Gündem

'Sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve doğru olduğunu gördük'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "15-16 yıldır özellikle sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve doğru yatırımlar olduğunu gördük." dedi.

'Sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve doğru olduğunu gördük'
17-04-2020 02:02

İstanbul

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 15-16 yıldır özellikle sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve doğru yatırımlar olduğunun görüldüğünü belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle sağlıkla ilgili, şehir hastaneleri, tıbbi malzeme, sağlık çalışanları, diğer bütün tıbbi ve sağlıkla ilgili konularda yaptığı yatırımlar adeta yıllardır bizi bu salgına karşı bizi hazırlıyormuş." ifadelerini kullandı.

Kalın, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "Korona günleri nasıl geçiyor? Siz nasıl bir düzen kurdunuz kendinize?" sorusu üzerine Kalın, herkes gibi Sağlık Bakanlığının açıkladığı kurallara titizlikle uyduklarını, İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber olduklarını, çünkü devlet yönetiminin devam etmek durumunda olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tedbirlere titizlikle uyduğunu hatta kendilerine örnek olduğunu dile getiren Kalın, "Burada sosyal mesafeye dikkat ediyoruz. Dışarı çıktığımızda maske takıyoruz. Kalabalık ortamlara girmiyoruz, kalabalık ortamların oluşmasına imkan vermiyoruz. Sıkça ellerimizi yıkıyoruz. Sosyal izolasyona riayet ediyoruz, görüşmelerimizin çoğunu video konferans ile gerçekleştiriyoruz.

Cumhurbaşkanımız da hamdolsun bir devlet başkanı nasıl korunması gerekiyorsa o şekilde korunuyor." dedi.

İbrahim Kalın, bu süreçte devletin zirvesinin nasıl korunduğuna ilişkin soruya karşılık, "Burada doktorlarımız var. Yakın ekipte herkes test ediliyor. Sosyal mesafe, izolasyon, maske takma gibi kurallara riayet ediyoruz.

Şikayet olduğunda bunlarla ilgili gerekli tedbirler alınıyor. Sağlık Bakanlığımızın tavsiye ettiği tedbirler var. Vatandaşımız da Cumhurbaşkanımızı özlüyor. Halkın içinde olan bir lider olarak onun için de çok kolay değil.

Üç haftadır buradayız, dışarı çıkmıyoruz, dışarıdan konuk almıyoruz. Ama bu kural herkes için geçerli." değerlendirmesinde bulundu.

"DSÖ de Türkiye'nin korona ile mücadelesini takdir ile karşıladı"

"Virüsle mücadelede gelinen noktayı nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna Kalın, şu yanıtı verdi:

"Diğer ülkelerdeki duruma göz attığınızda, korona krizi Çin'de başladı. Ocak ayında krizin merkezi Çin'di. Sonra İran'a doğru kaydı. İran'da ciddi kayıplar olduktan sonra dünya bunun salgına doğru gittiğini fark etti.

Dünya Sağlık Örgütü, İran'dan diğer ülkelere yayılırken kıtalararası bir salgın olduğunu ilan etti. Son 1,5 aydır bu salgının merkezi Avrupa'ya kaydı.

Buna 3. bir ayak daha eklendi, ABD. Bu salgının merkezinin nasıl hareket ettiğine baktığınızda, virüsün davranış biçimleriyle ilgili de belki bir fikir veriyor ama ben burada amatör bir şeyler söyleyip, tıp ilmi açısından hatalı bir cümle de kurmak istemem.

Benim görebildiğim kadarıyla bilim insanları da bu virüsün davranış modelini, mimarisini henüz tam manasıyla ortama çıkartabilmiş değiller. Bununla ilgili hala araştırmalar yapılıyor. Enfekte olan insanların plazmaları alınmak suretiyle hem bir anda aşı yapılmaya çalışılıyor hem de virüsün mahiyeti incelenmeye çalışılıyor.

Türkiye bu krize en erken cevap veren ve bu konuda en erken tedbir alan ülkelerden biri olduğu için göreceli olarak avantajlı bir konumdayız. Günlük test sayımız 40 bini aştı. Bu, Türkiye açısından iyi bir sayı.

Diğer ülkelerin bu konuda sergilediği performansa ve virüsün yayılma hızına baktığınız zaman biz hamdolsun daha iyi bir noktadayız. Can kaybı oranlarında da yüzde 2'lerin altındayız."

Kalın, 15-16 yıldır özellikle sağlık alt yapısına yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve doğru yatırımlar olduğunun görüldüğünü anlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle sağlıkla ilgili, şehir hastaneleri, tıbbi malzeme, sağlık çalışanları, diğer bütün tıbbi ve sağlıkla ilgili konularda yaptığı yatırımlar adeta yıllardır bizi bu salgına karşı bizi hazırlıyormuş.

Sağlık altyapımızın bu kadar sağlam olması, yoğun bakım ünitelerimizdeki yatak kapasitesi, normal yatak kapasitemiz, şehir hastaneleri, tıbbi malzeme ve diğer konularda dünyaya örnek olacak bir süreçten geçiyoruz ki DSÖ de Türkiye'nin korona ile mücadelesini takdir ile karşıladığını ifade etti." diye konuştu.

"Hayatın normalleşmesine dair bir ön görünüz var mı?" sorusu üzerine Kalın, şu anda bir şey söylemenin erken olduğunu, bu konuyu Sağlık Bakanlığına, Bilim Kuruluna ve diğer bilim insanlarına sorduklarını aktardı.

Kalın, "Ancak ve ancak kontrol altına alınıp, insanlar genel manada dünya çapında bağışıklık kazandığı ve eş zamanlı olarak aşı bulunduğunda tam anlamıyla kontrol altına alınmıştır denebilecek." dedi.

"Bilim Kurulu ile siyasi irade arasında görüş ayrılığı söz konusu değil"

İbrahim Kalın, Bilim Kurulunun bu süreçte ihdas edilmiş en önemli kurullardan biri olduğunu belirterek, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın önerisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla bu kurulun çok zamanlı bir şekilde kurulduğunu söyledi.

Şu ana kadar gayet iyi bir şekilde çalışan Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda bu tedbirlerin alınıp uygulandığını ifade eden Kalın, kurulun bütün üyelerinin üzerinde büyük bir yük ve sorumluluk bulunduğunu kaydetti.

Kalın, şöyle devam etti:

"Mesele sadece onların tavsiyeleriyle kalmıyor. Onlar bilimsel açıdan, tıbbi açıdan hadisenin birçok yönüne bakıp tavsiyelerde bulunuyor. Bunlar Cumhurbaşkanımıza geliyor, Cumhurbaşkanımız da bütün bu bilimsel veriler ışığında olması gereken neyse yapılması şeklinde talimatlandırıyor. Bugüne kadar hamdolsun gayet uyumlu bir çalışma yapıldı.

Birçok toplantı yapıldı. Cumhurbaşkanımız da buna iki kere başkanlık yaptı. Kuruldan üye hocalarımız da bu toplantılara katıldı. Şimdi de Sağlık Bakanımızın başkanlığında bu toplantılar düzenli, muntazam bir şekilde yapılıyor. Her gün de kurulun tavsiyeleri görüşleri paylaşılıyor."

İbrahim Kalın, zaman zaman kurulun çalışmalarıyla siyasi irade arasında görüş ayrılığı olduğu veya tavsiyelerinin yerine getirilmediğine yönelik haberlerin çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Öyle bir şey söz konusu değil. Bu dönemde, bu tür doğal afetlerle musibetlerle mücadelenin en önemli ayağı eş güdüm içerisinde ve aynı zamanda birlik beraberlik içerisinde hareket etmektir. Şimdi bilimsel veriler dururken Cumhurbaşkanımızın veya bir başka bakanımızın herhangi birisinin kalkıp bunun hilafına bir şey yapması tahayyül bile edilemez. Örneği de yok zaten. Burada süreç yönetimi anlamında da iyi bir işbirliği ortaya konduğunu rahatlıkla söyleyebilirim."

Bugüne kadar Bilim Kurulunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dönen bir tavsiyesinin olmadığını anlatan Kalın, bugüne kadar maske üretiminden ilaç alımına, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinden sosyal mesafenin uygulanmasına kadar gelen bütün tavsiyelerin bu çerçeve içerisinde değerlendirilip hayata geçirildiğini söyledi.

Kalın, Bilim Kurulunun kendi alanıyla ilgili tavsiyelerinin bugüne kadar kural haline geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

"O anlamda son derece uyumlu bir çalışmanın olduğunu ifade etmeliyim. Bu vesileyle Bilim Kurulu üyesi olan bütün hocalarımıza da teşekkür ediyorum. Onlar da bu sürecin diğer kahramanı olan sağlık çalışanları ile büyük bir özveriyle gecelerini gündüzlerine katarak bütün bilgilerini, birikimlerini, akıllarını, gönüllerini bu işe koydular.

Bir taraftan süreci takip ediyorlar tavsiyelerde bulunuyorlar, bir taraftan da televizyonlara çıkarak kamuoyunu bu konularda aydınlatıyorlar."

Sokağa çıkma yasağı tartışmaları

CHP'li 11 belediyenin yaptığı açıklamaya ilişkin görüşü sorulan Kalın, salgının yoğun yaşandığı 30 büyükşehir ve Zonguldak'ta sokağa çıkma yasağı ve ilk planda şehirlerarası trafiğin önlenmesi gibi kararlar aldıklarını anlatarak, bunun tamamen süreç, yaşanan vaka sayısı, yayılmanın dozu ile ilgili konularla bağlantılı olduğunu ifade etti.

Başta da sokağa çıkma yasağı isteyenlerin olduğunu dile getiren Kalın, Bilim Kurulunun tavsiyeleri çerçevesinde, kamu düzenini dikkate alarak sağlık hizmetlerinin aksamamasını dikkate alacak şekilde ve diğer konularda tedarik yollarının açık olması, temel gıda, tıbbi ve diğer ihtiyaçları sağlayacak bir sistemi de çalıştırma zorunluluğunun olduğunu kaydetti.

Kalın, bunun ekonomik maliyetiyle ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığının çok önemli bir paket açıkladığına işaret ederek, böylece iş dünyası, çalışanlar ve ticaret yapan firmaların bir nefes aldığını belirtti.

Kalın, 4,5 milyona yakın vatandaşa bizzat nakdi yardım yapmak suretiyle bu süreçte nefes almalarının sağlandığını vurgulayarak, TBMM'den dün çıkan yasayla 3 ay boyunca işten çıkarmaların önlenmesine yönelik tedbirler alındığına işaret etti.

Bu ekosistemin tamamını uyumlu bir şekilde çalıştırmanın çok kolay bir şey olmadığına vurgu yapan Kalın, "Bir sorunu çözerken bir başka sorunu büyütme riski de vardır. Dolayısıyla burada hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir optimal yöntem bulunmak suretiyle bu süreç yönetiliyor." dedi.

"İyi bir süreç yönettiğimizi söyleyebiliriz"

Kalın, maske, tulum, sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılanması konularında herhangi bir sorun yaşanmadığına dikkati çekerek, "Çok hızlı bir şekilde bizim birçok sanayideki ilgili firmalarımız bazıları gönüllü, bazıları devletin teklifi, telkini, yönlendirmesiyle tezgahlarını bu yöne çevirdiler ve hamdolsun bu konuda şu ana kadar ciddi bir sıkıntı yaşanmadı. Dolayısıyla sürecin tamamına baktığınız zaman vatandaşlarımızın bu tedbirleri sahiplenmesi suretiyle şu ana kadar iyi bir süreç yönettiğimizi söyleyebiliriz.

Bu başarı hepimizin, sadece şu şahsın ya da kurumun değil, hepimizin başarısı." değerlendirmesinde bulundu.

İbranim Kalın, ülke genelinde uzun soluklu bir karantina kararı alınması halinde bunun ekonomiye maliyetinin ne olacağına yönelik bir soru üzerine şunları söyledi:

"Bunun ekonomiye maliyeti çok daha ağır olurdu. Toplumsal hayata ve insan psikolojisine de maliyeti çok çok farklı şekilde olurdu. Bazen insanlar iyi niyetli ama maalesef altında bilimsel veri olmadan bu tür önerilerde bulunabiliyor.

Bunlar keyfi olarak 'şöyle yapalım' denilip karara bağlanacak konular değil. Bunlar gerçekten devlet aklı ile birlikte ele alınması gereken konular. O yüzden Bilim Kurulu var. O yüzden ilgili bütün birimlerimizin ortak çalışmaları önerileri neticesinde alınan kararlar bunlar."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER