Henüz 16 yaşındayken Türkiye'den Arjantin'e gelen ve hayatında en çok istediği şey Türkiye'ye dönmek olan 85 yaşındaki Raşel Kazes'in vatan hasreti 69 yıl sonra sona eriyor.
Türkiye'nin Buenos Aires Büyükelçiliğinde yeni Türk kimliğini aldıktan sonra pasaport başvurusunda bulunan ve mayısta Türkiye'ye gidecek olan Kazes, genç yaşta ülkesinden ayrılışını ve doğduğu toprakları 69 yıl sonra ziyaret etmenin verdiği heyecanı AA muhabirine anlattı.
Kazes, kökeninin Osmanlı zamanında İspanya'dan göçen Sefarad Yahudilerine dayandığını, 1934'te İzmir'in Bergama ilçesinde dünyaya geldiğini söyledi.
Anne ve babasının Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde tanışıp evlendiğini, daha sonra Bergama'ya taşındığını ve orada çok durmadıklarını belirterek, "Ben de Gelibolu'da büyüdüm, orada okula gittim ve 1950 yılında, 16 yaşında orada evlendikten sonra eşimle Arjantin'e geldik." dedi.
Kazes, eşi Naftah Kazes'in ailesinin daha önce Arjantin'in başkenti Buenos Aires'e geldiğini söyleyerek, "Eşimin bazı akrabaları Birinci Dünya Savaşı sırasında Arjantin'e göçmüş. Biz evlendikten sonra eşimin ailesi de Arjantin'e geldi. Bütün ailenin bir arada olmasını istiyorlardı. 5 ay sonra da biz geldik. Bizden 12 yıl sonra da benim annem ve babam buraya geldiler." diye konuştu.
"Hayatımda en çok istediğim şey Türkiye'ye gitmekti"Kazes, 69 yıldır doğduğu toprakları ziyaret edemediğini belirterek, "1950'den beri ilk defa Türkiye'ye gideceğim. Hayatımda en çok istediğim şey Türkiye'ye gitmekti. Bu yüzden çok mutluyum ve çok heyecanlıyım. Türkiye'de 20 gün kalacağım, İstanbul'a, Çanakkale'ye ve İzmir'e gideceğim. Doğduğum yere gitmek istiyorum." dedi.
Türkiye ziyareti için plan yaptığını da anlatan Kazes, "Türkiye'ye gittiğimde Naftah ile evlendiğimiz eve gideceğim, eşimin eviydi. Balık yiyeceğim, peynir tatlısı yiyeceğim." ifadelerini kullandı.
Kazes, ülkesine olan hasretini, "Türkiye'ye dair her şeyi özledim, halkını, manzaralarını... Ne zaman Türk bayrağı görsem, okuldayken söylediğimiz bayrak şiirini hatırlıyorum. 19 Mayıs'ı, 29 Ekim'i hatırlıyorum." sözleriyle ifade etti.
"Alzaymır yüzünden her şeyi unuttu ama Türkiye'yi unutmadı"Kazes, eşinin her zaman Türkiye aşığı olduğunu vurgulayarak, "O, Türkiye'yi benden daha çok özlüyordu. Buraya geldiğimiz ilk yıllarda maddi sıkıntılar nedeniyle Türkiye'ye gidemedik, sonra da çocukları burada yalnız bırakıp gidemedik. Tam gitmeyi planladığımız dönemde eşim alzaymır hastalığına yakalandı." dedi.
Eşinin 4 yıl önce hayatını kaybettiğini belirten Kazes, şöyle devam etti:
"Naftah hastalandığında doktor, bize onun dilinde konuşmamızı söyledi. Hastalığı boyunca, 8-9 yıl onunla Türkçe konuştum, her şeyi anlıyordu. Alzaymır yüzünden her şeyi unuttu ama Türkiye'yi unutmadı. Türkiye'ye dönmek onun en büyük hayaliydi, hep oradan bahsederdi. Evimizde hep Türkçe şarkılar dinlerdik."
"Arjantin’de doğmamıza rağmen Türkiye’yi sevmeyi öğrendik"Raşel Kazes'in kızı Silvia da günlük hayatlarında gerek şarkılarla gerek anne ve babasının anlattığı hikayelerle Türkiye'nin her zaman bir yerinin olduğunu belirtti.
Silvia, "Bize Türkçe öğretmediler çünkü bizim anlamamızı istemedikleri bir konuyu aralarında Türkçe konuşurlardı." dedi.
Annesinin gelecek ay yapacağı Türkiye seyahatine refakat edeceğini aktaran Silvia, kendisinin Türkiye'ye daha önce 3 kere gittiğini ve orada birçok akrabasının olduğunu belirtti.
Türkiye'yi görmeden sevmeye başladıklarını söyleyen Silvia, "Babam, gittiğimiz her yer için mesela sahiller için bize 'Türkiye’de daha güzeli var' derdi. Ona göre her şeyin en iyisi Türkiye'deydi ve Türkiye hep en iyisiydi. Bu yüzden, Arjantin’de doğmamıza rağmen küçüklüğümüzden itibaren Türkiye’yi sevmeyi öğrendik." diye konuştu.
Türk yetkililere teşekkür eden Silvia, "Annem Türkiye’ye Türk pasaportuyla girmek istiyordu, Arjantin’in veya başka bir ülkenin vereceği belgeyle değil. Bu yüzden hepimiz çok mutluyuz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com