İSTANBUL (AA) - Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır Söğütözü Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. A. Nuri Danışman, risk faktörleri olan ve gebelik planlaması yapan anne adayları ile gebelik sürecinde ve perinatal dönem denilen doğum öncesi 12 hafta ve doğum sonrasındaki ilk 6 haftalık dönemi de kapsayan süreçte anne ile fetusun (anne karnındaki bebek) iyilik halinin kontrol altında tutulması gerektiğini belirterek, "Özellikle çoğul gebeliklerde yaşanabilecek sorunları ortaya çıkarmak için ise çok daha erken tarama yapılmalı ve tanı konulmalıdır." ifadesini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, gebelik dönemindeki riskli durumları belirleyip buna göre gebelik takibini ve gerekli tedaviyi planlayan perinatoloji dalı, riskli gebelik yaşayan kadınlar için büyük önem taşıyor. "Güvenli gebelik, güvenli doğum" bakış açısı ile sağlıklı nesiller ve sağlıklı toplumlar yaratma amacı taşıyan perinatoloji disiplini, riskli gebeliklerin yönetiminde büyük önem taşıyor.
Gebelikte hipertansiyon, diyabet, doğum sürecinde kanamalar, erken eylem-doğum ve akraba evlilikleri gibi risk faktörleri sıkça görülen obstetrik problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Günümüzde tüp bebek gibi üremeye yardımcı tedavi yöntemleri yaygın olarak uygulandığından dolayı çoğul gebelikler de daha sık görülüyor. Riskli gebelikler çalışma alanı, her ülkenin şartlarına göre değişiklik gösterse de daima ilk sırada çoğul gebelik sorunları geliyor. Özellikle iki ya da daha fazla bebek beklenilen çoğul gebelikler, riskli gebelikler tanımının ilk sırasında yer alıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Söğütözü Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. A. Nuri Danışman, risk faktörleri olan ve gebelik planlaması yapan anne adayları ile gebelik sürecinde ve perinatal dönem denilen doğum öncesi 12 hafta ve doğum sonrasındaki ilk 6 haftalık dönemi de kapsayan süreçte anne ile fetusun (anne karnındaki bebek) iyilik halinin kontrol altında tutulması gerektiğini belirterek, "Özellikle çoğul gebeliklerde yaşanabilecek sorunları ortaya çıkarmak için ise çok daha erken tarama yapılmalı ve tanı konulmalıdır." ifadesini kullandı.
Çoğul gebeliklerde bebeklerin, her şey sorunsuz ilerlerse genellikle tekil bebek gibi 26-28. haftaya kadar benzer şekilde büyüyebildiğini ancak sonrasında olası sorunların belirmeye başladığını aktaran Danışman, "Mümkünse tüm izlemin, şartlar el vermiyor ise 1. ve 2. trimester taramalarının mutlaka perinatoloji uzmanı tarafından yapılması, sonrasında da hiç değilse doğuma yakın sürecin mutlaka perinatoloji uzmanı olan bir merkezde yönetilmesi önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.
- Çoğul gebeliklerde sık görülen riskler
Prof. Dr. A. Nuri Danışman, ikiz gebeliklerde, doğum ve doğum sonu anne-bebek risklerinin iki katına çıkar gibi düşünülse de aslında bu oranın 7 kata kadar artabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Erken eylem ve doğum, gebelik şeker hastalığı, gebelik hipertansiyonu, rahim ağzı yetmezliği, erken su kesesi açılması, gebelik-doğum-doğum sonu kanamalar ve gelişme geriliği çoğul gebeliklerde sık görülen risklerdir. Perinatoloji klinikleri, gebeliklerde yaşanabilecek bu tür problemleri mümkün olduğu kadar erken tespit edip kısa sürede kontrol altına alınmasına yardımcı olabilmek adına 1. ve 2. trimester taramalarını detaylı bir şekilde gerçekleştirir.
Perinatoloji uzmanının izleminde ultrasonografi en önemli araçtır. İlk detaylı ultrason incelemesi 12-14. haftada yapılır ve sonrasında sürece göre bir izlem belirlenir. Her annede hipertansiyon, diyabet, düşük ve kanama riski olsa da ikiz bebek taşıyan annelerde bu problemler daha sıktır. Perinatoloji uzmanları da bu olasılıkları erkenden taramaya ve tanımaya çalışır. Ayrıca, erken doğum oranı tekil gebeliğe göre yüksek olduğu için serviks-rahim ağzının ultrasonografik izlemi de önemlidir."
- Çoğul gebelikte beslenmeye dikkat edilmeli
Çoğul gebeliklerde, anne adayının alacağı ağırlığın normalden biraz daha fazla olacağını belirten Danışman, "Mümkünse diyetisyen önerisinin alınması beslenme düzeni açısından faydalıdır. Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte alınan besinlerin kabaca yüzde 40'ının yağ, yüzde 20'sinin karbonhidrat, yüzde 40'ının da proteinden oluşması pratik olarak doğrudur. Demir, D vitamini ve omega başta olmak üzere besin desteklerinin de önemi kabul edilmektedir. Çoğul gebeliklerde gereksiz ağırlık artışı başlı başına bir risktir." değerlendirmesinde bulundu.
Danışman, çoğul gebeliklerde doğum yöntemi ile ilgili hep spekülasyonlar olduğunu aktararak, "Çoğul gebeliklerde sezaryen doğum oranının yüksek olduğu bir gerçektir. Ama özellikle plasentalar ve amnionların ayrı olduğu çift yumurta ikizlerinde, iki bebek de başları ile doğum yoluna yönelmişler ve kondisyonlar uygun ise vajinal doğum beklenir. Ender de olsa ilk bebeğin vajinal doğumunun ardından ikinci bebek için müdahale veya sezaryen gerekebilir. Doğum endikasyonunda perinatolojik yorum önemlidir." ifadelerini kullandı.