Teknik direktör Ersun Yanal’ın kadroda düşünmediği Kevin Constant, Trabzonspor’un yeni teknik direktörü Shota Arveladze ile yeni bir sayfa açtığını belirterek, Trabzonspor’da kaldığı için mutlu olduğunu söyledi.
Takımın kamp yaptığı otelde basın toplantısı düzenleyen Kevin Constant, sezon hazırlıklarına iki gün önce başladıklarını belirterek, “Öncelikle şunun altını çizmek istiyorum; Trabzon’da kalmaktan, burada bulunmaktan, buraya hizmet edecek olmaktan dolayı mutluyum. Yeni teknik heyet, yeni bir çalışma ortamı var. Hocayla ve yardımcılarıyla konuştum. Çalışmaların güzel bir uyum içinde başladığını söyleyebilirim. Şu ana kadar her şey iyi gidiyor. Umut ediyorum ki, sezon sonuna kadar güzel şeyler bizimle birlikte olacaktır” diye konuştu.
“SHOTA BANA GÜVEN VERDİ”
Geçen sezon Ersun Yanal’la aralarında yaşanan sorunla ilgili olarak ise Gineli oyuncu, şunları söyledi:
“Şu anda ve gelecekte yaşayacağımız ortam çok önemli. Geçmiş geçmiş de kaldı. O dönem o şekilde kapandı. Açıkçası eski hocayla alakalı çok fazla şey söylemek istemiyorum. O konu benim için kapandı. Bizim için burada daha önemli bir konu var, o da mevcut koşullar. Mevcut koşullar bizim kamp çalışmalarımızı etkileyecek şeyler. Shota Arveladze ile çok kısa dönem birlikteyiz ama onun bana verdiği güven, benim ona yapmak istediklerimi anlatış şeklimle, birbirimizi yakaladığımızı düşünüyorum. Aynı dili konuştuğumuzu düşünüyorum o anlamda. Kendi seviyemin bu olmadığı ortada. Bunun üzerine çıkmam lazım. Çok daha fazlasını vermem lazım. Beklentinin bu yönde olduğunun farkındayım. Daha önemlisi kendimden de beklentim bu yönde. Bu kamp boyunca geçmişi bir kenara bırakacağım. O dönem benim için kapandı. Buradaki işe daha fazla nasıl odaklanabilirim hem kendi seviyeme hem takıma nasıl katkıda bulunabilirim diye çalışacağım. Benim de gelecek sezonla düşüncelerim çok iyimser ve pozitif yönde.”
“KENDİMİ DAHA FAZLA GRUBUN PARÇASI HİSSETMEK İSTİYORUM”
Trabzonspor ile ilgili temaslarda bulunurken daha önce Fransa’dan da tanıdığım Yattara ile sohbet ettiklerini belirten Constant, “Onun bana çok değerli bilgiler verdiği bir dönemdi. Buranın ne kadar büyük bir camia, ne kadar futbolu seven bir kent, ne kadar taraftarıyla bütünleşen bir futbol kültürü olduğunu anlamıştım. Geldikten sonra da bunların yaşayarak farkına vardım. Trabzonspor’u gerçekten çok seviyorum. İnsanların bana ilgi göstermesini çok seviyorum. Şehrin futbolla yatıp kalkması, çok fazla ilgi duyması, bu ligde kalmak ve tekrar kendi seviyemi göstermek için en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri. İtalya daha fazla taktik disipline bağlı kalınan bir lig. Burası belki biraz daha duygusal ve fizik kaliteye dayalı, ikili mücadelelerin daha fazla ve sert yaşandığı bir lig. Kendi açımdan kıyaslama yapacak olursam da, geçen seneye kıyasla şunu öğrenerek başlayacağım bu sezona; belki daha fazla kendimi gurubun parçası hissetmek istiyorum. Daha fazla Türkçe kelimeler konuşmam lazım. Daha fazla buradaki yerel futbol ortamını solumam lazım. İlk geldiğim sene yaşadığım kendimi kendimi izole etme sebeplerimi bu sezon için geride bırakacağım. Daha fazla buranın bir parçası olmaya çalışacağım. Adaptasyonumu çok hızlı şekilde tamamlayacağım. Yer yer Türkçe konuşarak, yer yer arkadaşlarıma yardım ederek adaptasyonumu tamamlamayı planlıyorum” dedi.
“SIK HOCA DEĞİŞİMİNDE BİZ OYUNCULARIN DA HATALARI VAR”
Kevin Constant, “Trabzonspor’un bu kadar çok teknik direktör değiştirmesini neye bağlıyorsun?” sorusuna ise, “Hoca özelinde çok fazla bu soruyu yanıtlamak istersek hata yaparız. İşin aktörleri sonuçta her zaman için oyunculardır. Gerekli sorumluluğu alması gerekenler, taşın altına ellerini sokması gerekenler oyunculardır. Ben yeterli özveride ve yeterli sorumluluk bilincinde olmadığımızı düşünüyorum sık hoca değiştirdiğimiz bu periyotta. İşin en kolayı topu hoca tarafına atıp biz haklıyız demek. Gerçek hiçbir zaman öyle değildir. Bu işin bir acımasız tarafı da bir başarısızlık halinde maalesef ön plana çıkan teknik direktörler oluyor. Ama topu ben ve takım arkadaşlarımın üzerine almak durumundayım. Biz ortaya daha iyi niyetli ve özverili bir çalışma koysaydık belki de bunlar olmayacaktı. Şu anda onları bir kenara bırakıp belki geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamak adına, önümüzdeki dönemde kullanacağımız bir veri olacak. İşe dört elle sarılmak, daha fazla işe kendimizi ait hissetmek, oyuna daha fazla sadık kalabilmek. Bunlar her anlamda kulübü toparlayıcı unsurlar olacak.”
“TRABZONSPOR’DA BÜYÜK POTANSİYELİ VAR”
Gineli oyuncu, “Trabzonspor yıldızları almak için masada neler konuşmalı? İşin sadece ekonomik yönü mü öne çıkıyor?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Taraftarlar ve Trabzon’daki futbola olan tutku önemli. Belki bu kanaldan girildiği zaman oyuncuyu işin ekonomik boyutunun dışında daha rahat yakalayabilirsiniz. Maç kaybettiğimiz dönemde insanlar büyük mutsuzluklar, büyük hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bazıları dönem dönem işlerine gitmiyorlar. O derece takıma bağlılık ve sadık olma durumu var. Yıldız denilen arkadaşlar da işin bu tarafında duygularıyla hareket eden kişiler. Kesinlikle takımın taraftar vurgusunu, şehrin takım etrafında bütünleşme durumunu vurgulamak lazım. Trabzon içinde bulunduğu koşullarla çok daha fazlasını yapabilecek bir takım. Büyük potansiyeli var. İyi bir güç olduğunu düşünüyorum. Umuyorum ki zamanla bu hedeflere yürümeyi başarabilir.”
“HOCAM BANA NEREDE İHTİYAÇ DUYARSA ELİMDEN GELENİ YAPARIM”
Constant, hangi mevkide kendini rahat hissettiğiyle ilgili bir soruya da, “Geçen sezon belli dönemlerde sol bekte oynadım. Milan’da zaten orada oynuyordum. Milan hariç değerlendirdiğimizde ben aslında orta saha oyuncusuyum. Ama futbolda bir mevkinin diğerinden üstün olduğuna inanmıyorum. Orta sahada ve sol bekte oynayabilirim veya hocanın eksikliğe göre verdiği görevi elimden geldiğince yeteneklerim doğrultusunda yapma taraftarıyım.Sezona orta saha olarak başlayıp sezon içinde pozisyon değişikliğine gidersen bir geçiş dönemi olacaktır. Ama sol bek başlar ve sezon sonuna kadar gidersem çok problem olmaz. Hoca beni bu sezon sol bek olarak düşünürse kendimden emin şekilde sol bek olarak oynarım” dedi.
(İHA)