PARİS (AA) - TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AA muhabirine verdiği demeçte, başkanlık sistemi tartışmaları konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son beyanının "güzel" olduğunu belirterek, "Aklıselim ile bakıldığında hakikaten güzel bir sistem olduğu görülür." dedi.
Türkiye'de olağanüstü halin kanun hükmünde kararnameler ile yürütülme şekline muhalefetin bazı eleştirileri olduğunun hatırlatılması ve bu eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kahraman, olağanüstü hallerde kanun hükmünde kararname çıkmasının TBMM tarihinde çok örneği bulunduğuna işaret etti.
Kanun hükmünde kararnamelerin sıkıyönetim zamanlarında ve olağanüstü hal ilan edilen bölgeler için çıkmasının doğal olduğunu çünkü durumun aciliyeti bulunduğunu belirten Kahraman, içtüzüğün amir hükümüne göre bir olağanüstü hal kararnamesinin Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 20 gün içinde komisyonlarda görüşüldüğünü ve 20 gün sonrasında TBMM Başkanı'nın müzakereler bitse de bitmese de kararnameyi TBMM gündemine aldığını hatırlattı.
Kararnamenin bir ay içinde reddedilmesi veya kanunlaşması gerektiğini ifade eden Kahraman, şöyle devam etti:
"Meclis tatile girdiği için, çıkan olağanüstü hal kararnameleri 1 Ekim'de başlayan yeni dönemde ele alınacak. Nitekim ilk oturumda ele alındı ilk çıkan kararname. O prosedür yürüyor ve yürüyecek. Bu arada olağanüstü hal tekrar uzatıldı, üç ay daha, bir yerde zımni kabul hepsi için ortaya konmuş oldu. İktidarın çoğunluğu malumunuz. Olağanüstü hal meselesinde bütün partilerin ortak bir hareketi vardı. MHP'nin de CHP'nin de, HDP'yi tam bilemiyorum, iştirak edeceği bir tedbirler manzumesidir bu. Almamız lazım gelen tedbirdir bu. Toplum kendini koruyacak, devlet yıkılmasın diye koruyacak, buna hangi parti 'hayır' diyebilir. Buna 'hayır' diyen devletinin devamını, bütünlüğünü istemeyen demektir. 'Darbeye açık kalsın' demektedir. Dolayısıyla prosedür devam etmektedir."
"Başkanlık sistemi istikrarlı bir sistem demektir"
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soru üzerine Kahraman, kendisinin anayasa hususunda çok çalışmış bir kişi olduğunu, 62 anayasayı incelediğini, istikrar ve gelişme için başkanlık sisteminin daha uygun olduğu kanaatine vardığını ve bunu da ifade ettiğini anlattı.
İtalya'nın yaptığı değişiklikle koalisyonlarla yönetilmekten kurtulduğuna dikkati çeken Kahraman, "Başkanlık sistemi istikrarlı bir sistem demektir." diye konuştu.
"Ben bir şahsım ve ben bir fikre sahibim"
Daha iyi bir sistemin gelmesini istemenin yanlış birşey olmadığını vurgulayan Kahraman, şöyle devam etti:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin son beyanı güzel. 'Öyle ya halk hangisini istiyor, bu bir sorulsun' diyor. Yine Başbakan da, 'İsterse yüzde 67 ile geçsin Meclis'ten, (o zaman referanduma gitmek kalkıyor ortadan) yine halka gideceğiz.' diyor. Halkın benimsediği şekilde olmalı. Anlatılmıyor bu. Siz eğer lehindeyseniz, lehtekileri dinliyorsunuz, aleyhindeyseniz, aleyhtekileri dinliyorsunuz. Bu, demokrasi kültürünün tam yerleşmemesindendir. Aklıselim ile bakıldığında hakikaten güzel bir sistem olduğu görülür.
Bunları ben şahıs olarak söylüyorum. Yarın yine kalkıp da, 'Meclis Başkanı sen nasıl gündemdeki siyasetten bahsediyorsun?' derlerse. Ben bir şahsım ve ben bir fikre sahibim. Onu ifade etmek için söylüyorum. Yoksa Meclis, hangi istikamette çalışacaksa, o istikamette çalışacak. Mesela benim rey hakkım yok. Bir anayasa oylaması yapılsın, ben rey kullanacak değilim, Meclisi idare edeceğim. Tarafsızlığım bunu gerektirir ve ben tarafsız olmak durumundayım. Şahıs olarak, subjektif olarak kanaatimi ifade ediyorum."
Türkiye'de olağanüstü halin kanun hükmünde kararnameler ile yürütülme şekline muhalefetin bazı eleştirileri olduğunun hatırlatılması ve bu eleştirileri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kahraman, olağanüstü hallerde kanun hükmünde kararname çıkmasının TBMM tarihinde çok örneği bulunduğuna işaret etti.
Kanun hükmünde kararnamelerin sıkıyönetim zamanlarında ve olağanüstü hal ilan edilen bölgeler için çıkmasının doğal olduğunu çünkü durumun aciliyeti bulunduğunu belirten Kahraman, içtüzüğün amir hükümüne göre bir olağanüstü hal kararnamesinin Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 20 gün içinde komisyonlarda görüşüldüğünü ve 20 gün sonrasında TBMM Başkanı'nın müzakereler bitse de bitmese de kararnameyi TBMM gündemine aldığını hatırlattı.
Kararnamenin bir ay içinde reddedilmesi veya kanunlaşması gerektiğini ifade eden Kahraman, şöyle devam etti:
"Meclis tatile girdiği için, çıkan olağanüstü hal kararnameleri 1 Ekim'de başlayan yeni dönemde ele alınacak. Nitekim ilk oturumda ele alındı ilk çıkan kararname. O prosedür yürüyor ve yürüyecek. Bu arada olağanüstü hal tekrar uzatıldı, üç ay daha, bir yerde zımni kabul hepsi için ortaya konmuş oldu. İktidarın çoğunluğu malumunuz. Olağanüstü hal meselesinde bütün partilerin ortak bir hareketi vardı. MHP'nin de CHP'nin de, HDP'yi tam bilemiyorum, iştirak edeceği bir tedbirler manzumesidir bu. Almamız lazım gelen tedbirdir bu. Toplum kendini koruyacak, devlet yıkılmasın diye koruyacak, buna hangi parti 'hayır' diyebilir. Buna 'hayır' diyen devletinin devamını, bütünlüğünü istemeyen demektir. 'Darbeye açık kalsın' demektedir. Dolayısıyla prosedür devam etmektedir."
"Başkanlık sistemi istikrarlı bir sistem demektir"
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin soru üzerine Kahraman, kendisinin anayasa hususunda çok çalışmış bir kişi olduğunu, 62 anayasayı incelediğini, istikrar ve gelişme için başkanlık sisteminin daha uygun olduğu kanaatine vardığını ve bunu da ifade ettiğini anlattı.
İtalya'nın yaptığı değişiklikle koalisyonlarla yönetilmekten kurtulduğuna dikkati çeken Kahraman, "Başkanlık sistemi istikrarlı bir sistem demektir." diye konuştu.
"Ben bir şahsım ve ben bir fikre sahibim"
Daha iyi bir sistemin gelmesini istemenin yanlış birşey olmadığını vurgulayan Kahraman, şöyle devam etti:
"Sayın Devlet Bahçeli'nin son beyanı güzel. 'Öyle ya halk hangisini istiyor, bu bir sorulsun' diyor. Yine Başbakan da, 'İsterse yüzde 67 ile geçsin Meclis'ten, (o zaman referanduma gitmek kalkıyor ortadan) yine halka gideceğiz.' diyor. Halkın benimsediği şekilde olmalı. Anlatılmıyor bu. Siz eğer lehindeyseniz, lehtekileri dinliyorsunuz, aleyhindeyseniz, aleyhtekileri dinliyorsunuz. Bu, demokrasi kültürünün tam yerleşmemesindendir. Aklıselim ile bakıldığında hakikaten güzel bir sistem olduğu görülür.
Bunları ben şahıs olarak söylüyorum. Yarın yine kalkıp da, 'Meclis Başkanı sen nasıl gündemdeki siyasetten bahsediyorsun?' derlerse. Ben bir şahsım ve ben bir fikre sahibim. Onu ifade etmek için söylüyorum. Yoksa Meclis, hangi istikamette çalışacaksa, o istikamette çalışacak. Mesela benim rey hakkım yok. Bir anayasa oylaması yapılsın, ben rey kullanacak değilim, Meclisi idare edeceğim. Tarafsızlığım bunu gerektirir ve ben tarafsız olmak durumundayım. Şahıs olarak, subjektif olarak kanaatimi ifade ediyorum."