Sağlık

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların ezici çoğunluğu kadın

Manisa’da 274 vatandaş üzerinde yapılan ‘Hizmet alan bireylerin gözünden sağlık çalışanlarına yönelik şiddet’ araştırmasının sonuçları açıklandı. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 68.7’si kadınlar, yüzde...

Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların ezici çoğunluğu kadın
10-03-2016 17:01
Manisa’da 274 vatandaş üzerinde yapılan ‘Hizmet alan bireylerin gözünden sağlık çalışanlarına yönelik şiddet’ araştırmasının sonuçları açıklandı. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların yüzde 68.7’si kadınlar, yüzde 31.3’ü erkekler çıktı.
Yunusemre ilçesinde 8 ay süren 274 vatandaşla bire bir görüşülerek hazırlanan araştırmanın sonuçları, Sağlık Sen Manisa Şubesinde düzenlenen bir toplantıyla açıklandı. Toplantıya Sağlık Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa İrğat, Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı ve sendikanın Şiddeti Araştırma Komisyonu Başkanı Uzman Dr. Ümit Atman ve sendikanın yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Sağlık Sen Manisa Şubesi Başkanı Mustafa İrğat, sendika olarak bünyelerinde kurulan komisyonlar tarafından hazırlanan araştırma sonuçlarını bir bir paylaştıklarını belirtti. İrğat, Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu tarafından 8 ay süren bir çalışma sonrası hazırlanan ‘Hizmet alan bireylerin gözünden sağlık çalışanlarına yönelik şiddet’ araştırmasının önemli sonuçlar ortaya çıkardığını dile getirdi. İrğat, objektif bir çalışma olduğunu düşündükleri araştırmada emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu çalışmayı hem çalışanlarımız, hem genel merkezimiz, hem bakanlığımız hem de Meclis Sağlık Komisyonu ile paylaşarak bir farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

SONUÇLAR KONGREDE DE SUNULDU
Yunusemre Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı ve sendikanın Şiddeti Araştırma Komisyonu Başkanı Uzman Dr. Ümit Atman, 8 ay boyunca 274 vatandaşla bire bir görüşülerek hazırlanan ‘Hizmet alan bireylerin gözünden sağlık çalışanlarına yönelik şiddet’ araştırmasının ‘Uluslar arası Sağlık ve Performans Kongresinde’ de sözlü sunum olma hakkını elde ettiğini ve 1-4 Mart tarihleri arasında Antalya’da yapılan kongrede kendisi tarafından sunulduğunu açıkladı.
Şiddetin toplumda bir salgın gibi yayıldığına dikkat çeken Atman, 1999-2010 yılları arasında da sağlıkçıların en çok sözel ve fiziksel şiddete maruz kaldığının ve bunun günümüzde de artarak devam ettiğini belirterek, “Katılımcılar sağlık merkezlerinden hizmet alan ve çalışmaya gönüllü katılan kişiler arasından seçildi ve onlara yüz yüze görüşme anket tekniğiyle sorular sorduk ve aldığımız cevapları işledik” şeklinde konuştu.
Sağlıkçılara uygulanan şiddetin, uygulayıcılar gözünden nasıl değerlendirildiğini aktarmaya çalıştıklarını anlatan Atman, sözlerine şöyle devam etti:
“Çalışmamıza katılanların yüzde 66’sı kadın, yüzde 33’ü erkekti. Yaş ortalaması 36, eğitim düzeyi çoğunlukta yüzde 38 ile üniversite mezunuydu. Hepsinin ortak kanaati ‘Son bir yılda toplumda, sağlıkta şiddet olayları arttı mı?’ dediğimizde yüzde 90’a varan oranda ‘Evet şiddet olayları arttı’ dediler ve ‘Son bir yılda sağlık hizmeti alırken şiddet olayına hiç tanık oldunuz mu?’ dediğimizde yüzde 62 ile ‘Evet şiddet olayına tanık olduk’ gibi dramatik bir oranı yakaladık. ‘Peki, siz başvurdunuz mu?’ diye sorduğumuzda ‘Evet bir kez uyguladım’ diyenlerin oranı yüzde 5’i bulurken, ‘Evet birçok kere başvurdum’ diyenlerin oranı ise yüzde biri buldu. Kullanılan şiddet türleri arasında en sık hangisi var diye araştırdığımızda ilk sırada sözlü tehdit, küfür, hakaret, yüksek ses yüzde 41.8’lerde gelirken, beraberinde aşağılayıcı davranışlar vardı ve uygulanan şiddet türlerinde yüzde 56’larda sözlü tehdit iken sözlü tehdide fiziki şiddetin eklendiği oran yüzde 20’yi buldu.”

