Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynayan, güvenlik güçleri ve sivilleri hedef alan darbeciler cezasız kalmadı.
Darbe girişimi sırasında selaları susturma talimatı veren ve yargılamalar sonunda "anayasal düzeni ihlal" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası alan eski tuğgeneral Murat Aygün de bu isimler arasında bulunuyor.
Aygün, olay tarihinde Polatlı 58. Topçu Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu.
Günler öncesinden darbe yapılacağı bilgisini alan Aygün, yıllık izinde olmasına rağmen sorumluluk alanında hazırlıklara başladı, 11 Temmuz 2016'da eski kurmay albay Bilal Akyüz ile Ankara haritası üzerinde birliklerin çıkarılacağı noktaları belirledi.
Bazı kavşaklar ile Gölbaşı'ndaki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını (TİB) ve TÜRKSAT'ı işgal talimatı alan Aygün'e ayrıca yüksek kapsama alanına sahip telsizin bulunduğu araçlarla örgütün iletişimini sağlama görevleri verildi.
Aygün'ün darbenin başarıya ulaşması halinde "Polatlı sıkıyönetim komutanı" olması da kararlaştırıldı.
Darbe saatinin erkene alınmasının ardından tugaya gelen Aygün, kendisine bağlı birlikleri gruplandırarak 240 askeri önceden planlandığı gibi Ankara'daki 10 kavşağın trafiğe kapatılması ve kontrol altına alınması için görevlendirdi.
Aygün'ün emriyle kışladan ayrılıp Ankara'ya doğru yola çıkan, bazıları 240 kilometre menzilli Bora füze bataryalarını taşıyan 45 araçlık askeri konvoy, Yapracık mevkisinde polis ve vatandaşlarca durduruldu. Vatandaşlar, araçların lastiklerini patlatarak konvoyun ilerlemesini engelledi.
Araçların Ankara’ya giderken durdurulduğunu öğrenen Aygün, o gece Akıncı Üssü'nde bulunan eski kurmay albay Akyüz'den hava desteği istedi. Ardından Polatlı İlçe Emniyet Müdürü’nü arayan Aygün, "Polatlı sıkıyönetim komutanı" olduğunu söyleyerek yolun açılmasını talep etti.
Vatandaşların tugay önünde toplanması üzerine iyice sinirlenen Aygün, Polatlı Merkez Camisi'nden okunan selaların susturulması için eski yarbay Abdulkerim Ceyhan'ı görevlendirdi.
Camiye selaları susturmaya giden Ceyhan ve beraberindeki askerler, halkın direnişiyle karşılaşınca amaçlarına ulaşamadan kışlaya dönmek zorunda kaldı.
İntihar etmek istedi
Aygün, sabah saatlerine doğru darbenin başarılı olamayacağını anlayınca kendisini odasına kilitledi. Gözaltına alınacağını tahmin eden Aygün, intihar girişiminde bulunmak üzereyken eski tümgeneral Osman Ünlü'nün telefonuyla bundan vazgeçti.
Aygün, gözaltına alındığında ilk ifadesinde "Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Protokolü" kapsamında emrindeki askerleri görevlendirdiğini öne sürdü, savcılıkta "sıkıyönetim ilan edilmesiyle haritada belirlenen çeşitli noktaların 240 personel tarafından tutulması" emrini verdiğini itiraf etti ancak darbeden haberi olduğundan hiç bahsetmedi.
Aygün, darbe girişimi sırasındaki eylemleriyle ilgili Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.
İzinli olmasına rağmen darbe girişiminden hemen önce neden birliğe geldiği sorulan Aygün, "Bayram nedeniyle 10 gün izin almıştım. Ankara’ya gelince aracım arızalandı. İznim parçalanınca kalan günleri kullanmaktan vazgeçtim." iddiasında bulundu.
Darbeye karşı okunan selaların susturulması girişimi hakkında da savunma yapan Aygün, "Ben Abdülkerim Ceyhan yarbaya 'Git, hocalarla konuş.' dedim, 'Uzmanları götür.' filan demedim. 'Anonsları kessinler.' dedim. 'Ezan ve selaları susturun.' demedim." ifadelerini kullandı.
Aygün, Polatlı 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki eylemlerle ilgili davanın 19 Haziran 2018'deki karar duruşmasında "anayasal düzeni ihlal" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapse çarptırıldı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com