Sağlık

'Sepsiste erken tanı ve tedavi çok önemli'

Prof. Dr. Serdar Çelebi, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı gerektiren bir durumdur." dedi.

'Sepsiste erken tanı ve tedavi çok önemli'
13-09-2019 15:32
Istanbul

Biruni Üniversite Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı ve Genel Yoğun Bakım Sorumlu Hekimi Prof. Dr. Serdar Çelebi, enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısının önemine işaret ederek, "Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur." açıklamasını yaptı.

Çelebi, Dünya Sepsis Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, sepsisin görülme sıklığının kalp, kanser, inme gibi hastalıklardan daha fazla olduğunu belirtti.

Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla insanın sepsis nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Çelebi, "Sepsis, her yıl dünyada 30 milyondan fazla insanı etkileyen ve yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin ölümüne neden olan bir hastalıktır. Dünyada her 3 saniyede bir kişinin ölümüne neden olmaktadır. Özellikle yaşlı nüfusun ve kanser vakalarının giderek artış gösterdiği gelişmekte olan ülkeler için artan bir tehlike olan sepsisin görülme sıklığı ne yazık ki son 20 yılda yüzde 140 oranında artış göstermiştir." bilgisini verdi.

Sepsisin vücuttaki bir enfeksiyona karşı vücudun verdiği abartılı reaksiyon olduğunu, halk arasında "kan zehirlenmesi" denilse de bu deyimin çok doğru olmadığına işaret eden Çelebi, vücutta herhangi bir bölgede enfeksiyon varlığında buna karşı bağışıklık sisteminin reaksiyon göstermeye başladığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu ancak eğer bu reaksiyon abartılı ve kontrolsüz olursa vücudun diğer doku ve organlarına zarar vermeye başladığını aktardı.

"Erken tedavi ölüm oranını azaltır"

Prof. Dr. Çelebi, sepsiste erken tedaviye başlanmazsa organ yetersizlikleri, şok ve ölümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Ne kadar çok organ yetmezliği arka arkaya gelişirse ölüm riski o kadar fazla olur. Organ yetmezliği henüz gelişmeden ya da çok daha az organı tutmuşken geri döndürülebilirse hastanın yaşama şansı artar. Yetmezlik gelişen organ sayısı arttıkça da yaşam şansı giderek azalır. Sepsiste ölüm oranı yüzde 30 ila 70 arasında seyretmektedir. Erken ve yeterli tedavi ölüm oranını azaltır."

Toplum içerisinde oluşan sıradan enfeksiyonlarla sepsisin gelişmediğini aktaran Çelebi, daha önceden herhangi bir sağlık problemi olmayan kişilerde gelişen sıradan enfeksiyonların sepsise dönüşmesinin söz konusu olmadığını ifade etti.

Bu faktörler sepsisin gelişimini kolaylaştırıyor

Sepsisin cins, yaş ayrımı gözetmediğine, her yaş grubunda hastalığın gelişebileceğine ancak hastayla ilgili çeşitli faktörlerin gelişimini kolaylaştırdığına işaret eden Çelebi, bu faktörleri şu şekilde sıraladı:

"Bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu ileri yaş ve 1 yaş altı çocuklar. Bağışıklık sistemini etkileyen aşırı stres, travmalar, ameliyatlar, ciddi yanıklar, kemoterapi tedavileri. Bağışıklık sistemini bozan diyabet, obezite, kanser ya da steroid gibi ilaç kullanımı olanlar. Kalp, solunum, karaciğer, üriner sistem gibi organ sistemlerinde kronik yetmezliği olan kişiler. Beslenme yetersizliği mevcut olan bakım hastaları. Hastanede yatmakta olan kişiler."

Prof. Dr. Çelebi, sepsisin bazen hekimler tarafından dahi anlaşılması ve tespit edilmesi zor bir hastalık olduğuna dikkati çekerek, hastalığın tek bir belirti veya bulgusunun olmadığını, birçok belirti ve bulgunun farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesiyle belirti verdiğini anlattı.

Sepsisin bir enfeksiyon hastalığı sonucunda ortaya çıktığından öncelikle kaynaklandığı organa bağlı enfeksiyon belirtileri olarak öksürük, balgam, boğaz ağrısı, ishal ya da kusma gibi belirtileri olduğunu aktaran Çelebi, "Buna ek olarak, titreme, ateş, halsizlik, ağrı, nemli veya terli cilt görülür. Ancak bu belirtiler dışında, aşırı halsizlikle birlikte şuurda bulanma, ateşin çok yüksek ya da çok düşük olması, sık nefes alıp verme, kalp atışında aşırı artış, tansiyon düşüklüğü, idrar yapmada azalma gibi organ yetersizlik belirtileri enfeksiyonun sepsise dönüşmekte olduğunu gösteren habercilerdir." ifadelerini kullandı.

Sepsisten korunma yolları

Sepsise yakalanmamak için öncelikle enfeksiyondan korunmak gerektiğine dikkati çeken Çelebi, özellikle yüksek riskli kişilerin enfeksiyondan korunmasının önemine işaret ederek, bu kişilerde hekim kontrolünde yapılacak antiviral ve pnömokok aşıların enfeksiyon gelişimini engelleyeceğini ya da enfeksiyon gelişse dahi sepsise dönüşüm riskini azaltacağını belirtti.

Prof. Dr. Serdar Çelebi, sepsisin önüne geçecek en kolay ve en ucuz yolun el yıkama alışkanlığı olduğuna işaret ederek, "Maalesef toplumda el yıkama alışkanlığımız istenilen düzeyde değil. Enfeksiyon varlığında sepsisin erken tanısı çok önemlidir. Enfeksiyon varlığında sepsis tanısının gecikmesi tedaviye erken başlanmasını geciktirecek ve sepsise bağlı ölüm riskini artıracaktır. Sepsis acil tanı ve tedavi gerektiren bir durumdur. Bu nedenle sepsis belirtileri tespit edilirse vakit kaybedilmeden hastaneye başvurulmalıdır." değerlendirmesini yaptı.

Tedavinin başarısındaki en büyük engel antibiyotik direnci

Sepsis tedavisinde başarının önündeki en büyük engelin antibiyotik direnci olduğunu aktaran Çelebi, hekim kontrolünde yapılmayan gereksiz antibiyotik tedavilerinin, mikropların birçok antibiyotiğe direnci artırdığını, bu durumun da sepsisin ölümcül seyretmesinin ana nedeninden biri olduğunu vurguladı.

Çelebi, sepsisten şüphelenildiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:

"Sepsis belirtileri ortaya çıkan hastada ilk 6 saat içinde tedavi başlatılmalıdır. Bu durumda hastaların hayatta kalma oranları yüzde 80'in üzerine çıkabilmekte iken doğru antibiyotik tedavisi başlanmasındaki her 1 saatlik gecikme, hastanın hayatta kalma şansını yüzde 7,6 oranında azaltmaktadır. Sepsis tam donanımlı sağlık kuruluşlarında multidisipliner yaklaşımla yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir. Sepsiste ana hedef enfeksiyon kaynağını yok etmektir. Bunun için doğru antibiyotik kullanımı şarttır. Ancak bazen antibiyotik tedavisinin yanı sıra ameliyat dahil başka enfeksiyon kontrol yöntemlerine başvurulur. Enfeksiyon tedavisinin yanı sıra sepsis tablosunda organ yetersizlikleri olacağından organ destek tedavileri yapılır."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER