Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, “Dostlarımızın sırtımızı sıvazlamaları iyi bir şey ama yeterli değildir. Yüke onlar da el atmaları gerekir. Sadece takdir etmek, teşekkür etmek yetmez, sorumluluğa ortak olmaları gerekir” dedi.
"İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 70. Yılında Mülteciler, Göçmenler ve Uyum Politikaları: Fırsatlar, Zorluklar, Çözümler" konulu sempozyum, TBMM Tören Salonu’nda gerçekleşti. Sempozyuma TBMM Başkanı Binali Yıldırım, milletvekilleri ve diğer yetkililer katıldı. Sempozyum Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in video mesajı ile başladı.
TBMM Başkanı Yıldırım, yaptığı konuşmada bölgedeki çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde terör, şiddet ve iç karışıklıkların devam ettiğini belirterek, “Bu çatışmalar irtica, göçmen kavramını tekrar dünya kamuoyu gündeminin ilk sırasına getirmiştir. Ne yazık ki irtica ve göç hareketleri az gelişmiş ülkelerden daha fazla gelişmiş ülkelere, savaş ve şiddetin olduğu ülkelerden huzurun ve istikrarın olduğu ülkelere, işsizlik ve istihdam sıkıntısı çeken ülkelerden istihdam imkanı daha fazla ülkelere doğru olmaktadır. İnsanlar şeref ve haysiyetlerine yaraşır bir hayat sürmek için bulundukları ülkeleri terk edip, kendilerine yeni hayat kuracakları ülkelere göç etmektedir. Doğudan batıya, güneyden kuzeye ilticaları hiç kimse ayıplamamalıdır. İnsanların barış içinde yaşayacakları hayat aramaları en doğal haklarıdır” ifadelerini kullandı.
"MAĞDUR OLAN DA MAĞDURİYETİ PAYLAŞAN DA AYNI COĞRAFYANIN İNSANIDIR"
Çeşitli sebeplerle 70 milyon insanın yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldığını söyleyen Yıldırım, “Bu insanların büyük çoğunluğu Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Myanmar ve Somali vatandaşlarıdır. Aynı şekilde en çok sığınmacı alan ülkeler ise Türkiye, Pakistan, Uganda, Lübnan ve İran olarak raporlara yansımıştır. Yani mağdur olan da, mağduriyeti paylaşan da aynı coğrafyanın insanıdır. Dünyanın 80 trilyon dolar gayri safi milli hasılası var. 80 trilyon dolarlık milli gelirin yarısı Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerine aittir. Bu ülkelerde yaşayan nüfus dünya nüfusunun yüzde 11’idir. Toplam 836 milyon nüfusu olan AB ve ABD’de kişi başına düşen milli gelir 47 bin doların üzerindedir. 70 milyonluk mülteci sorununa bu ülkeler ne kadar sahip çıkıyor?” şeklinde konuştu.
Soruna sebep olanların çözüme de ortak olmaları gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Savaş, şiddet ve terörün yanı sıra insanları göç etmeye zorlayan bir önemli sebep de dünyada dengesiz gelir dağılımı, yoksulluk, açlıktır. Bugün 700 milyonu aşkın insan yetersiz beslenme, açlık ile karşı karşıyadır. Diğer taraftan 20 milyona yakın insan açlık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. 760 milyonu aşkın insan aşırı beslenme sorunu çekmektedir” diye konuştu.
Yıldırım, insani ve vicdani değerlere sahip çıkılması gerektiğine işaret ederek, “Ülkelere akıl vermek kolaydır. ‘Gelin meseleleri birlikte çözelim’ dediğimizde bu kez tribünlere çekiliyor. Türkiye bugün 3.6 milyon birçoğu Suriyeli mülteciye, göçmene ev sahipliği yapmaktadır. İnsani ve vicdani bir sorun olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. Yıldırım, şöyle konuştu:
“Dostlarımızın sırtımızı sıvazlamaları iyi bir şey ama yeterli değildir. Yüke onlar da el atmaları gerekir. Sadece takdir etmek, teşekkür etmek yetmez, sorumluluğa ortak olmaları gerekir. İster bu noktada katkı sağlasınlar ister sağlamasınlar Türkiye tarihinden gelen inançlarının gereğini yapacak. “
Birleşmiş Milletler Mukim Koordinatörü Irina Vojackova-Sollorano ise şöyle konuştu:
“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi diktatörlere, savaşlara, silahların yayılmasına yönelik olarak çıkarıldı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bütün insanlara yönelik olarak çıkarıldı. Dünyanın her yerinden insanlar tarafından oluşturuldu. “
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan kişisel, sivil, siyasi hakların insanlığın ortak birikiminin yansıması olarak kabil gördüğünü belirterek, “Günümüzde de savaşta terör, iç çatışmalar, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, insan hakları ihlallerini dünya ölçeğinde yaygınlaştıran durumlar olarak ortaya çıkmaktadır. Birleşmiş milletler verilerine göre 300 milyona yakın göçmen, yani dünya nüfusunun yüzde 3’ü kendi doğduğu ülkenin dışında yaşamaktadır. Göç hareketleri iyi yönetilebildiği takdirde ekonomik, kültürel ve sosyal katma değerler oluşturabilmektedir” diye konuştu.
Etkinlikte mültecilerden oluşan koro şarkı söyledi.
(Ahmet Umur Öztürk - Nurullah Geylani/İHA)