Doğan Medya Grubu hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anlaşmazlığın kaynağının, belediye başkanlığı yaptığı dönemden öncesine dayandığını belirterek; "Onlar, ‘Muhtar bile olmaz’ dediler; millet beni getirdi Başbakan yaptı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber’in ortak canlı yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Doğan Medya Grubu hakkında konuşan Erdoğan, “Belediye Başkanlığım dahil bu süreç içinde, bunları çok yakından tanıma fırsatı buldum. Bunların, sürekli devamlı idare edenlere saldırdıklarını gördüm. Belediye Başkanlığımda da buna benzer talepleri hep olurdu. Başbakanlığım döneminde, anlattığınız zatlardan bir tanesi, ki artık açık açık isim vereceğim. Kadir Bey’in aynı zamanda Başkanlığı dönemi. Mesela o dönemde Hilton’u satın aldı. Alan kim? Doğan. Fakat burayı alıyor, aldıktan sonra, orayla cadde arasındaki büyük alan da onlara ait. Hilton’a ait, meğerse orayı da, Hilton’u yıkıp, çok daha büyük bir otel inşa etmek istiyorlar. Kadir Bey’e de bu konuyla ilgili bilgi aktarılıyor. Tabi bir araya geliyorlar, konuşuyorlar falan. Belediye Başkanı da o zaman malum zat. O da işin içerisinde. Tabi sonra Kabir Bey benle bu konuyu görüştü. Dedim ‘sakın ha, sakın!’. Burayı özelleştirmeden aldılar ve şu andaki durumu ne ise ancak bu muhafaza edilebilir. Oradaki yeşil alandan, bunlara katiyen taviz veremeyiz, buralara inşaat asla veremeyiz” ifadelerini kullandı.
“DOĞAN GRUBUYLA ANLAŞMAZLIĞIN KAYNAĞI DAHA DA ÖNCEYE DAYANIYOR”
Doğan Grubuyla anlaşmazlığın kaynağının, belediye başkanlığı yaptığı dönemden öncesine dayandığını belirten Erdoğan, “Birçok şey talep ediliyor. Benim şimdi elimde bazı notlar var. İşin nereye dayandığı ortada. Belediye Başkanlığım döneminde, benimle yakından uzaktan alakası olmadığı halde, şahsıma yönelik Sultanbeyli’de benim villalarım olduğu söylendi. Bu süreç adaylık döneminde başladı, ondan sonra devam etti. O zamanlar Show TV bununla ilgili devreye girdi. Şu anda Doğan’ın çok samimi idari ekibinin içerisinde olan, isim vermeme gerek yok ama karı koca, her ikisi de medya dünyasının içerisindedirler, buradan bunu da zaten siz çıkartırsınız. Bu tür tavırlarla, adaylık sürecimde bana bunu yaptılar. Fakat bunu yapınca benim çok sert bir çıkışım oldu ve bununla ilgili attığım adımdan sonra geri çekildiler. Tabi o seçimde de malum İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığı’nı aldım. Böyle bir şeyi ispat edemediler. Bundan sonra yeni bir adım daha attılar. Bunu sürekli olarak devam ettirdiler. İkinci adımları ise, özellikle Belediye Başkanlığımın ardından Başbakanlık sürecine doğru giderken ‘Bu sürecin önünü nasıl keseriz’ buna doğru geldiler. Ama Belediye Başkanlığım 4 buçuk sene olmuştu ki; malum mahkeme, Siirt konuşmam, onun arkasından da attıkları başlık, o da tabi çok enteresandı” şeklinde konuştu.
“ONLAR, ‘MUHTAR BİLE OLMAZ’ DEDİLER, MİLLET BENİ GETİRDİ BAŞBAKAN YAPTI”
“Onlar, ‘Muhtar bile olmaz’ dediler, millet beni getirdi Başbakan yaptı” diyen Erdoğan, “Bunlar Başbakanlık süresince, şu anda kendi bazı köşe yazarları var onların; gerekirse, zamanı geldiğinde onları da ismen açıklayacağım, bunlar iş takibi yapıyorlardı Ankara’da. Hatta hatta randevularını onlar alıyordu. Geliyorlar, oturuyoruz, konuşuyoruz, bakıyorsunuz bunlar yine aynı şekilde yollarına devam ediyorlar. Ankara’da, Conrad Otel’de oturduk, konuşuyoruz. Ben kendisine dedim ki, ‘Siz rahmetli Özal ile çok uğraştınız, Sayın Demirel ile çok uğraştınız, Tansu Hanım ile çok uğraştınız; hepsi de size karşı, mümkün olduğunca bazı tavırlar koymak istedi ama olmadı. Şimdi benimle uğraşmaya kalkıyorsun. Ben Kasımpaşalıyım, doğma büyüme. Hakkın olanı alırsın ama hakkın olmayanı bizden alamayacaksın bunu bilesin.’ Çünkü o aralar bazı yasal yanlışları da vardı. Bunların, dışarıdan kağıt olayında, bunları getirme işlemleri farklıydı ve ben, ‘Şu anda biz yargının kararını, bunun yanında maliyenin bu işteki vereceği kararı beklemek durumundayız. Ben sizden dürüstlük bekliyorum; dürüst olun’ dedim ama olamadılar. Başbakanlığa geldi, bütün gazeteleri açtım önüne koydum, ‘buyurun’ dedim. İşte attığınız başlıklar, köşe yazarlarınızın yazdığı yazılar. ‘Ailemle uğraşıyorsunuz’ dedim. Ne işiniz var benim ailemle. Bende aileme saldırılmasını hiçbir zaman hazmedemiyorum. Tamam ama siz kendi ailenize saldırıldığı zaman hazmedemiyorsunuz da bir Başbakan’ın ailesiyle niye bu kadar uğraşıyorsunuz. ‘Lütfen biraz haddinizi bilin’ dedim” diye konuştu.
“SEN NE YAPARSAN YAP, ETRAFINDA KİMLERİ TOPARLARSAN TOPARLA ALIŞILMIŞ CUMHURBAŞKANI OLMAYACAĞIM”
2008 yılında başörtüsüyle ilgili ‘411’ olayı olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunların attığı başlık bu, “411 El Kaosa Kalktı” Şimdi görüştüğünüz zaman, ikili görüşmelerde, doğru konuşuyorlar. ‘Biz şunu yapmak istemedik, bunu yapmak istemedik, köşe yazarlarına karışmayız’ falan. Her şeyi yaptılar. Şimdi de, kalkmış başyazıyla bana gönderme yapıyor. Göndermeyi yaparken, bütün bu yapılanları ‘Şerefsizlik’ olarak telakki ediyor. En altına geliyor, bir cümleyle de tehdit savuruyor. ‘Sen ne yaparsan yap, etrafında kimleri toparlarsan toparla alışılmış Cumhurbaşkanı olmayacağım’ dedim. Senin bu tehditlerinin hiçbirisi beni ırgalamaz. Köşe yazarların ne yazarlarsa yazsınlar. Senin o maaşlı bütün şarlatanların, ne yazarlarsa yazsınlar benim için bu hiçbir şey ifade etmez. İnandığım, doğru bildiğim ne varsa, bu ülkede bunları milletime anlatacağım. Milletin bunları bilmesi lazım.”
(İHA)