Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye’de gazetecilik faaliyetinden dolayı şu anda içeride olan bir gazeteci yok. Kimin hangi suçtan yargılandığı, sorgulandığı ya da içeride olduğu açıktır” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen Türkiye-AB Ortaklık Konseyi’nin 53. Toplantısına katıldı. Türkiye ile AB arasındaki en üst düzeyli karar organı niteliğinde olan Ortaklık Konseyi’nin 53’üncü toplantısında, Türkiye’nin AB’ye katılım süreci ile ilgili olarak, bir önceki Ortaklık Konseyi’nden bu yanda geçen bir yıl içinde meydana gelen gelişmeler ve AB ile ilişkiler ele alındı. Bölgedeki kriz nedeniyle güvenlik ve dış politikanın her zaman olduğundan daha fazla öneme sahip olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bölgedeki barışı ve istikrarı güçlendirmek için Avrupa Birliği ile çalışmaya hazır olduklarını kaydetti. Çavuşoğlu, yeni bir ekonomik diyaloğun başlatıldığını belirterek, Mart’ta gerçekleştirilen Türkiye ve AB Yüksek Düzeyli Enerji Diyaloğu sayesinde AB ile Türkiye’nin daha yakın olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin kaldıracağını umduğunu kaydederek, Avrupa Birliği üyeliğinin Türkiye için stratejik bir seçim olduğunu ifade etti.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır ise Türkiye’nin AB’ye katılım kriterleri doğrultusunda adım attığını belirterek, Türkiye’nin siyasi reform politikasına devam ettiğini kaydederek, Kopenhag kriterlerine uyulduğunu belirtti. Türkiye’nin ekonomisinin büyüdüğünü belirterek, ekonominin daha güçlü olduğunu kaydetti.
“DOLAYISIYLA GAZETECİLİK FAALİYETİNDEN DOLAYI BİR TANE BİLE GAZETECİNİN İÇERİDE OLMASINI KABULLENMEMEM”
AB Bakanı Volkan Bozkır, AB Dönem Başkanı Letonya’nın Dışişleri Bakanı Edgar Rinkevics ile komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Komiser Johannes Hahn ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, Mehmet Baransu’nun tutuklu olması ve bir savcının medyanın susturulmasına yönelik talimat verdiği iddiasıyla ilgili soruları yanıtlayarak, “Türkiye’de gazetecilik faaliyetinden dolayı şu anda içeride olan bir gazeteci yok. Bunun listelerini her zaman paylaşıyoruz, Adalet Bakanlığı’nın web sayfasında her zaman paylaşıyoruz. Kimin hangi suçtan yargılandığı, sorgulandığı ya da içeride olduğu açıktır. Bahsettiğiniz şahısla ilgili suçlamaya baktığımız zaman biz tabii hükümet olarak, hükümetin üyesi olarak yargının işlerine doğrudan müdahale etme, güçler ayrılığı prensibinden dolayı müdahale etme şansımız da yok ama suçlamalara baktığımız zaman sizin de söylediğiniz gibi üçüncü şahıslar hakkında sahte deliller üreterek, o şahısların zamanında ceza alması ya da hapse atılmasına sebep olmaktan ve bunu yapmak için de bir çete oluşturmaktan suçlanıyorlar. Ve henüz haklarında da verilmiş karar yok. Dolayısıyla gazetecilik yaptıkları için bir suçlama göremedim ben o iddianamede, dosyada ve başka hukuk dışı faaliyetlerden dolayı suçlandığını gördüm. Gazetecilerin tabii ki basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü çok önemli, ama gazeteciler de sırf gazeteci olduğu için sırf başka suçları işlemekten muaf olduğunu ya da dokunulmazlığı olduğunu söylüyorsanız o zaman o başka bir şey. Ama bence hiç kimse hiçbir mesleğinden dolayı, işlediği suçtan dolayı muaf olamaz, dokunulmazlığa sahip olmamalıdır. Dokunulmazlığın çerçevesi de bellidir Türkiye’de. Dolayısıyla gazetecilik faaliyetinden dolayı bir tane bile gazetecinin içeride olmasını kabullenmemem Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı olarak. Bunun ayrımını iyi yapmak lazım. Sizin söylediğiniz iddia ile ilgili bir bilgim yok ama hiçbir savcı, hiçbir hakim, hiçbir yargı mensubu muhalif gazeteleri genel anlamda susturacağız diye genel anlamda bir karar da veremez, talimat da veremez. Bu hukukun üstünlüğüne aykırıdır, ifade özgürlüğüne aykırıdır. Ama sizin şu anda bahsettiğiniz iddia konusunda benim bir fikrim yok” dedi.
(İHA)