Kobani bahanesiyle insanlara ve çevreye zarar verenleri hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dışarıdan talimat alacaksın, gelip burada huzuru bozmaya çalışacaksın. Bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların ve maşalarının huzuru çok kötü bozulacak" dedi.Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde Akademik Yıl Açılışı’na katılan Erdoğan, burada bir konuşma yaptı. Konuşmasında “Bu üniversitede sadece ismim yok, aynı zamanda kuruluşunda da imzam var” diyen Erdoğan “Bugün hem cumhurbaşkanı olarak hem ismimi taşıyan hem de fahri doktora ünvanını gururla taşıdığım üniversitede sizlerle bir aradayım. Ayrıca bu üniversitede sadece ismim yok, aynı zamanda kuruluşunda da imzam var. Bununla da ayrıca iftihar ettiğimi beliretmek isterim. 2006 yılında üniversitemizi kurduk üniversitemiz Karadeniz bölgemizin ve Türkiye’nin gerçekten çok önemli eğitim kurumlarından biri konumuna yükseldi” ifadelerini kullandı. Dünyanın ve bölgemizin son derece önemli ve kritik gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:“Aslında bu kritik döneme 1. Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümü’nde şahitlik ediyoruz. 100 yıl önce 1. Dünya savaşı o dönemde Osmanlı Cihan Devleti’ni çok köklü bir şekilde etkilemişti. Sonucunda da Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmuştu. Yani 1. Dünya Savaşı’ndan en fazla etkilenen bizler olduk. Savaşın sonuçları o günlerle sınırlı kalmadı. Savaş 1918 yılında bitmiş olmasına rağmen etkisi ve sancısı bugünlere kadar devam etti. Balkanlarda, Kafkasya’da, Ortadoğu’da var olan hemen tüm krizlerin ve anlaşmazlıkların temelinde 1. Dünya savaşı vardır. Filistin Meselesi, Irak ve Suriye Meselesi, Lübnan’da zaman zaman ortaya çıkan sorunlar, şuanda Yemen Meselesi, Kuzey Afrika’da, Balkanlar’da zaman zaman ortaya çıkan krizler 100 yıl önce başlayan bu savaşa aittir. Egemen güçler gelmiş Osmanlı Devleti’nin topraklarını parçalamış, Osmanlı Devleti’nin boşalttığı alanlara da yapay gerçekçi olmayan petrol ve çatışma odaklı sınırlar çizmişlerdir. Ortadoğu haritasında sınırlara baktığınızda sınırların cetvelle çizildiğin görürsünüz. Ne yazık ki cetvelle çizilen o sınırlar yüzyıl boyunca bölgede akan kanın ve gözyaşının da kaynağı olmuştur.”“BİZİM ŞAH DAMARIMIZ KESİLDİ”Bölgedeki Irak ve Suriye Meseleleri’nde olduğu gibi İsrail-Filistin Meselesi’ni dünyada bizim kadar anlayabilecek (Osmanlı’nın varisi olarak söylüyorum) başka bir millet olmadığını ifade eden Erdoğan “Bu meselinin tüm belgeleri bizim arşivlerimizde ve kütüphanelerimizde vardır. Ancak ! Bizim şah damarımız kesildi. Biz o arşivin dilini anlamıyoruz. O arşivin dilini bilmiyoruz, arşivlere girdiğimizde orada Geroge var ama Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin yok. Bizim bunu halletmemiz lazım” diye konuştu.Bir ülkenin önemli bir liderinin kendisine yıllardır Osmanlı Devlet Arşivleri’nin almak istediği yönünde teklifte bulunduğunu kaydeden Erdoğan “Dedim ki biz hepsini bunların veremeyiz. Replika olarak bile veremeyiz. Niye bunların devlet sırrı özelliği var. Bazıları noktasında bazı konularda çalışma yapabiliriz. Ecdad bize öyle bilgiler belgeler bırakmış ki bunların birçoğunu maalesef bizden önce gelen birileri hassasiyetini bilmeden bunları maalesef satmışlar. Zaman zaman bunları bazı yerlerde buluyoruz ve alıyoruz. Kardeşlerim, sevgili öğrenciler üzerimizde, üzerinizde şunu unutmayın tarihi bir sorumluluk var” dedi.Lübnan sorunlarını yaşarken Lübnan’a bir seyahati olduğunu ve orada yaşadığı bir anısını anlatan Erdoğan “Oradaki muhalefet liderlerinde bir tanesi bana orada bir ifade kullandı, çok manidardır. Yaşadığım için söylüyorum ‘Biz’ dedi ‘Aslında sizin bu arabuluculuklarınızı pek anlamıyoruz’ Niye dedim. Dedi ki ‘Bu işin tek çözümü var. Siz dedeleriniz gibi yapmanız lazım. Osmanlı gibi geleceksiniz, buralardan şöyle bir gelip geçeceksiniz bu işi çözeceksiniz. Bu zat şimdi yine Lübnan’da önemli bir mevkide olan bir zat.Yani şuanda biz böyle olalım havasında değilim ama o siyasi temsilcinin hadiselere, olaylara bakışını anlatmak istiyorum. Şuanda bu asırda bulunduğumuz yıllar içerisinde bu işi yapanlar yok mu ? Afrika’da olanlara bakın,son dönemlerde Ruanda’da, Orta Afrika Cmhuriyeti’nde olanlara bakın. Yaşananları görüyorsunuz, Kırım’da olanları görüyorsunuz. Birçok şeyler yaşanıyor. Kardeşlerim şunun altını çizerek ifade ediyorum; biz bu üniversitelerimizde tarihle bugünü, bugünle yarını inşa etmeye mecburuz. Çünkü biz inşa ve ihya ile mecburuz ve bunu yapacak kalitedeyiz” şeklinde konuştu."ORTADOĞU ÖCÜ GİBİ GÖSTERİLDİ"Erdoğan, statüko tarafından geçmişte Ortadoğu’nun hep bir öcü gibi karanlık bir dünya gibi hatta bataklık gibi gösterildiğini ve Türkiye ile bağlarının koparıldığını söyledi. Yaklaşık 100 yıldır “Araplar bizi sırtımızdan vurdu” denilerek Ortadoğu’dan insanların soğutulduğunu, hep karanlık olarak görüldüğünü ve oraların sevk idaresinde rol oynamak istenmediğini vurgulayan Erdoğan, 1. Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye’de statükoya Ortadoğu’ya sırtına dönme vazifesi verildiğini kaydetti.“Hala bu vazifeyi taşıyanlar var. Birileri hala 1. Dünya Savaşı’nın ezikliğini yaşıyor” diyen Erdoğan, “Eğer bu bölgenin tarihi yazılacaksa Türkiye’deki tarihçilerden daha iyi hiç kimse yazamaz. Eğer bu bölgenin romanı, hikayesi yazılacak, filmi yapılacaksa buna bu ülkenin yazarlarından yönetmenlerinden daha iyi kimse yapamaz” ifadelerini kullandı.Ortadoğu’yu bataklık olarak görenlerin Ortadoğu’yu bir bataklığa çevirmek isteyen Şam rejimine karşı sonsuz muhabbet beslediğini kaydeden Erdoğan “Muhabbetiniz bol olsun” diyerek “Kendi ülkesi aleyhine uluslararası kampanyaların sözcülüğünü yapanlar İŞİD’i besleyen büyüten Şam rejimine karşı en küçük bir söz söyleyemiyorlar. Bugün yaşanan olaylar 100 yıl önce 1. Dünya Savaşı’nın tohumlarını ektiği sorunların tezahürüdür. Kobani tamamen bahanedir. Asıl amaç açık söylüyorum; Türkiye’yi dize getirme, boyun eğdirme ve Türkiye’ye istikamet çizme gayretidir. Türkiye’nin ekonomisi büyüdü, çok büyüdü yıpratalım. Türkiye’nin demokrasisi çok gelişti geriletelim. Türkiye çok hızlı büyüyor, güçleniyor, bunu durduralım. İşte bunu yapmak istiyorlar. Ne acıdır ki bunu yaparken, Türkiye içindeki piyonlarını kullanıyorlar. Bölgedeki kanlı terör örgütlerini bu terör örgütünün emrindeki siyasi yapıları kullanıyorlar. Kandırılmış, istismar edilmiş gençleri, çocukları kullanıyorlar. Pensilvanya gibi ihanet şebekelerini kullanıyorlar. Ne acıdır ki Türkiye içindeki ana muhalefeti, muhalefeti bazı medya kuruluşlarını işte bu kirli amaç uğruna harekete geçirebiliyorlar. Türkiye’yi gerçeğe tamamen aykırı olarak teröre destek veren ülke gibi göstermek ancak ve ancak Türkiye düşmanlarının yapacağı iştir. Ama bunu medya yada siyasi partilerle yapabiliyorlar. Hatta paralel yapının zehiri ile uyuşmuş bazı yargı mensupları bazı emniyet mensupları bu ihanet girişiminin içinde yer alıp Türkmenler’e yardım götüren MİT TIR’larının önünü kesip bu Türkiye düşmanı çevrelere yalan servis yapabiliyorlar. Bilmedikleri bir şey var. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye üzerinde ameliyat yapılacak, üzerinde operasyon yapılacak bir ülke değil. Türkiye terör örgütlerinin sokak serserilerinin gösterileriyle istikametini değiştirecek bir ülke hiç değil. Uluslar arası odakların maşası olarak Kobani bahanesiyle polisimize, askerimize kamu ve özel mülküne saldıran her kim olursa olsun misliyle karşılığını alır, bundan sonra daha da sert olarak alacaktır” şeklinde konuştu.“BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL”“Burası muz cumhuriyeti değil” diyen Erdoğan, “Dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya çalışacaksın. Bizim huzurumuz bozulmaz. Ama bunu yapanların onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak. Egemenliğimize, bayrağımıza, gördüğüz gibi bir çok yerde Atatürk büstlerini yıktılar, kırdılar. Toprağımıza, ortak değerlerimize en önemlisi kardeşliğimize birliğimize yönelik hiçbir saldırı bütün bunların karşısında asla müsamahakar davranmayız. Sokaktaki bu teröristlerin, şımarık serserilerin Kürt kardeşlerimizle, kürt vatandaşlarımızla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu sokak serserilerine bakıp tüm Kürt kardeşlerimizi itam etmek insanen, vicdanen ve imanen yanlıştır. Bu yağmacılar bu vandallar kimlere saldırıyor. Sakallı vatandaşlarımıza, başörtülü Kürtçe bilmiyorsan yandın. Kutsal islami değerlerimize saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşim, Kürt vatandaşım böyle bir alçaklığa asla prim vermez. Bu hainlerin yanında asla durmaz. PKK terör örgütü 30 yıl boyunca bizim topraklarımızla birlikte bu toprakların kutsal değerlerine saldırdı. İşte bu günde gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. İslami değerleri hedef alıyor. Biz bunu geçmiş yıllarda çok gördük. Sakal bırakan selam veren başörtüsü takan gerici yobaz diye yaftalandı, tahkir edildi. Bir çok imkandan mahrum bırakıldı. İşte şu anda da PKK ve onun kuklası olan siyasi parti Kürt kardeşlerinden selam veren sakal bırakan, başörtüsü takana, namaz kılana hiçbir irtibatı olmadığı halde İŞİD’çi muamelesi yapıp alçakça linç ediyor. Sizin İŞİD’den ne farkınız var ? O da terörist sen de terörist. Senin ki olursa iyi terörist, onun ki olursa kötü terörist. Böyle bir mantık yok. Terörün ve teröristin hepsi birdir. Terörden şu ana kadar en çok zararı gören aslında Kürt kardeşlerimiz oldu. Şu anda sahnelenen terörden zarar gören yine Kürt kardeşlerimiz. İnanıyorum ki bu olayların ardından Kürt vatandaşlarımız siyasetçi görünümündeki kan tüccarlarıyla aralarına bir mesafe koyacaktır” diye konuştu.Konuşmasının sonunda Erdoğan’a Merve Düzağaç isimli bir öğretim görevlisi tarafından altın işlemeli rölyef hediye etti. Düzağaç, bu sırada Cumhurbaşkanına kendisi ile gördüğü rüyasını da anlattı. Düzağaç “Siz rüyamda evimize geldiniz. O dönemde öğretmendim ama atanamıyordum. Ben size durumumu anlattım. Bana rüyada ‘Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne atanacaksın’ dediniz. Ben de rüyadan 15 gün sonra buraya atandım. Burada göreve başlayalı 1 ay oldu” diyerek sevincini paylaştı. Erdoğan’ın rüyayı tebessümle karşıladığı gözlendi.(İHA)
Genel
"Burası muz cumhuriyeti değil"
Kobani bahanesiyle insanlara ve çevreye zarar verenleri hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dışarıdan talimat alacaksın, gelip burada huzuru bozmaya çalışacaksın. Bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların ve maşalarının huzuru çok kötü bozulacak" dedi.R