Siyaset

'Referandumdaki amaç Türkiye'nin yönetim sisteminin değiştirilmesi'

Milli Savunma Bakanı Işık, "Referandumdaki temel amaç, Türkiye'nin yönetim sisteminin değiştirilmesidir. CHP ısrarla bunu rejim değişikliği olarak lanse etmeye çalışıyor. Bu bir rejim değişikliği değildir. Türkiye'nin rejimi bellidir." dedi. - Anadolu Ajansı

'Referandumdaki amaç Türkiye'nin yönetim sisteminin değiştirilmesi'
05-02-2017 18:02

KOCAELİ

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, AK Parti Gebze Gençlik Kolları üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, siyaset hayatı boyunca gençlere hep önem verdiğini söyledi.

Partisinin gençlik kollarının siyaset açısından okul görevi gördüğünü ifade eden Işık, bu okuldan mezun olanların siyasete hazır hale geldiğini kaydetti.

Mecliste cumhurbaşkanı seçtirmemek için 2007 yılında 367 "garabetinin" çıkarıldığını anımsatan Işık, "Eminim Sayın Baykal da o dönem grup başkanvekili olan Sayın Kılıçdaroğlu da 'Keşke yapmasaydık, bu 367 icadını keşke çıkarmasaydık.' dediklerini tahmin ediyorum. Çünkü o gün yaptıkları o büyük ve vahim yanlış, Türkiye'de bir daha geri dönülmesi mümkün olmayan bir sistem tartışmasını başlatmış oldu. Bugün sürdürülmesi mümkün olmayan sistemin savunucusu CHP aslında bu sistemin köküne dinamit koyan da yine CHP." şeklinde konuştu.

"Bu rejim değişikliği değildir"

Işık, siyasette uygulamalı eğitimin en yoğun AK Parti döneminde yaşandığı anlatarak, bu durumun siyasette gençlere tecrübe kazandırdığını bildirdi.

Nisan ayı içinde referandumun yapılacağını anımsatan Işık, "Referandumdaki temel amaç, Türkiye'nin yönetim sisteminin değiştirilmesi yani başbakanın, milletvekillerinin seçilip parlamentoda belirlenmesinden ziyade ülkeyi yönetecek kişinin doğrudan halk tarafından sandıkta belirlenmesi. Bunun adı yönetim sistemi değişikliğidir. CHP ısrarla bunu rejim değişikliği olarak lanse etmeye çalışıyor. Bu bir rejim değişikliği değildir. Türkiye'nin rejimi bellidir. Türkiye devleti bir cumhuriyettir." şeklinde konuştu.

"Daha açık bir teklif getiriyoruz"

Işık, hem temsilde adalet hem de yönetimde istikrarı sağlamanın yolunun hükumeti sandıkta doğrudan seçmekten geçtiğini dile getirerek, "Eğer biz 'temsilde adaleti sağlayacağız' diye yönetimde istikrarı bir kenara koyarsak o zaman da demokrasi dışı güçlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. İki temel unsuru aynı anda hayat geçirmenin bize göre en doğru yolu yönetim sistemini yani hükumet şeklinin değiştirmek ve Türkiye'ye özgü cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek." diye konuştu.

Türkiye'nin geçmişte çok kritik süreçler yaşadığını vurgulayan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletvekili borsasının kurulduğu dönemleri biliyoruz. Güneş Motel dönemlerini biliyoruz. Halbuki bunun yerine ülkeyi kim yönetecek, bunu doğrudan sandıkta belirlesek ve bir daha yok gensoruydu, güvenoyuydu gibi gereksiz tartışmalara girmesek daha iyi olmaz mı? Zaten artık herkes sahaya çıktığı zaman AK Parti'nin genel başkanı kim, CHP'nin genel başkanı kim, MHP'nin genel başkanı kim bunları biliyor değil mi? Vatandaş güvendiğine versin. Hiçbir parti yüzde 50 çoğunluğa ulaşamıyorsa o zaman partiler milletin gözü önünde kendi kendisine uzlaşsınlar. Düşünün, bir parti birinci turda yüzde 50'ye ulaşamayacak gibi görünüyor. O zaman milletin gözünün önünde çıksın desin ki, 'Ben şu partiyle seçim ittifakı yapacağım.' Bu milleti için daha iyi değil mi? Seçimden önce kimin kimle ittifak yapacağını açıklaması demokratik teamüller açısından daha doğru değil mi? 1999 seçimlerinden hemen sonra DSP birinci parti, MHP ikinci parti, Fazilet üçüncü parti, Anavatan ve Doğruyol da dört ve beşinci partiydi. Seçimden önce 'DSP, MHP, ANAP hükumeti kurulacak.' denseydi acaba tablo aynı çıkar mıydı? Eğer bir partinin bir başka partiyle ittifak yapma ihtiyacı varsa bunu seçimden önce o partinin seçmeni bilsin. İşte bu sistem onu da getirmiş oluyor. Aslında daha şeffaf, daha açık, her şeyin halkın gözünün önünde daha net olarak cereyan ettiği bir teklif getiriyoruz."

"Referandumda Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu kaybetmesine neden olabilir"

Işık, referandum kabul edilirse sadece Türkiye'de değil Cumhuriyet Halk Partisinde de değişimin hızlanacağına işaret ederek, şöyle konuştu:

"2010 referandumu biliyorsunuz Sayın Baykal'ın genel başkanlığı kaybetmesine sebep olmuştu, muhtemelen bu referandumda da Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu kaybetmesine neden olabilir. Niye? Halkımız bu halk oylamasında anayasa değişikliği paketine 'Evet' derse Türkiye'de ülkeyi yönetmek için yüzde 50 oy şartı var. Cumhuriyet Halk Partisi bu haliyle yüzde 50 oy alabilir mi? Kendini değiştirmeden, dönüştürmeden, halkın değerlerine samimiyetle sahip çıktığını ortaya koymadan Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 50'ye ulaşabilir mi? Kategorik olarak hiçbir parti Türkiye'de yüzde 50'ye ulaşır, ulaşamaz tartışmasına girmem ama Cumhuriyet Halk Partisi ana muhalefet partisi olarak eğer Türkiye'de iktidar olmak isterse milletin değerlerine samimiyetle sahip olduğunu ve bu değerleri taşıdığını halka inandırmak zorunda. Bu CHP için kolay birşey mi? Değil. O zaman CHP anlayışındaki hiç kimsenin Türkiye'de bir daha hükumet etme, iktidara gelme imkanı ortadan kalkıyor. Onun için bu kadar rejim tartışmasına olayı sürüklemelerinin temel sebebi bu."

Muhabir: Kadir Yıldız-Şahin Oktay

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER