Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzenin sürdürülemeyeceğini belirterek, “1. Dünya Savaşı örtülü olarak hala sürüyor. Cetvelle çizilen suni sınırlar, çözüm değil sorunun kaynağı haline dönüştü. Dünyanın bir bölümünün huzuru için diğer kısmın sömürüsü üzerine kurulan düzen, artık herkesin huzurun tehdit eden bir boyuta ulaştı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Çanakkale 100. Yıl Barış Zirvesi Yüksek Düzeyli Oturumu’nda yaptığı konuşmada Çanakkale’de yaşananlara değindi. Yüzyıl önce Türk, Anzak, İngiliz, Fransız ve bir çok milletten askerlerin hayallerini ve istikballerini Çanakkale’de bırakarak dünyaya veda ettiğini söyleyen Erdoğan, “Ülkemizin her köşesinden ayrıca dünyanın bir çok yerden gelen kardeşlerimiz omuz omuza mücadele etti, koyun koyuna toprağa düştü. Çanakkale pek çok gelişmenin kapısını da araladı. 1. Dünya Savaşı’nda bir düzine cephede aynı anda savaştık. Burada kazandığımız başarıların bedelini en seçkin neslimizi feda ederek ödedik. Savaş gemileri ile Çanakkale önlerine gelen ülkeler de en az bu kadar ağır bir bedelle geri döndü. Bu savaşta yer alan askerlerin hepsi de hangi safta bulunursa bulunsun takdirle anılmayı hak ediyor. Her biri Çanakkale savaşını centilmenler savaşı haline dönüştüren birer kahraman olarak tarihteki şerefli yerlerini aldılar” diye konuştu.
Tarihte insanlık değerinin bu kadar öne çıktığı pek az savaş örneği olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Kendi yarasından evvel karşı saftaki askerin yarasını saran Mehmetçiğin hikayesini hayranlıkla aktaran Fransız generalidir. Zaten az olan ekmeğini suyunu esiri ile paylaşan askerin hikayesini bir Anzak askerinden dinledik. Çanakkale’de buna benzer o kadar çok hikaye var ki anlatmakla bitmez. İnsanlık tarihinin en kanlı savaşlarından birinin geleceğimiz için böyle önemli dersler verecek şekilde gerçekleşmiş olmasının üzerinde iyi düşünmeliyiz” şeklinde konuştu.
“HİÇBİRİMİZİN EVİ, KAPILARIMIZI KAPATTIĞIMIZDA GÜVENLİ OLACAK KADAR MÜSTAKİL DEĞİL”
100 yıl önce bir Anzak’ı vatanından binlerce kilometre ötede bir Osmanlı askeri karşı karşıya getiren dünya sisteminin, bugün daha karmaşık bir hal aldığını savunan Erdoğan, “Günümüzün küresel sistemi içinde hiçbir ülkenin diğerinin yaşadığı sıkıntılardan kendini tecrit etme imkanı yoktur. Kriz bölgelerinde başlayan nüfus hareketleri önce komşulara, sonra dünyaya yayılıyor. Terör örgütlerinin küresel gücünü görmezden gelen her ülke, sonunda tehdit edici sonuçları ile karşılaşıyor. Hiçbirimizin evi, kapılarımızı kapattığımızda güvenli olacak kadar müstakil değil. Bunun için her ülkenin kendi bölgesi yanından dünyanın tamamındaki sorunlara karşı duyarlı olması gerekiyor. Huzurun dünyaya hakim olması içini işbirliği içinde hareket etmemiz bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline dönüştü” ifadelerini kullandı.
“ZALİMLE MAZLUM AYRIMI YAPMAYA SİSTEM MEŞRUİYET KAZANAMAZ”
Dünya sorunlarının çözümünde uluslararası örgütlere de büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi işleyişine getirdiğimiz eleştirilerin gerisinde bu tespitler var. Onun için dünya 5’ten büyüktür diyorum. Çünkü tüm dünya bir ülkenin iki dudağının arasına mahkum olmamalıdır. Aynı şekilde AB başta olmak üzere bölgesel örgütlerin de çok daha aktif bir rol üstlenmelerine ihtiyaç var. Yanı başımızda Irak’ın Suriye’nin Filistin’in Yemen’in hali ortada. Bütün bunlar olurken ‘acaba bunlar niye çözülmüyor’ diye bu soruyu kendimize sormayacak mıyız? Sadece sorun çıktığında müdahale etmekle kalmayan, sorun çıkmadan çözüm önerileri getiren bir küresel sistemin arayışında olmayalım mı? Zalimle mazlum ayrımı yapmayan bir sistem insanlık vicdanında meşruiyet kazanamaz” açıklamasında bulundu.
“1. DÜNYA SAVAŞI ÖRTÜLÜ OLARAK HALA SÜRÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan 1. Dünya Savaşı’nın etkilerinin hala devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi;
“1. Dünya Savaşı örtülü olarak hala sürüyor. Bu savaş sonrası tesis edilen düzen, ne coğrafi olarak, ne insani olarak, ne kültürel olarak doğal mecrasına uygun değil. Cetvelle çizilen suni sınırlar, çözüm değil sorunun kaynağı haline dönüştü. Etnik ve mezhep temelli çatışmalar bölgesel tehlikelere yol açmaya başladı. Dünyanın bir bölümünün huzuru için diğer kısmın sömürüsü üzerine kurulan düzen, artık herkesin huzurun tehdit eden bir boyuta ulaştı. 1. Dünya savaşı ardından özellikle kurulan statünün sürdürülemez hale geldiğini kabul etmek zorunayız. Hemen yanı başımızda Ortadoğu’ya bakmak yeterli. Dünyanın en kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapmış Ortadoğu’nun bugün içinde bulunduğu durum gerçekten vahimdir. Şu anda ülkemizde 2 milyon insan var. Şu ana kadar yaptığımız harcama 5.5 milyar dolardır. BM’den gelen destek 250 milyon dolardır. Suriye’de ölen 300 bini aşkın insanın sorumluluğunu hiçbir ülke daha fazla kaldıramaz. Ama Akdeniz’de Ege’de botlarla kaçanlar o denizlerde boğuluyor. Ne diyorlar ‘varsın ölsün’ Bunlar insan değil mi. Nerede kaldı insan hakları evrensel beyannamesi. Niçin bunları kurtarmak için gayret etmiyoruz. Burada hepimizin bir ortak sorumluluğu var. Biz boğulmalarını istemiyoruz. Bizim sahil güvenli botlarımız kurtarır alır, bakarız, besleriz, ülkesine göndeririz. Yaptığımız bu.”
“DAİŞ’İN SİLAHLA YOK EDİLMESİNİN ŞU ANDAKİ ZOR KOŞULLARINI GÖRÜYORUZ”
Irak’ta yaşanan IŞİD terörüne de değinen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sahip olduğu doğal zenginlikleri ile dünyanın en müreffeh ülkesi olması gereken Irak’ın DAİŞ denen terör örgütü baskısı altında yaşadıkları üzüntü verici. DAİŞ’in sadece silahla yok edilmesinin şu andaki zor koşullarını hep birlikte görüyoruz. Bu örgütün İslam ile yakından uzaktan alakası yoktur. Bizim dinimiz barış dinidir. Bizim dinimizde bir insanın öldürülmesi, tüm insanlığı öldürülmesi gibidir. Öyle ise bu dinin mensubu olduğunu söyleyenler kalkıp çocukları, kadınları kör bıçakla kesemez. Bu örgütün dayandığı siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların çözülmesi gerekiyor. Bunu ancak ırak yönetimi ve uluslararası toplum insan hakları ve hukuk zemininde işbirliği yaparak başarabilir.”
Erdoğan, Yemen’deki yaşananların da yakından takip ettiklerini belirterek, burada diyalog sürecini sonuna kadar destekleyeceklerini söyledi.
“BAŞKENTİ DOĞU KUDÜS OLAN FİLİSTİN DEVLETİ KURULANA KADAR SORUN ÇÖZÜLMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Filistin sorunundan da bahsetti. İsrail-Filistin ihtilafının Ortadoğu’da kalıcı barış önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Erdoğan, “Filistin topraklarında işgal sona erdirilene kadar, Başkenti doğu Kudüs olan bir Filistin devlet kurulana kadar bu sorunun çözümü mümkün değildir. Aynı şekilde derin tarihi bağlarımızın bulunduğu Kuzey Afrika’da yaşanan siyasi krizlerin de dayanışma içinde çözümünü arzu ediyoruz. Bizim tüm bu bölgelerle ilgimiz ortak tarihe sahip olduğumuz kardeşlerimizle huzurlu bir gelecek arzumuza dayanıyor. Kafkasya ve Ukrayna’daki gelişmelere de aynı gözle bakıyoruz. Ukrayna’da yaşananları tasvip etmemiz mümkün değil. Bu bölgelerle olan müşterek tarihimiz ve kardeşlik ilişkilerimiz, bizi barış ve istikrar için çok daha aktif olmaya zorluyor. AB içinde giderek yayılma eğilimi gösteren ırkçılık, islamofobi gibi akımlar, bir barış projesi olarak gördüğümüz birliğin geleceğini tehdit ediyor. Kendi sorunlarını çözemeyen AB’nin küresel meseleler konusunda da etkili olamayacağın düşünüyoruz” dedi.
(İHA)