ANKARA
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, "927 saatlik yayın değerlendirmesi sonucunda tespit edilen hata sayısı 4 bin 598'dir. Televizyon yayınlarındaki hataların sayısı 4 bin 223'tür. Bunların 3 bin 591'i ulusal televizyon kanallarında yapılan dil yanlışlarıdır." dedi.
RTÜK tarafından, "Radyo ve Televizyonlarda Doğru, Güzel ve Anlaşılır Türkçe Kullanımının Yaygınlaştırılması Projesi" kapsamında yapılan yayın tarama çalışmasının sonuçları konferans salonunda kamuoyuyla paylaşıldı.
Yerlikaya, burada yaptığı konuşmada, Türkçenin kültür ve milli birliğin temel unsurlarından biri olduğunu, ortak değerlerin ve milli bütünlüğün ardındaki temel dayanağın dil olduğunu söyledi.
Teknolojik dönüşüm ve görsel içeriğin öne çıkması gibi değişen şartların bütün dilleri olduğu gibi Türkçeyi de tehdit ettiğini dile getiren Yerlikaya, gerek yazı ve konuşma dilinde gerekse radyo ve televizyon yayınlarında, anlatım ve söyleyiş bozukluklarının, yabancı kelimelere özenmenin, imla yanlışlarının ve kaba dil kullanımının arttığına işaret etti.
Yerlikaya, RTÜK tarafından gerçekleştirilen "2018 Yılı Televizyon İzleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması"nın Türkiye'de izleyicilerin günde yaklaşık üç buçuk saat televizyon izlediklerini ortaya çıkardığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hafta sonları bu süre daha da artmaktadır. En fazla izlenen programlar ise haberler, yerli diziler, spor programları ve kuşak programlarıdır. Dolayısıyla bu programlarda konuşulan dilin zamanla toplumun dili haline geldiğini söylemek yanlış olmaz. Hatta yurt dışında bizim dizilerimizi izleyen yabancılar, dilimizi Türkçe dizilerden ve diğer Türkçe programlardan öğrendiklerini söylüyorlar. Bu husus, radyo ve televizyon yayınlarında Türkçenin güzel kullanımının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır."
"Toplam 927 saatlik bir yayın kesiti kullanıldı"
Yerlikaya, tarama çalışması kapsamında, RTÜK'ün taranacak yayın kesitinin belirlenmesi amacıyla bir komisyon kurduğunu, titiz çalışmalar sonucunda tüm yayınları temsilen yayın tipleri ve program türleri belirlediğini anlattı.
Yayın değerlendirme çalışmalarında 6 yayın tipi ile 9 program türünden oluşan ve tüm yayınları temsil eden 17 radyo ve 40 televizyon kanalından 927 saatlik bir yayın kesiti kullanıldığını dile getiren Yerlikaya, bunun 242 saatinin radyo, 685 saatinin ise televizyon yayını olduğunu söyledi. Yerlikaya, şöyle konuştu:
"Tarama alanı yayın tiplerine, program türlerine ve sürelerine göre dağılım göstermektedir. Tarama alanı oluşturulurken, program türleri yıllık izleme oranları dikkate alınarak belirlenmiş, bu nedenle yıl sonu rakamları esas alınmıştır.
Dolayısıyla tarama alanındaki yayınlar 2016 yılına aittir. Ulusal ölçekteki kanallarda en çok izlenen program türleri seçilirken, diğer kanalarda ve radyolarda 10-12'şer saatlik yayın dilimleri seçildi. Her program için belirlenmiş örnek çapına uygun olarak en çok izlenen programların birden fazla bölümü tarama alanına dahil edildi.
Yerel radyolar belirlenirken ise 2014 yılında RTÜK tarafından gerçekleştirilen Radyo Dinleme Eğilimleri Araştırması bulgularından yararlanıldı ve her ilde en çok izlenen radyolar seçildi."
Yerlikaya, yapılan çalışmalar sonucunda örneklem kapsamında 927 saatlik yayın kopyası temin edilerek ve uzmanlar tarafından incelenmek üzere Türk Dil Kurumuna (TDK) teslim edildiğini dile getirdi.
"En fazla anlatım bozukluğu yapılıyor"
Tarama sonuçlarının Türkçenin kullanımı açısından radyo ve televizyon yayınlarının durumunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğuna dikkati çeken Yerlikaya, şunları kaydetti:
"927 saatlik yayın değerlendirmesi sonucunda tespit edilen hata sayısı 4 bin 598'dir. Televizyon yayınlarındaki hataların sayısı 4 bin 223'tür. Bunların 3 bin 591'i ulusal televizyon kanallarında yapılan dil yanlışlarıdır.
Ulusal televizyon kanallarının örneklem içindeki yayın süresi 243 saattir. 243 saatlik ulusal yayın içinde 3 bin 591 hata yapılmış. Bu bir saatlik yayında 14 hata eder. Müstehcen, kaba ve argo sözlerle cinsiyetçi ifadelerin en çok kullanıldığı programlar arasında yüzde 4,6 oranıyla çocuk programları üçüncü sırada geliyor."
Yerlikaya, yayınlarda en fazla yapılan dil yanlışlarının başında anlatım bozukluklarının geldiğini, alt yazılarda inceltme işareti kullanılmadığını, nokta, virgül, noktalı virgül gibi imla işaretlerinin yanlış yerde kullanıldığını, Türkçe karşılığı olduğu halde yayınlarda yabancı kelimelerin daha çok tercih edildiğini bildirdi.
"Çocuk kanalları dile daha çok önem vermeli"
TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin de dilin bir iletişim aracı ve milli kimliğin en önemli unsurlarından olduğunu, bu bilinçle Türkçeye gereken değerin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Gülsevin, ana haber bültenlerini, bilgi ve eğlence programlarını, çocuk kanallarını, dizileri, magazin programlarını, reklamları, spor programlarını, "yazım yanlışları", "yabancı kelimelere özenme", "söyleyiş yanlışları", "müstehcen, kaba ve argo sözler ile cinsiyetçi kullanımlar" ve "anlatım bozuklukları" kapsamında incelediklerini dile getirdi.
Açık oturum ve tartışma programlarında 15 saatlik yayın içerisinde yazım yanlışları, yabancı kelimelere özenme, söyleyiş yanlışları ve anlatım bozukluklarının çokça yapıldığını belirten Gülsevin, müstehcen ve argo sözlerin kullanılmadığını anlattı.
Gülsevin, "Yazım yanlışları bu program türünde 15 saatte 20-25 arasında olmuş. Bu tablo kötü değil. Evet kötüyüz ama bu tablo bizi yanıltmasın. Ana haber bültenlerinde hiçbir yanlış olmaması lazım. 12 saatte 80 yazım yanlışı yapılmış.
Saatte 7 yazım yanlışı demektir. Anlatım bozuklukları, yabancı kelimelere özenme yapılmış. Resmi programlar olduğundan argo kelimeler kullanılmamış." dedi.
Bilgi ve eğlence programlarında da anlatım bozuklukları, söyleyiş yanlışları ve yabancı kelimelere özenme durumunun sıkça görüldüğüne işaret eden Gülsevin, çocuk kanallarının daha çok önem vermesi gereken programların başında geldiğini vurguladı. Gülsevin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuk kanallarında müstehcenliğin hiç olmaması lazım ama var. Söyleyiş yanlışları, yazım yanlışları var ama yabancı kelimelere özenme çok daha fazla. Bunların sebepleri var.
Yabancı çizgi filmlerin uyarlanmasından kaynaklandığını düşünüyorum ama bu bir neden olmamalı. Dizi ihracatında dünyada ikinciyiz ama söyleyiş yanlışları çok fazla. Müstehcen ve kaba, argo kelimelerin bulunması hiç iyi değil. Bunlar bütün dünyaya ihraç ettiğimiz programlar. O yüzden daha dikkat etmeliyiz."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com