Edirne mitinginde konuşan ve Edirne'ye de havalimanı yapılacağını müjdeleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, asil işçilerin haklarını taşeronlara tanıdıklarını, seçim sonrasında yapacakları ilk işin ise taşeronların sorunlarını kökten çözmek olacağını söyledi.
Edirne mitinginde konuşan ve Edirne'ye de havalimanı yapılacağını müjdeleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, asil işçilerin haklarını taşeronlara tanıdıklarını, seçim sonrasında yapacakları ilk işin ise taşeronların sorunlarını kökten çözmek olacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Edirne’de İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuştu. Başbakan Davutoğlu, “Hep söylerim bir başkent, baş verir baş eğmez. Edirne kahramanlıklarıyla bizim tarihimizin mihenk şehridir. Edirne Rumeli’ye geçişimizin kapısıdır. Rumeli’den geldiğimizde de buraya gelen ecdadımızın torunlarının giriş kapısıdır. Edirne serhat şehrimizdir. Edirne başkentimizdir. Ve güzel deyişiyle Şükrü Paşa’nın Edirne ‘Bir şehri mukaddestir.’ Mukaddes bir şehirdir. Mukaddes kalacaktır. Sizler, bütün tarihin mirasını üzerinde taşıyorsunuz. Dışişleri bakanı olarak da, başbakan olarak da birçok kez Edirne’ye geldim. Daha önce ne zaman İstanbul’da ruhum daralsa yoğunluktan bir güzel eser göreyim, bir Rumeli havası alayım diye soluğu hep Edirne’de almışımdır. Edirne’de Selimiye’ye bakmak gözleri dinlendirir. Eski caminin yazısına bakmak ruhu dinlendirir. Edirneli’yle oturup sohbet etmek insanı dinlendirir. Size çok teşekkür ediyorum bizi böyle muhabbetle karşıladığınız için, bizi bağrınıza bastığınız için. Buraya Edirne’ye gelirken selamlar getirdim. Bu benim 75’inci mitingim. Yani geri kalan 74 vilayetten Edirne’ye, başkentimize, Selimiye’ye selamlar getirdim. Kabul ediniz. 75 il. Benim 105’inci mitingim, belki 106. Dün ve evvelsi gün sadece İstanbul’da 18 miting yaptım. Ankara’da 8 miting yaptım. Her yerde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Geçen hafta Diyarbakır’daydım, İzmir’deydim, daha önce Erzurum’daydım, Hakkari’deydim, Kars’taydım. Hani hep deriz ya Edirne’den Kars’a kadar. Bir serhattan diğer serhata kadar” dedi.
“CHP BAZI ŞEHİRLERDE HİÇ YOK, MHP, MİLLİYETÇİLİK YAPAR AMA SİVAS’IN ÖTESİNE GEÇTİĞİ GÖRÜLMEDİ”
CHP ve MHP’nin ülkenin belli bölgelerinde hiç olmadığını belirten Başbakan Davutoğlu, “Şimdi buraya gelim cumhuriyetçilik yapanlar, cumhuriyetimizden bahsedenler, adında cumhuriyet olan Cumhuriyet Halk Partisi ülkenin belli bölgesine hiç gitmedi. Bazı şehirlerde hiç yok. Geçen dönem 33 vilayette CHP’nin milletvekili yoktu. MHP, milliyetçilik yapar ama Sivas’ın ötesine geçtiği görülmedi. Geçtiğimiz dönem 45 vilayette milletvekili yok. Zaten HDP’yi bir kenara koyun. Onun derdi başka. Ama şimdi gerçek cumhuriyetçi, gerçek milliyetçi, gerçek demokrasi yanlısı olanlar Türkiye’nin her köşesine gidebilenlerdir. Türkiye’nin her köşesine gidebilen parti kim? Hakkari’de de, Edirne’de de bu al bayrağı dalgalandıran kim? İşte size gelip burada ahkam kesenlere bunu soracaksınız. Diyeceksiniz ki 786 bin kilometrekarede vatan toprağında bulundun mu? Diyeceksiniz ki 78 milyonu bağrınıza bastınız mı? İşte ispar burada, bu mitinglerde. Özellikle zor olduğunu bilerek, belki birtakım riskleri de göze alarak dedim ki 81 vilayete gideceğiz. 