Çevre-Hayat

Psikiyatrist olamamanın hayal kırıklığını Darülaceze'de yaşıyor

Darülaceze'nin Çapa Tıp Fakültesi son sınıftan terk sakini 91 yaşındaki Cevat İlhami Kaya, çeşitli şansızlıklar ve olanaksızlıklar nedeniyle yarıda bıraktığı eğitimi nedeniyle hayaline kavuşamayıp psikiyatrist olamamanın üzüntüsünü yaşıyor.

Psikiyatrist olamamanın hayal kırıklığını Darülaceze'de yaşıyor
27-10-2022 12:12
Istanbul

Kayseri'de 1931'de doğan, ilk, orta ve lise tahsilini memleketinde tamamlayan Kaya, çok başarılı bir eğitim hayatı geçirdi.

Çocukluktan itibaren doktor olmak isteyen Kaya'nın bu hayali gerçek oldu. Zekası ile öğretmenlerinin dikkatini çekmeyi başaran Kaya, o zamanlar Türkiye'nin ilk üç tıp fakültesinden biri olan Çapa'yı kazandı.

Sürekli hayalini kurduğu mesleğe sahip olmak için 1954'te İstanbul'a gelen Kaya, maddi imkansızlıklar nedeniyle okurken bir taraftan da çalışmak zorunda kaldı.

Kaya, bugünkü adıyla "reprezant", o günkü adıyla ilaç mümessilliği yapmaya başladı.

Bir öğrenciye göre iyi kazanmasına rağmen iş gereği şehir dışına gitmesi Kaya'nın derslerini aksatmasına neden oldu.

Kaya, buna rağmen hem iş hayatını hem öğrenimini tıp fakültesinin son yılına kadar sürdürdü. Son senesinde stajlarını tamamlamasına rağmen devamsızlık yüzünden kaydı silindi.

"Devamsızlıktan atılmak beni çok üzdü"

Cevat İlhami Kaya, 91 yıllık ömrünü, yarım kalan hayallerini ve son 3 yılını geçirdiği Darülaceze hayatını AA'ya anlattı.

Rüyalarını süsleyen mesleği elde etmesine ramak kala başaramadığını aktaran Kaya, "Okulda çok başarılı olmama rağmen devamsızlıktan atılmak beni çok ama çok üzdü. Çocukluk hayalim yarıda kaldı." dedi.

Kaya, daha sonra kendini ilaç mümessilliğine verdiğine değinerek, "Zira o işi de çok iyi yapıyordum. Her tanıttığım ilaçta satış patlaması oluyordu ancak o sırada 1960 ihtilali oldu. Çalıştığım ilaç firmasının sahipleri tutuklandı, mallarına el kondu, fabrikaları battı. Tazminatımı da alamadım. Hayatım alt üst oldu. O yüzden bütün ihtilallerden nefret ediyorum." ifadelerini kullandı.

Aftan faydalanıp okula dönme girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını aktaran Kaya, hayal kırıklığı nedeniyle eğitim hayatına son verdiğini söyledi.

Hem İngilizce hem Almanca bildiğini ifade eden Kaya, 1970'li yıllarda gazetecilik yapmaya başladığını, muhabir olarak ilk adımını atığı mesleğe ilerleyen yıllarda köşe yazarı olarak devam ettiğini kaydetti.

Bu sırada evlendiğini anlatan Kaya, "İki çocuk sahibi olduk. Eşimin bir damar hastalığı vardı, 18 yıl önce kendisini kaybettim. Benden 14 yaş küçüktü. Ona rağmen çok erken kaybettik." diye konuştu.

"Kimseye yük olmamak için Darülacezeye geldim"

Kaya, bir süre yeminli mütercimlik ve fabrikalarda yöneticilik yaptıktan sonra yaşı ilerlediğinde kitap çevirmenliğine başladığını aktararak, şöyle devam etti:

"Son çevirdiğim kitabı matbaaya vereceğim sırada trafik kazası geçirdim. Bir gün markete gitmek için karşıya geçerken ters yönden gelen bir sürücü bana çarptı. Sonra beni hastaneye kaldırdılar, 15 gün kadar orada kaldım. Ancak ayağım sakatlandığı için yürüyemiyordum. O yüzden kimseye yük olmak istemedim ve Darülaceze'ye geldim. Üç yıldır burada yaşıyorum, günlerim resim yaparak geçiyor. İnternetten özel eğitim programlarını izliyorum. Her gün gazeteleri ve belirlediğim köşe yazarlarını okuyorum. Siyaseti severim, o yüzden çok yakından takip ediyorum."

"Zamanınızı iyi değerlendirin, giden günler gelmiyor"

Kaya, 91 yıllık ömrünün kendisine kazandırdığı tecrübe nedeniyle gençlere seslenerek, "Zamanınızı iyi değerlendirin, giden günler geri gelmiyor. Bir anda yaşlanırsınız, farkına bile varmazsınız. Bir bakmışsınız ölüm karşınızda duruyor. Ben 91 yıl nasıl geçti anlamadım. Sanki bir gün gibi geçti. Şükürler olsun, hiçbir hastalığım olmadı, ta ki bu kazaya kadar. İlerleyen yaşıma rağmen evimde kendi başıma yaşayabiliyordum ancak bu kaza hayatımı alt üst etti." ifadelerini kullandı.

Yine de haline şükrettiğini belirten Kaya, Darülaceze'de kendisinden 30 yaş gençlerin olduğunu, hiçbir şey hatırlamadıklarını ve hayatını idame ettiremediklerini anlattı.

Kaya, kendisindeki zihin dinçliğine şükrederek, "Biraz genetik biraz da zihnimi geliştirdiğime inanıyorum. Mesela zamanında çok satranç oynardım. Ancak bu daha çok Allah vergisi diye düşünüyorum. Çok geç yatıp, çok erken kalkarım. Sabah 02.00'ye kadar uyumam. Gazete, kitap okurum." dedi.

Darülaceze'de pek arkadaş bulamamaktan yakınan Kaya, "Burada insanlarla ortak bir nokta bulamıyorum. Zira onlar daha çok at yarışı ve maçlarla ilgileniyorlar ki ben ikisinden de hoşlanmıyorum." diye konuştu.

"Psikiyatrist olmak isterdim"

Tıp fakültesini bitirebilseydi özellikle psikiyatrist olmak istediğini dile getiren Kaya, çocukluk hayali olan mesleğini yapamamanın pişmanlığını her zaman yaşadığını söyledi.

Kaya, ikinci mesleği olan gazeteciliği yapanlara da seslenerek, "Mesleğiniz çok güzel, kıymetini bilin. Biz sizlerin kıymetinizi biliyoruz. Rengarenk bir dünyada yaşıyorsunuz. Her gün farklı konu ve insanlarla giriyor hayatınıza. Gazetecilik, tıptan sonra ikinci göz ağrımdı." diye konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER