Biri şehit, diğeri ise terörist mezarı. İki amca çocuğu aynı mezarlıkta.
Çözüm sürecinin sona ermesi, artan terör olaylarına karşı başlatılan operasyonlar ve yürekleri dağlayan şehit haberleri. Beraberinde getirdiği provokatif eylemlere karşı sağduyu çağrılarının belki de en güçlüsü Şanlıurfa’da ikamet eden Dağtekin ailesinden geldi. 9 Mayıs 2008 yılında askerdeki oğullarını 6 Mehmetçik’in şehit düştüğü Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Aktütün Karakolu saldırısında kaybeden aile, oğulları ile aynı mezarlıkta yan yana yatan PKK’lı yeğenlerine rağmen gözyaşları içinde “ barış” istedi.
GÖREV İÇİN AKTÜTÜN’E GİTMİŞTİ
Usta birliğini Ankara’da yaparken görev için Hakkari’ye gönderilen Eyyüp Dağtekin’in hainlerin 9 Mayıs 2008 yılında Aktütün Karakolu’na gerçekleştirdiği saldırıda şehit düştüğü haberi baba ocağına ateş düşürdü. 21 yaşında şehit düşen Eyyüp’ün cenazesi baba ocağına yürek dağlayan feryatlarla getirildi. Aynı köyde büyüdüğü, çocukluğunu birlikte geçirdiği, oyun arkadaşı olan amcasının oğlu Habeş Dağtekin ise askerliğini yaptıktan sonra terör örgütüne katılmış ve bir süre Kandil’de eğitim gördükten sonra 2005 yılında Kahramanmaraş’ta güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldü. Eyyüp’ün mezar taşında "şehit", PKK’lı kuzeni Habeş’in ise mezar taşına "kod adı Deniz Kendal" yazıldı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesi Yukarı Doruklu Köyü mezarlığındaki iki kuzenin kabri, birlikte büyüdükleri topraklarda 40 yıla yakın devam eden savaşı özetler nitelikte yan yana bulunuyor.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDEN UMUTLUYDUK”
“Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar” sözüyle terörün her türlüsüne karşı çıktıklarını söyleyen Şehit Eyüp Dağtekin’nin annesi Halise Dağtekin özellikle çözüm sürecinden umutlu olduklarını ancak yaşanan gelişmeler sonrasında acıların ikiye katlanmaması gerektiğini söyledi. Yüreğindeki acısını şehit oğlunun fotoğraflarıyla avutan şehit annesi; “ Eyüp’üm gitti başka Eyüpler gitmesin. Ben ağladım başka analar ağlamasın. Ben barış istiyorum başka hiçbir şey de istemiyorum. Çünkü biz görmüştük şehitleri, şehit ailelerini. Korkuyorduk. Çözüm süreci başladığında çok sevindik ama yine başladılar. Haberleri izledikçe ağlıyorum. İçimiz yanıyor. Ben gördüm bu acıyı şimdi o aileler de gördü” diye konuştu.
“HABEŞ’İN DÜŞÜNCESİ YANLIŞTI”
Kardeşinin oğlunun terör örgütü tarafından kandırılarak Kandil’e götürüldüğünü söyleyen Şehit Babası İbrahim Dağtekin oğlunun ve yeğeninin aynı mezarda yatmasının aileler tarafından verilen karar üzerine olduğunu söyledi. Köyün tam karşısında bulunan ve yaklaşık 2 km mesafede bulunan mezarlığa her gün giden şehit ailesi, Eyyüp’ün mezarı başında ellerini semaya açarken, PKK’lı Habeş’in kabrini ise uzaktan seyretmeyi yeğliyor.
"BİZ DE KÜRT’ÜZ BİZE BİR ŞEY DİYEN Mİ VAR?"
Yaşanan gelişmelerin silahla kan ve gözyaşı dökerek çözülemeyeceğini hatırlatan şehit babası İbrahim Dağtekin gözyaşları içinde “barış” çağrısında bulunarak olayın bir Kürt meselesi olmadığını anlattı: “ Habeş’in düşüncesi de yanlıştı. Bunu herkes biliyor. O zaten askerliğini de yapmıştı. 25 yaşındaydı. Onun da ölmesini istemezdik. Nasıl kandırdılarsa Kandil’e gitti. O da bizim gibi aynı köyde yaşıyordu. Yani bu yalandır, Kürt meselesi yalan. Hepimiz kardeşiz. Gerçekten ne istediklerini anlamıyoruz. Biz de Kürt’üz. Bize bir şey diyen var mı? Yok. Artık barış olsun ve huzur gelsin.”
(İHA)
Çözüm sürecinin sona ermesi, artan terör olaylarına karşı başlatılan operasyonlar ve yürekleri dağlayan şehit haberleri. Beraberinde getirdiği provokatif eylemlere karşı sağduyu çağrılarının belki de en güçlüsü Şanlıurfa’da ikamet eden Dağtekin ailesinden geldi. 9 Mayıs 2008 yılında askerdeki oğullarını 6 Mehmetçik’in şehit düştüğü Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Aktütün Karakolu saldırısında kaybeden aile, oğulları ile aynı mezarlıkta yan yana yatan PKK’lı yeğenlerine rağmen gözyaşları içinde “ barış” istedi.
GÖREV İÇİN AKTÜTÜN’E GİTMİŞTİ
Usta birliğini Ankara’da yaparken görev için Hakkari’ye gönderilen Eyyüp Dağtekin’in hainlerin 9 Mayıs 2008 yılında Aktütün Karakolu’na gerçekleştirdiği saldırıda şehit düştüğü haberi baba ocağına ateş düşürdü. 21 yaşında şehit düşen Eyyüp’ün cenazesi baba ocağına yürek dağlayan feryatlarla getirildi. Aynı köyde büyüdüğü, çocukluğunu birlikte geçirdiği, oyun arkadaşı olan amcasının oğlu Habeş Dağtekin ise askerliğini yaptıktan sonra terör örgütüne katılmış ve bir süre Kandil’de eğitim gördükten sonra 2005 yılında Kahramanmaraş’ta güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldü. Eyyüp’ün mezar taşında "şehit", PKK’lı kuzeni Habeş’in ise mezar taşına "kod adı Deniz Kendal" yazıldı. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesi Yukarı Doruklu Köyü mezarlığındaki iki kuzenin kabri, birlikte büyüdükleri topraklarda 40 yıla yakın devam eden savaşı özetler nitelikte yan yana bulunuyor.
“ÇÖZÜM SÜRECİNDEN UMUTLUYDUK”
“Kardeşi kardeşe kırdırıyorlar” sözüyle terörün her türlüsüne karşı çıktıklarını söyleyen Şehit Eyüp Dağtekin’nin annesi Halise Dağtekin özellikle çözüm sürecinden umutlu olduklarını ancak yaşanan gelişmeler sonrasında acıların ikiye katlanmaması gerektiğini söyledi. Yüreğindeki acısını şehit oğlunun fotoğraflarıyla avutan şehit annesi; “ Eyüp’üm gitti başka Eyüpler gitmesin. Ben ağladım başka analar ağlamasın. Ben barış istiyorum başka hiçbir şey de istemiyorum. Çünkü biz görmüştük şehitleri, şehit ailelerini. Korkuyorduk. Çözüm süreci başladığında çok sevindik ama yine başladılar. Haberleri izledikçe ağlıyorum. İçimiz yanıyor. Ben gördüm bu acıyı şimdi o aileler de gördü” diye konuştu.
“HABEŞ’İN DÜŞÜNCESİ YANLIŞTI”
Kardeşinin oğlunun terör örgütü tarafından kandırılarak Kandil’e götürüldüğünü söyleyen Şehit Babası İbrahim Dağtekin oğlunun ve yeğeninin aynı mezarda yatmasının aileler tarafından verilen karar üzerine olduğunu söyledi. Köyün tam karşısında bulunan ve yaklaşık 2 km mesafede bulunan mezarlığa her gün giden şehit ailesi, Eyyüp’ün mezarı başında ellerini semaya açarken, PKK’lı Habeş’in kabrini ise uzaktan seyretmeyi yeğliyor.
"BİZ DE KÜRT’ÜZ BİZE BİR ŞEY DİYEN Mİ VAR?"
Yaşanan gelişmelerin silahla kan ve gözyaşı dökerek çözülemeyeceğini hatırlatan şehit babası İbrahim Dağtekin gözyaşları içinde “barış” çağrısında bulunarak olayın bir Kürt meselesi olmadığını anlattı: “ Habeş’in düşüncesi de yanlıştı. Bunu herkes biliyor. O zaten askerliğini de yapmıştı. 25 yaşındaydı. Onun da ölmesini istemezdik. Nasıl kandırdılarsa Kandil’e gitti. O da bizim gibi aynı köyde yaşıyordu. Yani bu yalandır, Kürt meselesi yalan. Hepimiz kardeşiz. Gerçekten ne istediklerini anlamıyoruz. Biz de Kürt’üz. Bize bir şey diyen var mı? Yok. Artık barış olsun ve huzur gelsin.”
(İHA)