Genel

"Türkiye o manzaraları hak etmiyor"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında yaşanan kavgayla ilgili, "Meclis’te geçen gün yaşadığımız o manzaraları Türkiye hak etmiyor. Bu anlamda gerçekten iktidar partisinin grup başkanvekili

"Türkiye o manzaraları hak etmiyor"
19-02-2015 17:40

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında yaşanan kavgayla ilgili, "Meclis’te geçen gün yaşadığımız o manzaraları Türkiye hak etmiyor. Bu anlamda gerçekten iktidar partisinin grup başkanvekili konuşurken onu susturmaya çalışmak ve ondan sonra çıkan süreçlerde ortaya çıkan o kavga görüntüleri, Türkiye’nin 30-40 sene evvelinde kalması gereken görüntülerdir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Anadolu Yayın Platformu tarafından ATO Congressium’da düzenlenen öğle yemeğine katıldı. Çıkışta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, İç Güvenlik Paketi’nin görüşmeleri sırasında Meclis Genel Kurulu’nda yaşanan kavgaya ilişkin, "İç Güvenlik Paketi aslında bir reform paketi olarak gündeme geldi. Burada Türkiye’nin özellikle kısa dönemde yaşamış olduğu sıkıntıları görüyoruz. Yüzlerini kapatmış, şehirleri, ilçeleri yakan, insanlara ciddi şekilde hayatlarını tehdit eden bir takım organizasyonların ortaya çıktığını, bunların 6-7-8 Ekim’de Kobani olayları bahane edilerek en yüksek seviyeye çıktığını hep beraber gördük. Masum insanlar katledildi. Binlerce ev yakıldı, binlerce iş yeri, araç yakıldı. Dolayısıyla bunlar da başta olmak üzere geçmiş dönemler yaşamış olduğumuz provokatif eylemlerin önlenebilmesi için Türkiye’nin bu anlamda sokaklarını, kentlerini, meydanlarını güvence altına alması lazım" karşılığını verdi.
"İç Güvenlik Yasası çok iyi hazırlanmış, detaylarıyla çalışılmış bir yasadır" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bir tek kimse şunu gösterip, ’şu madde insanların siyaset yapmasının önünde engel vardır’, ’insanların gösteri yaparak görüşlerini dile getirmeleri konusunda engel vardır’ diye herhangi bir kimse bir şey söyleyemez. Yani elinde molotofla yüzünü kaparak, binaları yakarak alanlara gelenler tabii ki iyi niyeti gelmiyor olacaklar. Dolayısıyla herhangi bir parti bırakın partiyi herhangi bir sivil toplum kuruluşu hatta herhangi bir tertip heyeti desin ki ’şurada şöyle bir gösteri yapacağız.’ Türkiye’nin bütün meydanları, bütün sokakları, tabii yasal olarak belirlenmiş olan yerler herkese açıktır, başımızın üzerinde yeri var. Demokratik bir şekilde protesto yapmak isteyenlere Türkiye’nin her yeri açıktır. Ama bunun ötesinde herhalde elinde molotof kokteyli olan, mancınıklarla sapanlarla ortalığı karıştırmak isteyen... Bir insan niçin yüzünü kapatarak meydana gelir?"

"HDP’Lİ ARKADAŞLARA SORMAK LAZIM"
Kurtulmuş, "Şimdi HDP’li arkadaşlara sormak lazım. JİTEM’in yapmış olduğu işlerden Türkiye’de 10 binin üzerinde faili meçhul cinayetten bahsediyoruz ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da JİTEM’in içerisindeki bazı faktörlerin insanları kaçırdıkları, öldürdükleri, faili meçhul cinayetler işlendiğine dair bir sürü iddiaların olduğunu ve birçok dava açıldığını biliyoruz. Şimdi Türkiye’de JİTEM sivil otoritenin eline veriliyor, bu anlamda siyasetin emrine veriliyor. Allah aşkına buna niçin karşı çıkarlar bunu anlamak mümkün değil" dedi.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde Türkiye’de ortalama vatandaşların bir kitlesini temsil eden CHP nasıl olur molotofu savunur, nasıl olur yüzlerini kapatarak sokaklarda terör estirmek isteyenleri savunur. Yine aynı şekilde mesela bonzai artık uyuşturucu sayılıyor ve bu paketin içerisinde bonzai ve diğer uyuşturucularla ile en etkin mücadele etmenin yolu açılıyor. Şuna her zaman açığız, ’evet şu yasada şunu koymuşsunuz ama bunu bu şekilde getirin ya da şunu da ilave edin, şunu da şu şekilde yapın’ diye bir teklif var mı? Yok, istemiyoruz. İç Güvenlik Paketi’ni hiç üzerinde tartıştırmadan kamuoyundan gizleyerek, örterek özellikle seçim de yaklaşıyor ya hükümete karşı bir manevra olarak, hükümete karşı bir muhalefet aracı olarak ortaya koymaya çalışıyorlar ve buradan belki eğer oluşturulabilirse yeni bir Gezi provokasyonu nasıl oluşturulabilir, bunu oluşturmak isteyen bazı çevreler var. Bunu kabul etmek mümkün değil."

"TÜRKİYE MECLİS’TE YAŞANAN MANZARALARI HAK ETMİYOR"
"Meclis’te geçen gün yaşadığımız o manzaraları Türkiye hak etmiyor" diyen Kurtulmuş, "Bu anlamda gerçekten iktidar partisinin grup başkanvekili konuşurken onu susturmaya çalışmak ve ondan sonra çıkan süreçlerde ortaya çıkan o kavga görüntüleri, Türkiye’nin 30-40 sene evvelinde kalması gereken görüntülerdir. Bunları Türkiye hak etmiyor, milletimiz bu görüntüleri gerçekten telin ediyor. Biz bir şey konuşacaksak, savunacaksak ya da karşı çıkacaksak bunları medeni şekilde savunur, medeni şekilde karşı çıkar olmamız lazım. Eğer biz TBMM’de bu tartışmaları medeni insanlar olarak tartışılmasını başaramıyorsak gerçekten eyvah. Bu fevkalade vahim bir durumdur. Bu güvenlik reformu paketiyle ilgili olarak kimin ne görüşü var, hangi teklifi varsa bu tekliflerini getirsinler ama bu paketi bahane ederek kimse AK Parti karşıtı bir koalisyonu oluşturmak ya da bunun üzerinden sokakları hareketlendirmeye kalkmasın. Bu doğru bir şey değil. Özellikle çözüm sürecinde artık çözüme çok yaklaştığımız bir ortamda sokakların bir anlamda karışması, insanların emniyetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak süreçlerin başlatılması gerçekten hepimizin önlemesi gereken bir meseledir" ifadelerini kullandı.
HDP’ye seslenen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Burada özellikle HDP’li arkadaşlara şunu söylüyorum, HDP’nin izlemesi gereken yol, geçtiğimiz 10 Ağustos seçimlerinden HDP’nin seçmeni tarafından ortaya konulmuştur. HDP seçmeni ne istiyor. Sayın Demirtaş’ın adaylığı sırasında barış dilini kullandığı zaman, bir Türkiye partisi olma refleksiyle hareket ettiği zaman, Türkiye’nin bütününe ilişkin projeleri gündeme getirdiği zaman oylarının daha fazla arttığını gördük. Ama bu gerilim, sokak çatışması, molotof kokteylleri, gösteriler, adam yakmalar, bina yakmalar bunlar başlarsa inanın ki bundan Türkiye kaybedeği gibi politik olarak HDP de kaybecektir. Dolayısıyla bu kadar sınanmış, halkın yol göstermiş olduğu politik süreçler ortada ve açıkken ben HDP’lilerin de bu konuda samimi ve tutarlı olmaları gerektiğine inanıyorum. Kendilerini samimi ve tutarlı olmaya davet ediyorum. Hep beraber İnşallah şu başlanılmış olan çözüm sürecini bitirelim. Türkiye’nin her yerinde, her sokağında, her ovasında, her dağında her yaylasında barış halaylarını birlikte çekelim, barış türkülerini birlikte söyleyelim. Türkiye bu noktaya çok yaklaşmışken, Türkiye’yi tekrar eski döneme, geriye döndürecek adımların atılmasına asla razı olmayız. Evet, çözümü, barışı savunacağız ama aynı şekilde biz Türkiye’de 77 milyon vatandaşımızın tamamının güvenliğinden sorumluyuz ve bu güvenliği de sağlayacağız.

"HDP’LİLER BAŞTA OLMAK ÜZERE BÜTÜN SİYASİ AKTÖRLERE DUYARLI OLMA ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM"
"HDP’li vekillerin ’çözüm sürecini İç Güvenlik Paketi’nin dinamitleyeceği yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Çözüm sürecinin hem muhatabı hem de sahibi milletin bizatihi kendisidir. Dolayısıyla Şırnak, Hakkari, Diyarbakır, İstanbul, Adana, İzmir, Trabzon halkı burada yaşayan vatandaşlarımızın tamamı artık yeter, 30 senedir silahlarla mücadele ortada, 50 bine yakın insan öldü bunun bir sonucu yok, bunun bir faydası yok. Bu Türkiye’ye, bölgeye, Kürt kimliğine, Kürt kültürüne hiçbir sağlamadı, Türkiye’nin birliğine dirliğine hiçbir fayda sağlamadı. Ben başta Doğu ve Güneydoğu halkı olmak üzere insanlarımızın tamamına yakınının bu şekilde düşündüğünü yakinen biliyorum. Marjinal olarak düşünenler yok mudur? Olabilir. Ama sonuçta herhangi bir sürecin yürüyebilmesi için ortalama vatandaşın fikri önemlidir. Ortalama vatandaşın fikri barıştan yanadır, ortalama vatandaşın fikri çözüm sürecinin başarıyla sonlandırılmasından yanadır. İnsanlar bir daha ne kan kokusu istiyor, ne barut kokusu istiyor ne de silah sesleri duymak istiyor. Türkiye artık bu aşamaya geçmek durumundadır. Ümit ediyorum ki her türlü gerginliğe rağmen bu süreç halkın sahipliğinde devam edecektir. HDP’liler başta olmak üzere bütün siyasi aktörlere duyarlı olma çağrısında bulunuyorum. Bu sürece zarar verecek söylem ve eylemden kaçınmaya davet ediyorum. Çünkü Allah korusun her sözün, söz kolay ağızdan çıkar, hareket de kolay, bir hareket yaparsınız, bir agresif davranış içerisinde olursunuz ama bunun sonucu ne olacak. Herkesin söylediği sözün, ağzına aldığı her cümlenin ve elinden dökülen her işin gerçekten sahibi olması ve bu anlamda da halkımızın barışına katkı sunacak işlerin, sözlerin ve eylemlerin içinde olmasını diliyorum."
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER