KİGALİ - BAYRAM ALTUĞ
Ruanda Yönetim Heyeti (RGB) Üst Yöneticisi (CEO) Prof. Dr. Shyaka Anastase, Afrika'da Büyük Göller Bölgesi'nin (Ruanda, Burundi, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Uganda) siyaset bilimi, kamu yönetimi, etnik sorunlar, kültür ve sosyal çatışma analiziyle uluslararası ilişkiler alanında en önemli bilim insanları arasında gösteriliyor.
- Doğa, vahşi yaşam ve adrenalin: Akagera Milli Parkı
- Soykırımdan yükselişe Ruanda
Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'ye bağlı danışma kurulu Ruanda Yönetim Heyetinin üst yöneticiliğini yapan Anastase, ülkenin en etkili yöneticilerinden kabul ediliyor.
Anastase, AA muhabirine, Ruanda'da 1994'te Hutular ile Tutsiler arasındaki şiddet olaylarının ardından ülkede bugün gelinen duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Soykırım sonrası Ruanda'da milli birlik ve beraberliğe büyük önem verdiklerini, katliam mağdurlarının tercihini de "affetmekten" yana kullandığını belirten Anastase, ülkede son 15 yılda ekonomik alanda ciddi iyileştirmelere imza atıldığını söyledi.
"Günümüz Ruanda'sı liderimizin eseridir"
Anastase, Ruanda'nın Afrika'nın en güvenli ülkesi olduğunu ve 2000 yılında yönetime gelen Devlet Başkanı Paul Kagame liderliğinde çehresinin değiştiğini vurgulayarak, "Zihniyet ve yönetim felsefesi başta olmak üzere Ruanda'da her şeyi değiştirdik. En önemlisi bu değişlikleri liderimizin teşvikiyle yaptık. Eğer iyi bir lideriniz yoksa hiçbir şey yolunda gitmez. Günümüz Ruanda'sı liderimizin eseridir." diye konuştu.
Kagame sayesinde Ruanda halkının bütünleştiğini, ülkenin geliştiğini ve kaçınılmaz olarak bireysel ve kurumsal hesap verme sorumluluğu müessesini inşa ettiklerini dile getiren Anastase, "Ruanda'nın yarınları bugününden daha iyi olacak." ifadesini kullandı.
Anastase, soykırım sonrası ülkede sosyal barış ve kardeşliği de tesis ettiklerinin altını çizdi.
Önce milli birlik tesis edildi
Anastase, Ruandalıların "dirençli" bir millet olduğunu belirterek, soykırımın geçmişte kaldığını, ülkede güvenlik ve kalkınmanın gerçekleşmesi için "affediciliğin" esas teşkil ettiğine dikkati çekerek, "Yeni bir Ruanda oluşturmak ve geleceğe bir şans vermek adına halkımız tercihini 'affetmekten' yana kullandı. Bu çok kolay bir iş değil, hayır da diyebilirlerdi. Ama dirençli bir halkımız olduğu için bunu tercih ettiler." değerlendirmesinde bulundu.
Siyaset bilimci Anastase, Belçika sömürgeciliği döneminde (1931) kimlik kartlarına Tutsi ve Hutu ibaresi konulmasının etnik ayrımcılığı körüklediğine işaret ederek, yeni Ruanda'da tüm bireylerin eşit olduğunu ve kimliklerde sadece "Ruandalı" ibaresinin yazıldığını, böylece milli birliği tesis ettiklerini vurguladı.
"Ruanda fırsatlar ülkesi"
Prof. Dr. Shyaka Anastase, soykırım öncesi ülkenin önemli gelir kaynaklarının çay ve kahve ihracatı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Ruanda fırsatlar ülkesidir. Günümüzde sadece turizm, kahve ve çaydan daha fazla para kazandırıyor ülkemize. Bütün bunlar ülkenin dönüştürülmesiyle ve reformlarla gerçekleşti. Ruanda son 15 yılda ticaretteki reformlar açısından dünyanın bir numaralı ülkesi oldu. Yatırımcıları teşvik etmek için fevkalade reformlar gerçekleştirdik. Ayrıca yolsuzluğa karşı mücadelede de dünya birincisi olduk. Böylelikle yabancı yatırımcıların ülkemize gelmesini kolaylaştırdık."
"Ruanda kıtanın kalbi"
Anastase, Türk yatırımcıları tarım, inşaat, turizm, teknoloji ve sanayi gibi farklı alanlarda yatırım yapmak üzere ülkesine davet etti.
Gelen yatırımcıların bürokratik engellemelerle karşılaşmadığının altını çizen Anastase, şunları söyledi:
"Ruanda'da tarım, inşaat, turizm, hizmet sektörü, teknoloji ve sanayi gibi farklı alanlarda yabancı yatırımcılar için fırsatlar oluşturduk. Dolayısıyla Türk iş adamlarına Ruanda'da yatırım çağrısında bulunuyorum. Artık içine kapanmış bir ülke değil çevresiyle bağlantıları olan bir ülkeyiz. Buraya temeli attıktan sonra sadece Ruanda'ya değil, kıtanın kuzeyi, güneyi, batısı ve doğusuna ticaret yapabilirler. Çünkü biz kıtanın tam da kalbindeyiz."
dikGAZETE.com