dikGAZETE-İstanbul sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, fon kaynaklarını ağırlıklı olarak bankalardan temin eden üyelerine hizmet amacıyla düzenlediği "Alternatif Finansman Yöntemleri" konulu seminerde yaptığı konuşmada, Türk şirketlerinin tahvil, bono, halka arz, stratejik ortaklıklar gibi alternatif finansman yöntemlerine başvurmasını tavsiye etti.
PARASAL BOLLUK DÖNEMİ BİTTİKüresel ekonomide parasal bolluk döneminin artık sonuna gelindiğine, işaret edenSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’de işletmelerin de finansman yetersizlikleri nedeniyle üretimden Ar-Ge’ye pek çok konuda sorunla karşılaştığına dikkat çekti. İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2013 araştırmasında da görüldüğü üzere şirketlerin ödediği finansman giderlerinin faaliyet karının yüzde 53’üne çıktığını hatırlatan Bahçıvan, “Türk şirketlerin bu noktada yaşadıkları finansman sıkıntılarında, bono, tahvil, halka arz, uzun vadeli finansman, hedging gibi borçlanma araçlarından yararlanmamalarının da etkisi var. Oysa rakiplerimiz global şirketler banka kredileri dışında diğer finansman araçlarını daha çok kullanmaktadır” dedi.
GLOBAL ŞİRKET BORÇLARINDA TAHVİL, BONO ORANI YÜZDE 15
Türkiye’de şirketlerin borçlarında tahvil ve bono gibi ürünlerin payının yüzde 0’a yakınken, bu oranın global şirketlerde yüzde 15’e kadar yükseldiğini vurgulayan Bahçıvan, “Türkiye, üretim noktasında bu şirketlerimiz ile geleceğe yürüyecekse, mutlaka sanayimizi ve sanayicimizi doğru finansal enstrümanlar ile beslemek zorundadır. Sanayicilerimizin de, global ölçekte kullanılan bu enstrümanları kullanma noktasında, muhafazakarlığı bir kenara bırakarak bono, tahvil, halka arz, uzun vadeli finansman, ortaklıklar, risk yönetimi ve hedging gibi borçlanma araçlarından yararlanma yollarını da araştırarak bunları mutlaka kullanması gerektiğine inanıyorum” dedi.
ÇAPRAZ KUR CİDDİ ZARAR VERECEKKüresel ekonomi ve piyasalardaki son gelişmeler doğrultusunda risklerin boyutunun yükseldiğini ve endişelerin arttığını söyleyen Bahçıvan, şöyle konuştu:
“Çapraz kurdan ciddi zararlar yazılacak. O halde başka alanlarda olduğu gibi finansman konusunda da bir inovasyona acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Öyle ki, finansman gideri faaliyet kârının yüzde 53’üne çıkmış ise, inovasyon konusunda yeni bir düşünce ve bakış açısına yönelmemiz gerekiyor. Yani siz inovasyonla yeni bir ürün de üretseniz elde ettiğiniz gelirin büyük bir bölümünü finansmana harcarsanız burada büyük bir sorun var demektir. İşte tam da bu nedenle finansal inovasyon ihtiyacına dikkat çekiyorum.”
Seminerde moderatörlük yapan Besfin Finansal Hizmetler Yönetici Ortağı Ferda Besli, şirketlerin banka kredilerinin payının 2009’da yüzde 19 iken 2014’te yüzde 26’ya çıktığını belirterek, “G7 ülkelerinde finansman giderlerinin karlılıkta payı yüzde 13. Türkiye’de ise bu oran yüzde 56. Finansal borçlanmada yavaş yavaş tahvil, stratejik ortaklıklar,bono gibi yöntemlerle bu oranı G7 ülkeleri seviyesine düşürmek gerekiyor” dedi.
“Aktif Finansmanında Yatırım Kredilerinin Önemi” başlıklı oturumda konuşan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Koordinatörü Mehmet İlkin, 2009 yılında operasyonların başladığı Türkiye’de geçen yıl 1,4 milyar dolar iş hacmine ulaştıklarını belirterek “Türkiye’de ticari bankaların desteklemekten çekindiği, ani şoklara açık olan tüketici elektroniği gibi sektörlere destek veriyoruz. Ayrıca Türkiye’de enerji verimliliği istenilen seviyede değil. Bu nedenle çimento, çelik gibi enerji yoğun sektörlere danışmanlık hizmeti veriyoruz” dedi. Türkiye Sinai Kalkınma Bankası Kurumsal Pazarlama ve Proje Finansmanı Genel Müdür Yardımcısı Burak Akgüç, yılda 1,5 milyar dolar kredi kullandırdıklarını belirterek, “Son 10 yılda 2 milyar dolar fon aktarımı yaptık. Gelecek dönemde bilançoda, kaynak ve enerji verimliliği bazında olmak üzere sanayi kuruluşlarına aktadığımız krediler de olacak. Bu oran zaman içinde yükselecek. Kredilerin yanı sıra yatırım bankacılığı ve danışmanlık faaliyetinde kredilerin ötesinde özkaynak sağlama konusunda da destek verecek birimlerimiz mevcut” dedi.