Tüm Uyku Tıbbı ve Teknologları Derneği (TUTDER) Genel Başkanı Dr. Nuriye Yılmaz, mevsim geçişlerindeki saat düzenlemelerinin yol açabileceği sosyal ve tıbbi problemleri anlattı.
Yılmaz, mevsim geçişlerindeki saat düzenlemelerinin zihinsel işlev ve günlük hayat kalitesinde bozukluklara, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, vücut direncinin azalmasına, ağrı ve acılara dayanma gücünün zayıflamasına, ruhsal ve kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabildiğini söyledi. Yılmaz, yaptığı açıklamada, kış saati uygulamasının sona erecek olması nedeniyle uyku problemleri yaşanabileceğini anlattı.
Her insanın biyolojik saati olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Biyolojik ritm, insanlarda uyku-uyanıklık döngüsü, duygusal durum, hormon düzeyleri ve vücut sıcaklığı gibi pek çok işlev gerçekleştiriyor ve gün ışığından önemli ölçüde etkileniyor" diye konuştu. Yılmaz, biyolojik saatin değişime kısa sürede uyum sağlamadığı bilgisini vererek, bunun için bir haftaya ihtiyaç bulunduğunu kaydetti. Saat değişikliğine bazı yöntemlerle adapte olunabileceğini belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mevsim geçişlerindeki saat düzenlemeleri, zihinsel işlev bozukluklarına, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, günlük hayat kalitesinde bozulmalara, hastalıklara karşı vücut direncinin azalmasına, ağrı ve acılara dayanma gücünün zayıflamasına, ruhsal problemlerin çıkmasına ve kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabilir. Biyoritmin daha kolay uyum sağlayabilmesi amacıyla birkaç gün önceden 10-15 dakika kadar daha geç yatın, sabah da 10-15 dakika geç kalkmaya başlayın.
Sabahları gün ışığı altında güneş gözlüğü takmadan yürüyüş yapın. Sabah güneşiyle uyanabilmek için perdenizi aralık tutun. Kalitesiz uyku, horlama ve buna eşlik eden nefes durmalarının yaşandığı uyku apne sendromuna yol açabildiği gibi, nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyinin devamlı inip çıkması da beyin, kalp ve damar başta olmak üzere tüm hayati organları olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle kalp krizi riski artabilir."
KALİTELİ UYKU İÇİN ÖNERİLER
Yılmaz, sürekli uyuma isteği kadar, istendiği halde uyuyamamanın da büyük sorunlara yol açtığını aktararak, "Her iki durum da ciddi hastalık habercisi olabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Aşırı uykulu veya uykusuz olmanın en önemli sebepleri, horlama, uykuda solunumun durması (uyku apnesi), narkolepsi (gündüz aşırı uyku eğilimi) ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku hastalıkları ya da depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklardır. Bu durumlardan herhangi biri yaşanıyorsa mutlaka uzman hekime başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.
Yılmaz, kaliteli uyku için şu önerilerde bulundu:
"Kaliteli uyku için uyku hijyeni kurallarına uyulması oldukça önemlidir. Sadece uykulu hissettiğinizde yatağa gidin, uyumanız için gereken rahat ortam oluşturun. Uyarıcı içeren kahve, kola, çikolata gibi gıdalardan özellikle 19.00’dan sonra kaçının. Uyku öncesi alkol ve sigara kullanmayın, gün ortası veya öğleden sonra düzenli egzersiz yapın fakat yoğun egzersiz yapmaktan kaçının. Zihinsel veya fiziksel rahatlama yöntemlerini kullanın. Yatmadan önce ağır yemeklerden ve sıvı tüketiminden kaçının. Öğleden sonra ve akşamları şekerleme yapmayın. Yatağı sadece uyku için kullanın.
Yemek yemek, televizyon izlemek, kitap okumak gibi aktiviteleri yatakta yapmayın, düzenli uyanma şeması oluşturun."
(İHA)
Yılmaz, mevsim geçişlerindeki saat düzenlemelerinin zihinsel işlev ve günlük hayat kalitesinde bozukluklara, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, vücut direncinin azalmasına, ağrı ve acılara dayanma gücünün zayıflamasına, ruhsal ve kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabildiğini söyledi. Yılmaz, yaptığı açıklamada, kış saati uygulamasının sona erecek olması nedeniyle uyku problemleri yaşanabileceğini anlattı.
Her insanın biyolojik saati olduğuna dikkati çeken Yılmaz, "Biyolojik ritm, insanlarda uyku-uyanıklık döngüsü, duygusal durum, hormon düzeyleri ve vücut sıcaklığı gibi pek çok işlev gerçekleştiriyor ve gün ışığından önemli ölçüde etkileniyor" diye konuştu. Yılmaz, biyolojik saatin değişime kısa sürede uyum sağlamadığı bilgisini vererek, bunun için bir haftaya ihtiyaç bulunduğunu kaydetti. Saat değişikliğine bazı yöntemlerle adapte olunabileceğini belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mevsim geçişlerindeki saat düzenlemeleri, zihinsel işlev bozukluklarına, okul performansı ve mesleki başarıda düşüşe, günlük hayat kalitesinde bozulmalara, hastalıklara karşı vücut direncinin azalmasına, ağrı ve acılara dayanma gücünün zayıflamasına, ruhsal problemlerin çıkmasına ve kalp-damar hastalıklarına kadar pek çok sosyal ve tıbbi probleme yol açabilir. Biyoritmin daha kolay uyum sağlayabilmesi amacıyla birkaç gün önceden 10-15 dakika kadar daha geç yatın, sabah da 10-15 dakika geç kalkmaya başlayın.
Sabahları gün ışığı altında güneş gözlüğü takmadan yürüyüş yapın. Sabah güneşiyle uyanabilmek için perdenizi aralık tutun. Kalitesiz uyku, horlama ve buna eşlik eden nefes durmalarının yaşandığı uyku apne sendromuna yol açabildiği gibi, nefes durmaları sırasında kandaki oksijen düzeyinin devamlı inip çıkması da beyin, kalp ve damar başta olmak üzere tüm hayati organları olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle kalp krizi riski artabilir."
KALİTELİ UYKU İÇİN ÖNERİLER
Yılmaz, sürekli uyuma isteği kadar, istendiği halde uyuyamamanın da büyük sorunlara yol açtığını aktararak, "Her iki durum da ciddi hastalık habercisi olabileceğinden dikkatli olunmalıdır. Aşırı uykulu veya uykusuz olmanın en önemli sebepleri, horlama, uykuda solunumun durması (uyku apnesi), narkolepsi (gündüz aşırı uyku eğilimi) ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku hastalıkları ya da depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklardır. Bu durumlardan herhangi biri yaşanıyorsa mutlaka uzman hekime başvurulmalıdır" şeklinde konuştu.
Yılmaz, kaliteli uyku için şu önerilerde bulundu:
"Kaliteli uyku için uyku hijyeni kurallarına uyulması oldukça önemlidir. Sadece uykulu hissettiğinizde yatağa gidin, uyumanız için gereken rahat ortam oluşturun. Uyarıcı içeren kahve, kola, çikolata gibi gıdalardan özellikle 19.00’dan sonra kaçının. Uyku öncesi alkol ve sigara kullanmayın, gün ortası veya öğleden sonra düzenli egzersiz yapın fakat yoğun egzersiz yapmaktan kaçının. Zihinsel veya fiziksel rahatlama yöntemlerini kullanın. Yatmadan önce ağır yemeklerden ve sıvı tüketiminden kaçının. Öğleden sonra ve akşamları şekerleme yapmayın. Yatağı sadece uyku için kullanın.
Yemek yemek, televizyon izlemek, kitap okumak gibi aktiviteleri yatakta yapmayın, düzenli uyanma şeması oluşturun."
(İHA)