81 vilayette vatandaşlarımızla buluşacağız. Yaptık mı? Allah ömür verirse inşallah cumartesi akşamı Konya’da Anadolu’daki ilk başkentimizde 81. vilayeti tamamlayacağız” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ve sonra halkımızın huzuruna gideceğiz. Ve pazar günü ülkenin kader seçimi yapılacak. Şimdi aziz Edirneliler tarihimizin omurga şehrinde, Mehmet Akif Ersoy’un deyişiyle ‘Şarkın demir kilidinde’ Edirne’deyiz. Muhasebe yapma vakti. 2002 yılı. Türkiye 2001’de biz iktidara gelmeden önce hepiniz şahitsiniz IMF kapısında borç dileniyorduk. IMF’ye muhtaç haldeydik. Peki başbakan yardımcısı kimdi? Bahçeli. Peki o döneme kadar sorumluluk görevi alan DSP hangi parti ile beraberdi. CHP. Şimdi soralım. O zaman bu Edirne’de burayı savunan ecdad elindeki son mermiye kadar savundu, ağaç kabukları yedi. Ama hiç kimseye boyun eğmedi, eğmeyecek. Ama biz 2002’de bir tank alabilmek için bir piyade tüfeği alabilmek için başka milletlerden hibe istiyorduk, dileniyorduk. Tankı aldıktan sonra da İsrail’e tamirata gönderiyordu. Onu bile yapamıyorduk. Öyle bir duruma düşmüştü ki devlet o zaman bazı diplomatlar bana anlatırdı. Elimizde ödenek olmadığı için Başbakanın yurtdışı seyahat raporlarını kendi paramızla dışarıdan fotokopi çektiriyoruz diyorlardı. Allah aşkına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bu duruma düşürmek reva mı? peki 2002’de bu mirası devraldıktan sonra kurucu genel başkanımız, liderimiz Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın başbakanlığından sonra işte 13 yıl içinde Türkiye IMF’ye borcunu ödedi mi? şimdi herhangi bırakın namerdi merte dahi muhtaç mıyız? Bunu kim yaptı? E duysunlar Edirne’den onlar konuşur AK Parti yapar.”
“EDİRNE’YE DE SERHAT ŞEHRİMİZE DE HAVALİMANINI YAPACAĞIZ”
AK Parti iktidarının yaptığı çalışmaları anlatan Başbakan Davutoğlu, “Bakın gurur tablosudur. Şu anda kendi tankımızı yapıyoruz adı ALTAY tankıdır. Kendi gemimizi yapıyoruz adı MİLGEM. Milli Gemi Projesi. Kendi insansız hava aracını yapıyoruz. Kendi eğitim uçağımızı yapıyoruz, adı HÜRKUŞ. Kim yapıyor bunları? Geçen hafta ilan ettik inşallah kendi milli bölgesel uçağımızı yapıyoruz. Sivil uçağımızı yapıyoruz. Bu hafta ilan ettik kendi otomobilimizi yapıyoruz. Artık caddelerinde kendi milli otomobili dolaşan, semasında kendi milli savaş uçağı uçan bir şehirden diğer şehre giderken havaalanlarında kendi mili bölgesel uçağı olan yeni Türkiye’ye var mısınız? İşte bizim hedefimiz bu. Bakın birer birer bakalım ki Edirneli de bundan istifade edecek inşallah. Biz geldiğimizde 26 havaalanı vardı. Şimdi 55. En sonunda da Giresun-Giresun ve Hakkari-Yüksekova havalimanlarını açtık. Ordu- Giresun’dan bahsedeyim size. Aynen Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethederken hani Haliç’e zincir girerler de geçmesinler diye Fatih Sultan Mehmet Han ne yapar ‘Orada zincir varsa bizde yürek var’ der ve gemileri karadan yürütür. İşte komutan bu. Aynı şekilde Ordu-Giresun’da önünde Karadeniz varken havalimanı yapacak yer yok dediklerinde dedik ki ‘Eğer dağlar geçit vermiyorsa, denizde dalgalar varsa dalgayı doldurur üzerine havalimanı yaparız’. Denizi doldurduk. Avrupa’da ilk. Şimdi 55 vilayetimizde havalimanı var. Geçen kongre için geldiğimiz inşallah Edirnelilere söz vermiştik. İnşallah Edirne’ye de serhat şehrimize de havalimanını yapacağız. 10 milyon vatandaşımız ilk defa bizim dönemimizde uçağa bindi. Türkiye’nin bir köşesinden diğer köşesine havayolu ile gitme imkanı buldu” diye konuştu.
“BÜTÜN BU BAŞKENTLER HIZLI TRENLE BİRBİRİNE BAĞLANIYOR”
Edirne’den hızlı trene binenin Erzincan’a, Bakü’ye kadar gidebileciğini söyleyen Başbakan Davutoğlu, “Gelin yine bakalım hızlı tren Türkiye için rüya projeydi. MHP Genel Başkan Yardımcısı olan bir zat o zaman Ulaştırma Bakanıydı. Hızlı tren projesini getiriyorlar, diyorlar ki hızlı tren projesini geliştirelim. O da diyor ki ‘Biz değil, çocuklarımız değil, torunlarımız bile hızlı treni göremez’. Ey aziz Edirneliler hızlı treni biz gördük mü? İstanbul’dan Ankara’ya, Konya’ya, Eskişehir’e ulaştı. Bu güzergah önemli. Bir taraftan Sivas, Erzincan, Kars’a kadar gidecek. Ama en önemlisi nedir biliyor musunuz? İnşallah İstanbul’dan Kapıkule’ye hızlı tren geliyor. Düşünün Bursa da Eskişehir’e bağlanıyor. Beni çok heyecanlandıran bir proje bu. Neden biliyor musunuz? Anadolu’daki ilk başkentimiz Konya, sonra Bursa, sonra Edirne, sonra İstanbul, şimdi cumhuriyetimizin başkenti Ankara. Bütün bu başkentler hızlı trenle birbirine bağlanıyor Allah’ın izniyle. Bunları kim yapıyor? Şimdi Edirne’den hızlı trene binen Edirneli İstanbul’a, oradan Ankara’ya, oradan isterse Konya’ya, isterse Sivas’a, isterse Erzincan’a, taa Hazar’a kadar, Bakü’ye kadar gidebilecek. İşte millilik bu, yerlilik bu. İşte millete hizmet etmek bu” şeklinde konuştu.
İktidara geldiklerinde duble yollar 6 bin kilometre iken, 18 bin kilometre daha eklediklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, “4 bin kilometre duble yolumuz var şimdi. Şimdi bunlardan otoyola geçiyoruz. Buradan İstanbul’a otoyol, oradan Ankara’ya, hiç durmadan Adana’ya, Adana’dan Habur’a kadar. Yani Kapıkule ile Habur’un arası otoyol oluyor. Rumeli’yi, bütün o güzel diyarları Anadolu’ya, Anadolu’yu Kafkaslar’a, Orta Asya’ya, Ortadoğu’ya bağlayan kim? İşte bizim idealimiz, hedefimiz. Sadece bu Türkiye sınırları irtibatlı değil. Bizim için Bulgaristan’daki soydaşlarımız, Bosna’daki soydaşlarımız, kardeşlerimiz, Makedonya’daki kardeşlerimiz, Batı Trakya’daki kardeşlerimiz, hepsinin gönlü de istikameti de Edirne’dir, Türkiye’dir” dedi.
“BÜTÜN ECDAD ESERLERİ AK PARTİ’NİN VE TÜRKİYE’NİN HİMAYESİ ALTINDADIR”
Konuşmasında Üsküp ziyaretindeki bir anısını da anlatan Başbakan Davutoğlu, “İşte onun için Balkanlar’da bir yaprak kıpırdasa orada yüreğimize bir acı düşse bizim yüreğimize bir acı düşer, bir od düşer. Balkan faciasından beri hiç unutmadık. Nerede ne zaman Balkanlar’da soydaşlarımıza, kardeşlerimize, gönüldaşlarımıza bir şey olursa bizim yüreğimiz yanar. Onların huzuru bizim huzurumuzdur. Sizin huzurunuzda söz veriyorum ve her zaman da bunu yaptık. Rumeli’de evladı-fatihanın ihtiyacı neyse onu karşılayacak kuvvet de bir Türkiye Cumhuriyeti Devleri var oldu, var olacak inşallah. Beni çok duygulandıran bir hadisedir. Aralık ayında Üsküp’e gittim. Türkçe bayramında Üsküplü soydaşlarımızla bir araya geldik. Dediler ki soydaşlarımız ‘Bize biraz bayrak gönderir misiniz Sayın Başbakanım’ dediler. Gönülden, yürekten al bayrağı istediler. Dedim ki ‘Biraz ne demek. Balkanlar’da kim al bayrak aşkıyla yanıyorsa hangi evde İstiklal Marşı aşkı, al bayrak aşkı varsa bütün evlere üç kutsal emaneti gönderiyoruz. Al bayrak, Kur’an-ı azimüşşan ve Türkçe sözlük. Eskiden Türkiye’nin bu kudreti var mıydı? Eskiden Balkanlar’da soydaşlarımıza, gönüldaşlarımıza bu şekilde hizmet edebilecek kudrette bir Türkiye var mıydı? 2002’de Kosova’da Sultan Murat Hüdavendigar’ın türbesi dökülüyordu, yıkılıyordu. Filibe’de camilerimiz yıkılıyordu. Deliorman’daki, Batı Trakya’daki, Bosna’daki ecdad mirası mahsundu, garipti. Yüzlerce, camiyi külliyeyi, medreseyi kim tamir etti? Edirne’den çıktın, Filibe’ye gidin, oradan Kırcaali’ye, oradan Üsküp’e, oradan Kosova’ya, Piriştine’ye, Prizren’e, oradan Sultan Murat Hüdavendigar’ın huzuruna. Oradan Saray Bosna’ya, Mostar Köprüsü’ne, Tuna’ya, Budapeşte’ye gidin. Şimdi orada Gülbaba’yı restore ediyoruz. Bütün ecdad eserleri AK Parti’nin ve Türkiye’nin himayesi altındadır. Ve ecdad eserlerine sahip çıkacak kudrette Türkiye’ye var mısınız? Biz Balkanlar’ı yalnız bırakır mıyız? Biz Kafkaslar’ı yalnız bırakır mıyız? Biz Orta Doğu’yu yalnız bırakır mıyız? İşte hedefimiz, gayemiz, yolumuz budur.”
“12 YIL İÇİNDE 737 HASTANE YAPTIK, BİN 737 SAĞLIK TESİSİ YAPTIK”
12 yıl içinde bin 737 sağlık tesisi yaptıklarını söyleyen Davutoglu, “Yine bir mukayese edin sağlık sistemini. Hani Kılıçdaroğlu her yerde esip gürleyip benim hayatım başarı hikayesi diyor ya. 1991’de SSK’yı karlı bir şekilde aldı. Bıraktığında SSK çökmüştü. SSK hastanelerine gidenler kapıda nöbet beklerken vefat ederdi. Şimdi 12 yıl içinde 737 hastane yaptık, bin 737 sağlık tesisi yaptık. Buraya bin yataklı üniversite hastanesi. Ayrıca 400 yataklı, son derece çağdaş devlet hastanesini de bu ay içinde açıyoruz. Seçim yasakları olmasaydı bugün açardık ama inşallah bu ay içinde açılacak. Bütün bu sağlık hizmetlerini halkın ayağına götüren kim? İlaç kuyruğunda bekliyor musunuz bacılar? Herhangi bir hastanede zorlukla karşılaşıyor musunuz? Şimdi hanım kardeşlerimiz için. Kadınlarımız bizim başımızın tacıdır. Ben Trakyalı kadınlara hep hayran olmuşumdur. Hem çalışkandırlar, hem öz güvenleri yüksektir. Şimdi yeni bir uygulama başlattık. Çıkardığımız kanunla artık bundan sonra kadınlarımız doğum yaptıklarında, anne olduklarında ilk çocukta 300 lira, ikinci çocukta 400 lira, üçüncü çocukta 600 lira doğum yardımı hediyesi alacaklar. Eskiden kadınlarımız rehin alınırdı. Bebekler tutulurdu hastanelerde para ödenmedi diye. Bundan memnun musunuz? İşte bütün gayemiz bu. Çeyiz hesabı çıkardık. Ve çeyiz hesabıyla evlenecek çocukları için tasarruf yapanların tasarrufuna yüzde 20 devlet katkıda bulunuyor” dedi.
“SEÇİM SONRASINDA YAPACAĞIMIZ İLK İŞ TAŞERONLARIN SORUNLARINI KÖKTEN ÇÖZMEK OLACAK”
12 ile 25 yaş arasındaki gençlerin yüzde 30 indirimli seyahat edeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün gençlerimizle birlikteydik. Gençlerimiz ile birlikte Türkiye’nin geleceği üzerine konuştuk. Bakınız aziz gençler. Biz iktidara geldiğimizde bir gencin üniversite bursu sadece 45 liraydı, biz onu 330 lira yaptık. Yüksek lisans bursu 660 lira, doktora bursunu 990 lira yaptık. İşte devlet bu. Aynı şeklide yurtdışına çıkan gençlerimiz, 12 ile 25 yaş arasında gençlerimiz yüzde 30 bilet indiriminden istifade edecekler. Biletin sadece yüzde 30’unu ödeyip bütün Rumeli’yi, Avrupa’yı, Balkanlar’ı dolaşabilecekler. İnşallah önümüzdeki dönemde bütün bu sosyal yardımları daha da geliştirerek sürdüreceğiz.”
Seçim sonrasında yapacakları ilk işlerden birinin taşeronların sorunlarını kökten çözmek olacağını söyleyen Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu taşeron işçilerden bahsediyor. Bilmiyor ki biz geçen sene taşeron işçilerle ilgili bütün yasal tedbirleri aldık. Asil işçilerin haklarını taşeronlara tanıdık. Ama şimdi seçim sonrasında yapacağımız ilk iş taşeronların sorunlarını kökten çözmek olacak. Bakın Kılıçdaroğlu’nun düştüğü zavallı duruma. Bugünlerde CHP Genel Merkezi önünde birileri protesto yapıyor. Kim biliyor musunuz? CHP yönetimindeki Sarıyer Belediyesi’nde hakkı yenen taşeron işçiler, CHP’yi, Kılıçdaroğlu’nu Ankara’da protesto ediyorlar. Allah aşklına kendi belediyesindeki taşeron sorununu çözemeyen birisi Türkiye’nin sorununu çözebilir mi? Bana 4 yıl verin diyor. Allah aşkına 4 dakika verir misiniz? Neden 4 yıl diyor biliyor musunuz? Aynen SSK olduğu gibi. Baktı ki milletin hazinesi dolu. Baktı ki biz 4 yıl içinde gelecek bu hazineyi boşaltıp tekrar bırakıp gidecek. Biz ona bu emaneti verir miyiz? Biz bunu kolay toplamadık. Biz bunu alın teriyle Edirneli çiftçimizin, işçimizin, iş adamımızın, 81 vilayetteki vatandaşımız emeği ile inşa ettik ülkeyi. Bırakır mıyız? Yine emeklilerimizi istismar etmeye çalışıyor. Emeklilerimize özellikle sesleniyorum. SSK emeklisi biz geldiğimizde 257 lira alıyordu en düşüğü şimdi bin 77 lira alıyor. 4 misli. Bağ-kur, tarım emeklisi şimdi 856 lira alıyor. 12 misli. Bütün emeklilerimiz için 4-5 misli, 10 misline kadar artış sağladık. Ama esas 2 ay önce 100 lira seyyanen zam aylığı ne demek biliyor musunuz? 12 ayda bin 200 lira demek. 12 ayda bin 200 lira demek bir emeklinin maaşı 800 liraysa 1 buçuk ek maaş demek. Zaten biz bunu 1 Temmuz’dan itibaren emeklilerimize vermeye başlıyoruz. Kılıçdaroğlu yeni yeni öğreniyor. İnşallah seçim sonrasında da bin 100 liranın üstündeki emeklilerimiz için gerekli tedbirleri alacağız. Ama Selimiye’nin Edirne’nin, başkentimizin huzurunda söylüyorum ne emeklimizi, ne çiftçimizi ne işçimizi ne de esnafımızı enflasyon ya da diğer ekonomik krizler karşısında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz Allah’ın izniyle” dedi.