ŞİDDET UYGULAYICILAR KADINLAR ÇIKTI
Yaptıkları çalışma sonucunda çarpıcı bir detayla karşılaştıklarını kaydeden Atman, şunları söyledi:
“Şiddet uygulayanların çoğu ilginç bir sonuçla kadın. Şiddet uygulayıcılar kadın çıkınca nasıl olabilir diye düşündük. Sonra baktık ki biz bu araştırmayı gündüz mesaisinde hizmet veren sağlık merkezlerinde yapıyoruz. Sağlık merkezlerine gündüz hizmet almak için başvuran popülasyonun çoğu kadın. Maalesef sözlü tehdit ve hakaret boyutundaki şiddeti en çok uygulayıcılar kadınlar olarak saptandı. En çok hekimlere yüzde 36.5 ve yardımcı sağlık personeline uygulanıyor. Şiddetin yeri bekleme salonuyla muayene odası arasında gidip geliyor. Şiddet uygulayıcılarının kimliğini sorguladığımızda genelde hastanın kendisi veya yakını tarafından uygulanıyor.”

ŞİDDETİN SEBEBİ GECİKME VE BEKLEME
Atman, ‘Şiddetin neden uygulandığını’ sorduklarında ise aldıkları yanıtı şöyle sıraladı: “Hasta ve hasta yakınları beklemek istemiyor. ‘Gecikme ve bekleme nedeniyle biz bu yönteme başvurduk’ diyenler yüzde 40.6, beraberinde ihmal edilme düşüncesini ekleyenler ‘Bizi ihmal ediyorlar’ diye düşünenlerle birlikte rakam yüzde 22.9’u buldu."

SAĞLIKÇILARDAN İLGİNÇ ÖNERİLER
Şiddeti ortadan kaldırmak için hem vatandaşlara hem de sağlık çalışanlarına da sorular sorduklarını aktaran Atman, açıklamasına şöyle devam etti:
“Şiddeti kaldıralım ne önerirsiniz?’ diye sorduğumuzda vatandaşlarımız dediler ki, ‘Cezai yaptırım artırılsın ve yasa bununla ilgili düzenlensin ve bundan bizim haberimiz olsun. Sağlıkçı arkadaşlarımız da hep bilgilendirmeden, hasta haklarıyla ilgili bilgilendirme eksikliğinden gem vurdular. Hatta bazıları ki ben buraya sözün bittiği yer diyorum. Öyle bunalmışlar ki yaşanan şiddet olaylarından ‘Sağlık çalışanlarına silah taşıma ruhsatı verilsin’ diyen oldu. Bu sözün bittiği noktadır bence. ‘Bize elektro şok cihazı verin, biber gazı verin’ gibi söyleyenler oldu. Şiddet olaylarıyla baş etmek için, ‘Vatandaş şiddet uyguladıktan sonra ülkenin hiçbir yerinde sağlık hizmetinden faydalanamasın, sağlık güvencesi iptal edilsin’ diyen şiddete maruz kalan sağlık çalışanları oldu. Bu bize bunalmışlık içinde olduğumuzu gösteriyor sağlıkçılarımızın. Çünkü sağlıklı bir birey hiçbir zaman başka bir birey için bu tür temennilerde bulunmaz. Biz sağlıkçılar içinde vatandaşlarımız içinde şiddet uygulama bir refleks olmaktan çıkmalı, sağlık çalışanları haklarının farkına varmalı ve savunmalı. Sağlıkta şiddet sorununu çözme konusunda öneri getirirken hiçbir zaman ideolojilerin esiri olmamalıyız, siyasetten uzak durmalı. Çalışan, empati kuran bireyler olarak gerekli tutumu geliştirmeli, toplumsal kültürümüzü gözden geçirmeli ve bizlerin üzerine düşen rolleri belirlemeliyiz. Yasal düzenleme yapılırken de nedene yönelik düzenlemeler yapılması konusunda hasta ve çalışan temsilcilerinin de bulunduğu katılımcı kararlar alınıp uygulamaya geçirilmelidir.”
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER