Politika

“Şahsıma hakaret edenleri bir kereliğine mahsus affediyorum”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz’u devlet ve millet olarak bir milat haline dönüştüremezsek yazıklar olsun bize. Bir milat olarak bu vesileyle şuana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus...

“Şahsıma hakaret edenleri bir kereliğine mahsus affediyorum”
30-07-2016 11:18
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15 Temmuz’u devlet ve millet olarak bir milat haline dönüştüremezsek yazıklar olsun bize. Bir milat olarak bu vesileyle şuana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak davalarımı çekiyorum ve affediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bulunan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi açılışı ile Şehitleri Anma Programı’nda, 15 Temmuz şehitlerinin yakınları, gaziler ve ailelerinin yanı sıra vatandaşlarla bir araya geldi. Programa TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu üyeleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile kuvvet komutanları, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı.

“Şahsıma hakaret edenleri bir kereliğine mahsus affediyorum”
Programda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’un bir milat haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Kendisine hakaret edenlere karşı açtığı davaları bir kereliğine mahsus geri çekeceğini belirten Erdoğan, “Bugün Türkiye’nin yolu 15 Temmuz sabahından daha açıktır, daha aydınlık, daha berraktır. Özellikle son 3 yılda ardı ardına yaşadığımız tüm olayların şifresi 15 Temmuz’da en vasat zihinlerin bile anlayabileceği şekilde çözülmüş, eskilerin deyimiyle takke düşmüş, kel görünmüştür. Geldiğimiz noktada ‘eskiden şunu dedik, bunu söyledik’ demenin anlamı yoktur. Bundan sonra önümüze bakma zamanıdır. 15 Temmuz’u devlet ve millet olarak bir milat haline dönüştüremezsek yazıklar olsun bize. Bir milat olarak bu vesileyle şuana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak davalarımı çekiyorum ve affediyorum. Asıl bu imkanı doğru değerlendiremezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Siyasetçiler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ülkemizin önündeki bu gerçeğe, bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

“Şehitlerimizin hiçbiri bizim için meçhul değil”
Açılışı yapılan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nin herkese hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önemli bir parçası olan bu eserin açılışını böylesine önemli bir dönemde, çok kıymetli misafirlerle yapmanın mutluluğunu duyduğunu ifade etti. “Aramızda 15 Temmuz şehitlerinin yakınları ve 15 Temmuz gazilerimiz var, kendilerine hoş geldiniz diyorum” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“15 Temmuz gecesi 170’i sivil 62’si polis ve 5’i de asker olmak üzere 237 şehit verdik. Bugün saat 19.00 itibariyle yaralı sayımız 2 bin 191. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum. Bizim dinimizde şehitlik peygamberlikten sonra en yüksek makamdır. Arif Nihat Asya diyor ya: ‘Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor. Ve bir göğüs nefes almak için rüzgar bekliyor. Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye, yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli. Kim demiş meçhul asker diye? Destanını yapmış, kasideye kanmış, bir el ki ahretten uzanmış. Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler, öpelim temizse dudaklarımız. Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız. Söyledi söyleyenler demin, gel süngülü yiğit alkışlasınlar, şimdi sen söyle söz senin. Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor. Ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor.” Bu ülkede şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmadı kalmıyor. Ve bizim şehitlerimizin yattıkları toprak belli, tuttukları bayrak belli, yüreklerindeki iman belli, dillerindeki kelime-i şehadet, kelime-i tevhid belli. Peki, onları şehit edenlerin neyi belli? Sadece ihanetleri. Şehitlerimizin hiçbiri bizim için meçhul değil. Bilakis onların her biri milletimizin malumudur ve ebediyen malumu olarak kalacaktır.”

“237 şehidimizin adını anıtlaştıracağız”
İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü, Ankara’da Genelkurmay ve TBMM’nin bulunduğu kavşağın ve Kızılay Meydanı’nın isimlerinin değiştirildiğini dile getiren Erdoğan, “Şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak için Boğaziçi Köprüsü’nün adını 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Meclis’in ve Genelkurmay’ın bulunduğu kavşağın adını 15 Temmuz Şehitler Meydanı, Kızılay Meydanı’nın adını da 15 Temmuz Kızılay Demokrasi Meydanı olarak değiştirdik. Şimdi de 237 şehidimizin her birinin adını aynen Çanakkale Şehitleri’nde olduğu gibi anıtlaştıracağız. İnşallah kurumlarımızla anıtlaştıracağız, aynı zamanda İstanbul’da Boğaz Köprüsü’nden çıkar çıkmaz Anadolu yakasında tepe noktasında, Ankara’da hemen külliyemizin karşısında anıtlaştıracağız ve okullarımıza isimlerini vermek suretiyle anıtlaştıracağız ve kalıcı kılacağız. Şehit yakınlarımıza Terörle Mücadele Kanunu’ndaki tüm hakları aynen tanıyoruz. Ülkesi ve milleti için canını ortaya koyan bu kardeşlerimizin emanetlerine sahip çıkmak bizim namus borcumuzdur. Devletin sağlayacağı imkanların yanında milletimiz de şehitlerimiz için kampanyalar yapıyor, desteğini ortaya koyuyor. Şuanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız şehit ve gazilerimiz için kampanyasını başlattı; gerek Ziraat, Halk, Vakıf, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım’da açılan hesaplarda da şuanda tüm hayırseverlerimizin yardımları toplanıyor” ifadelerini kullandı.

“Bunu ancak kafir yapar”
15 Temmuz gecesi darbe teşebbüsünde bulunanların saldırılarını anlatan Erdoğan, “Aynı gece çok büyük bölümü Ankara ve İstanbul’da olmak üzere, bütün polis ve asker yaralılarımızla ne yazık ki haince bu alçaklar bu saldırılarını yaptılar. Hemen şuracıkta önce Jandarma ile Külliye arasındaki kavşağı uçakla bombaladılar. Yetmedi, hemen arkasından camimizin önünü bombaladılar ve orada 5 şehit verdik. Bunu ancak kafir yapar. Bunu ‘ben Müslüman’ım, ben Türk’üm’ diyen birisi yapabilir mi? Bunların bu milletle alakası yok. Bunlar benim askerimin içerisine nasıl sızmış? Bunlar benim polisimin içerisine nasıl sızmış? Bunlar bizim devlet kurumlarımızın içerisine nasıl sızmış” değerlendirmelerinde bulundu.

“Avrupa’dan taziye için hiç kimse gelmedi”
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’nden henüz taziye için Türkiye’ye gelen hiç kimse olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
“Birileri bize akıl veriyor Batı’dan, ‘geçmiş olsun.’ Ama ardından bir şey daha söylüyor: ‘Bu attıklarınız, açığa alınanlar sebebiyle endişeliyiz’ diyorlar. Siz işinize bakın. Benim ülkemde darbe olacak ve benim ülkemde 237 şehidim, 2 bin 191 yaralım olacak, bir tane kalkıp taziyede bulunacak ardından 9 tane nasihatte bulunacaksın, o aklı kendine sakla. Bir terör eyleminde 5 kişi 10 kişi öldüğü zaman dünyayı ayağa kaldırıyorsunuz. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi demokratik parlamenter sisteme sahip çıkmış, yüzde 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanı, yüzde 50 ile hükümet eden bir iktidar var, bunlara karşı bir darbe yapılıyor; siz bu hükümetin, bu devletin yanında yer alacağınıza, kalkıp darbecilerin yanında yer alıyorsunuz. Şuana kadar ne Avrupa Birliği’nden, ne Avrupa Konseyi’nden, ne Batı’dan kalkıp da buraya taziye için gelen bir kişi yok. Utanmadan sıkılmadan kalkıp bu tür şeyleri söyleme zilletinde bulunuyorlar. Ondan sonra da ‘Erdoğan çok sinirli, çok asabi’ diyorlar. Biz sadece ve sadece rükuda, Allah’ın huzurunda eğiliriz. Biz kula kul olmadık, olmayacağız onu Fetocular düşünsün, onlar kula kul. Onlar, ‘O bize şah damarından daha yakın’ diyor. Zavallılar, cahiller, bize şah damarından daha yakın olan sadece ve sadece Allahımızdır, başka yok. Biz Allahımıza kulluk ederiz. Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. Benim gözümde 15 Temmuz gecesi sokağa dökülerek, ülkesine, milletine, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan her bir kardeşim gazidir. Hepimizin gazası mübarek olsun.”

“Ülkemiz adına yapılan olumsuz hesapların tamamı 15 Temmuz’da geçerliliğini yitirdi”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi demokrasi mücadelesi veren halkın kahramanlıklarını anlattı. Darbe teşebbüsüne karşı direnirken şehit olanları kıskandığını kaydeden Erdoğan, “Parlamentomuzun o gece anında açılması sayın başkanımızın orada gurubuyla bir araya gelmesi bana o anda şunu hatırlattı: Yeniden bir istiklal mücadelesini yaşıyoruz ve yeniden bir istikbal mücadelesi veriyoruz. Biz ne mutlu, ne kutlu bir milletiz. Dünyada sizin emsaliniz, sizin eşiniz yok. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve canları pahasına tankların, silahların, bombaların karşısına dikilen tüm vatandaşlarımız 15 Temmuz’da yazdıkları destanla Türkiye’nin önünde yeni bir dönem başlatmışlardır. Ben hanım kardeşlerimi, Nene Hatunlarımızı kutluyorum. O tankların karşısına dikilip orada şehit olan hanım kardeşlerimi kutluyorum. Dik durup yılmayan hanım kardeşlerimi kutluyorum. Tankın altında şehit olma azmiyle olup, şehit olmayan fakat o yiğitliği gösteren gencimizi kutluyorum. Tank paletlerinin altına girenleri kutluyorum. Orada şehit olanları kutlamak benim haddime mi; çünkü onu Rabbim kutlamış, sevgili peygamberim kutlamış, ona aguşunu açmış. Ben şehitlerimizi kıskanıyorum, Rabbim bizleri onlarla birlikte haşretsin. 15 Temmuz gecesi ülkemizin her köşesinde sokaklarda, her siyasi anlayıştan, her meşrepten, her dünya görüşünden insanlarımız vardı. O geceden beri Türkiye gerektiğinde tüm farklılıklarının üzerine çıkarak, hürriyetini ve geleceğini sahiplenme iradesine sahip olduğunu, dost düşman herkese gösterdi. Ülkemiz adına yapılan olumsuz hesapların tamamı 15 Temmuz’da geçerliliğini yitirdi. O gece yaşanan ve pek azı kameralara yansıyan manzaraların her biri, Türkiye’nin ekonomik, siyasi, sosyal, terör yoluyla diz çökmesini bekleyenlerin kafasına birer balyoz gibi indi. Bir süredir ülkemize farklı niyetlerle bakanlar sandılar ki; toplumun içerisindeki görüş farklılıklarını, fay hatlarını eğer derinleştirirsek Türkiye’yi dize getirebiliriz. Sandılar ki PKK’sından DAİŞ’ine kadar dünyanın en eli kanlı, en vahşi terör örgütlerini üzerlerine salarsak, bu ülkeyi sindirebiliriz. Sandılar ki FETÖ mensubu üniformalı teröristleri uçaklarla, tanklarla, toplarla sokağa çıkardığımızda bu mileleti teslim alabiliriz. Halbuki Rabbim ‘Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır’ diyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye bir ve beraber olarak 40 yıllık kirli hesabı, 20 saate kalmadan yerle yeksan etti”
Fetullahçı Terör Örgütü’nün 40 yıllık bir mazisi olduğunu hatırlatan Erdoğan, milletin bu 40 yıllık kirli hesabı 20 saatte yerle yeksan ettiğini belirtti. Kamu kuruluşlarında ne kadar FETÖ mensubu varsa temizleneceğini vurgulayan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi millet olarak Allah’ın izniyle bize tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçirdik. 81 vilayeti ve 79 milyon vatandaşıyla tüm Türkiye bir ve beraber olarak, 40 yıllık hazırlığı, 40 yıllık kirli hesabı, 20 saate kalmadan yerle yeksan etti. FETÖ’nün mazisi 40 yıl. 40 yıldır bunlar bugüne ulaşmak için çalıştılar. Şimdi hesap tersine döndü ama iş bitmedi, yapacağımız daha çok şey var. Bunlar kanser virüsü gibi vücudu metastaz yaptı. Şimdi bu virüs kazınıyor. Bunun tamamen kazınarak temizlenmesi, vücudun bundan arınması lazım. Bazıları ‘10 bin kişi, 20 bin kişi attınız’ diyor, 10 binlerce kim varsa temizleyeceğiz. Çünkü bunlara eğer bu ülke kalacak olursa ne yapacakları ortada. Benim tertemiz insanıma, verdiğimiz vergilerle aldığımız uçaklarla bomba yağdıranların bu ülkenin kurumlarında kalması mümkün değildir” şeklinde konuştu.

“Bu darbe başarılı olsaydı, herkes için 16 Temmuzla birlikte bambaşka bir hayat başlayacaktı”
“Şu gerçeği herkesin çok iyi gördüğüne inanıyorum: 15 Temmuz darbe girişimi, ülkemizdeki diğer tüm darbelerden farklı olarak sadece hükümeti devirmeyi, yönetimi ele geçirmeyi değil, aynı zamanda toplumu da ele geçirmeyi planlıyordu” diyen Edoğan:
Bu darbe başarılı olsaydı, ülkemizdeki istisnasız herkes için 16 Temmuzla birlikte bambaşka bir hayat başlayacaktı. Bu ihanet çetesinin mensubu olmayan, iradesini Pensilvanya’daki çete başına teslim etmeyen hiç kimse bu ülkede hayatını sürdürme, geleceğini inşa etme imkanına sahip olmayacaktı. Milletimiz işte bu büyük tehdidi gördüğü için AK Partilisiyle, CHP’lisiyle, MHP’lisiyle, diğer partilere gönül veren insanlarla darbe girişimine karşı çıktı, devletinin ve yöneticilerin yanında yer aldı. Bu uyanış günlük siyasi çekişmelerin, polemiklerin, rekabetin ötesinde bir birlikteliği, dayanışmayı beraberinde getirdi. Milletimiz, söz konusu vatan olduğunda diğer her şeyi teferruat haline getiren bir şuuru ortaya koydu. Bu manzaranın Cumhurbaşkanı olarak şahsıma, Sayın Başbakana, siyasi partilerin genel başkanlarına verdiği mesajın gayet iyi farkındayız. AK Parti, CHP ve MHP genel başkanları 25 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya gelerek hem darbe girişimi karşısındaki sağlam duruşlarını teyit etmişler, hem de Türkiye’nin önümüzdeki dönemine ilişkin güçlü mesajlar vermişlerdir. Bu sorumlu ve dirayetli tutumları nedeniyle siyasi parti genel başkanlarımıza bir kez daha şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum. 15 Temmuz darbesini destekleyen tek bir siyasi partimizin, tek bir vatandaş grubumuzun olmaması geleceğimize güvenle bakmamız hususunda bize güven veriyor. Benim gözümde 15 Temmuz gecesi Çanakkale’de ve İstiklal Harbi’nde sergilediğimiz birlik ve beraberliğin günümüze tezahürüdür. Bu manzarayı görüp de hala ülkesinden, milletinden, 2023 hedeflerimizden, geleceğinden şüphe duyan varsa, ben de onun aklından, izanından şüphe duyarım” değerlendirmelerinde bulundu.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER