malzemeleri seramikte de kullanarak güzel çıktılar elde ediyorum.
Bu bana büyük keyif veriyor. Kendi üretimlerimin yanı sıra başka hayatlara özellikle gençlere de seramiği göstermek istiyorum.
Gençleri seramikle tanıştırmak istiyorum. Sanatın her dalı kendisine özel ve güzel. Kesinlikle her genç, her insan sanatla ilgilenmeli.
Özellikle imkan dahilinde çevresinde bazı sanat dallarına kolayca erişimi sağlayabiliyorlar. Ancak seramik sanatının uygulandığı atölyeler çok yaygın olmadığı için erişimde sıkıntı yaşıyorlar. Gençlerin özellikle seramik sanatıyla ilgilenmelerini arzu ederim.
Seramik sanatı kendilerini özgürce ifade edebilecekleri sanat dalları arasında yer almakta. Sabrın ve emek vermenin hikayesini seramikte deneyimlemeliler mutlaka."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com