Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rumların KKTC’yi ayrı devlet olarak tanınmasını içerecek bir formülü benimsemesini beklemenin boşuna olduğunu, masa dışında bunu sağlayacak bir konjonktürün ise en azından görünür gelecekte söz konusu olmadığını savundu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, yaptığı federasyon açıklamasında, “Kıbrıs’ta çözüm için birçok seçenek var da benim federasyon ısrarım yüzünden mi bunlar gerçekleşmiyor. Federasyon dışında nedir bu seçenekler diye baktığımda; karşımıza üniter devlet, AB içinde veya değil iki ayrı devlet, konfederasyon gibi kavramlar çıkıyor” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, yaptığı yazılı açıklama şöyle:
’’Şöyle bir algı oluşturulmak isteniyor: Sanki Kıbrıs’ta çözüm için birçok seçenek var da benim federasyon ısrarım yüzünden bunlar gerçekleşmiyor. Federasyon dışında nedir bu seçenekler diye baktığımda; karşımıza üniter devlet, AB içinde veya değil iki ayrı devlet, konfederasyon gibi kavramlar çıkıyor. Daha önce defalarca söylediğim gibi üniter bir devlette azınlık haklarına onay verecek bir Kıbrıslı Türk yoktur. Diğer seçeneklerin ise KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanınması sağlanmadan gerçekleşmesi mümkün değildir. Toplantılarda da söylediğim gibi, masa başında Rumların KKTC’yi ayrı devlet olarak tanımasını içerecek bir formülü benimsemesini beklemek boşunadır. Masa dışında bunu sağlayacak bir konjonktür ise en azından görünür gelecekte söz konusu değildir. Öte yandan statükonun devamını istemediğimizi, çözümün BM çerçevesinde müzakerelerle olacağını da hep birlikte kabul etmekteyiz. Bu açıdan bakıldığında eldeki geçerli seçeneğin geçmiş mutabakatlara bağlı kalarak, BM parametrelerinde federal bir yapılanma olduğu açıktır. Burada karşımızda duran en büyük engel Rum liderliğinin geçmiş mutabakatlardan da geri adım atarak yetkiyi paylaşmakta gösterdiği isteksizliktir.
YENİ FİKİRLERİ İYİ NİYETLE DEĞERLENDİRMEYE HAZIRIZ
Geldiğimiz noktada şu da anlaşılmaktadır ki, Sayın Anastasiadis değişik ortamlarda, farklı kişilere farklı mesajlar vermiştir. Bunun netleştirilmesi gerekmektedir, benim basın toplantısında yaptığım çağrı budur. Eğer gerçekten yeni fikirler varsa, bunları iyi niyetle değerlendirmeye hazırız. Önümüzdeki günlerde Sayın Lute’un yanı sıra Rum liderliği ile doğrudan temaslar yapmayı da öngörüyorum.
Artık karşılıklı suçlamalara son vererek, eğer ortak bir anlayışta buluşabilirsek bunu her iki toplumun yararına olacak şekilde ileriye taşımak için çalışmalıyız.
ÇÖZÜM ANCAK ORTAK AKILLA ŞEKİLLENEBİLİR
Elbette Kıbrıs’ta çözüm modelini kimse tek başına dayatamaz. Ama bu kural herkes için geçerlidir. Çözüm çok defalar ifade ettiğim gibi ancak ortak akılla şekillenebilir. Bu hem kendi içimizde hem de muhataplarımız olan Rum toplumu ile birlikte sağlanabilir. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) gibi üçüncü tarafların katkısı da önemlidir. Türkiye ve Yunanistan’ın sürekli desteği ise hayati önemdedir.
ZAMAN HIZLA DARALIYOR
Sonuçta nihai karar toplumların iradeleriyle biçimlenecektir. Bu açıdan uyarımı tekrarlamak isterim: Zaman hızla daralmaktadır, ya mümkün ve makul olanda uzlaşmayı başaracağız ya da statüko, yani bölünmüşlük daha da kalıcı hale gelecektir. Toplumlar bunun bilincinde olmalı ve durumun ivediliğini kavramalıdır.”
(İHA)