Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer, sahte helal sertifika ve sahte logo kullanan firmaların helal olmadığını, tam aksine helalden nemalanmak ve onu istismar etmek olduğunu söyledi.
Modernizenin insanlığa sunduğu makine çarklarının içinden çıkartılıp süslü ambalajlar ve aldatıcı reklamlarla tüketicinin önüne getirilen ürünlerin sorgulanmadan tüketilmemesinin öneminin artık toplumum tarafından anlaşıldığını belirten Büyüközer, “Tüm bu karmaşaların içinde İslam ümmeti helal lokma meselesini çözmek zorunda olduğunu yeni yeni idrak etmeye başlamıştır. Daha önceki haberlerimizde de belirttiğimiz gibi unutulmak üzere olan, Müslümanların olmazsa olmazı ve imani bir meselesi olan helale sahip çıkma yolunda GİMDES 2005 yılından beri yoğun bir şekilde çalışmalarına devam etmektedir” dedi.
Büyüközer ayrıca, bu tür firmaların maksadının helale sahip çıkmak olmadığını, helalden nemalanmak, onu istismar etmek olduğunu belirterek helal şartları sulandırmak için yola çıkmış insanların ve kuruluşların boş durmadığının altını çizdi.
Sahte helal sertifika ve helal logo kullanan firmaların günden güne arttığını söyleyen Büyüközer, “Biz bunları deşifre etmeye yetişemiyoruz. Ancak Müslüman kardeşlerimizin ferasetine güveniyoruz. Bu çirkinlikleri de ferasetleri ile defedeceklerine inanıyoruz. Üç kuruşluk dünya menfaati uğruna, ebedi hayatlarını heba edenler, utanma perdeleri yırtılmış insanlar helal gibi kutsal bir kavramı istismar etmekte, sahtekarlık yöntemlerine tevessül etmektedirler.
Bugün dünya üzerinde yüzlerce helal gıda sertifikası veren kurum oluştu. Bunların büyük bir çoğunluğu, yüz yıldır gayrimüslimlerin istismarı yetmiyormuş gibi sahte helal sertifikalama ile Müslüman kardeşlerini istismar etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.Devletin ve milletin bütün kurumlarına sızarak ülkeyi bir kaosun kenarına getiren paralel yapının helal sertifikalamaya da el attığını dile getiren Büyüközer, bu yapının yalan dolan ve tehditlerle güç gösterisi yaparak tahribat yapmaya çalıştığını söyledi.
Türkiye’de helal sertifikanın adı dahi bilinmezken bir avuç cefakar GİMDES gönüllüsünün imkansızlığı mümkün hale getiren çalışmaları sonucunda 2008 yılında Türkiye’de helal sertifikanın konuşulur duruma geldiğini söyleyen Büyüközer, “Bugün o hale gelindi ki şuurlu Müslümanlar firmaları GİMDES’ten sertifika almaya, firmalar da Müslümanlara ürünlerini kabul ettirebilmek için GİMDES’den sertifika almaları gerektiği gibi bir anlayışa geldiler.
Artık GİMDES helal gıda logolu ürün Müslümanlar tarafından aranır duruma geldi. Bunu gören sahtekarlar da hemen devreye girerek GİMDES helal sertifikasını ve logosunu izinsiz ve kaçak olarak suistimal ederek haksız kazanç peşine düştüler” dedi.
Son olarak helal sertifika kurumunda olması gereken gıda üreticisi bir firmanın sertifikalama kurumu ile uzaktan yakından asla ilişkisi olmaması gerektiğini dile getiren Büyüközer sözlerini şöyle tamamladı: “Gıda üreticisi bir firmanın bir sertifikalama kurumu ile uzaktan yakından asla ilişkisi olmamalı ve ne icra kuruluna, ne mütevelli heyetine, ne yönetim kuruluna ve ne de onların ortak oldukları şirketlere helal sertifika vermemesi gereken tamamen bağımsız, tamamen şaibeden uzak bir kurum sisteminin olmasıdır. Çünkü İslam fıkhında kefalet sisteminin raconu böyledir. Geri kalanını sizlerin ferasetine havale ediyoruz. Bu tür firmalara firmamızca ikaz mektupları gönderilmektedir”.
dikgazete.com