İstanbul
Türk Üroonkoloji Derneği tarafından hazırlanan "Türkiye Prostat Kanseri Haritası"na göre, prostat kanseri 50 yaşından sonra sık görülüyor.
Prostat kanserine ilişkin kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla Türk Üroonkoloji Derneği Prostat Kanseri Veri Tabanı kaynağından elde edilen bilgilerle hazırlanan "Türkiye Prostat Kanseri Haritası"nın sonuçları çevrim içi düzenlenen toplantıyla duyuruldu.
Toplantıda konuşan Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sinan Sözen, prostat kanseri veri tabanının derneğin yıllardır emek verdiği bir organizasyon olduğunu söyledi.
Sözen, Türkiye çapındaki 5 bin 40 hastanın verilerinden oluşturulan haritaya göre, prostat kanserinin her yaşta görülebildiğini, tanı konan en genç hastanın 37, en yaşlı hastanın ise 97 yaşında olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Sözen, prostat kanserinin 50 yaşından sonra sık görülmeye başladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Hastalarımızın yüzde 25'i 50-60 yaş arasında. Yüzde 50'si 60-69 yaş arasında. Yüzde 20'si de 70-79 yaş arasında. O nedenle, 50 yaşından sonra bu hastalığa dikkat etmek gerekiyor. Öte yandan, hastalarda prostat kanserine özgü bir şikayet olmuyor.
Hastaların çok önemli bir kısmı hiçbir şikayet olmadan karşımıza çıkabiliyor. Bir grup da idrar yaparken zorlanma, kanama gibi bir takım şikayetlerle karşımıza çıkıyor. Şunu iyi ayırt etmek lazım, bu belirtilerin olması ilerlemiş prostat kanserini gösterebilir ya da göstermeyebilir.
Bu belirtilerin tek başına olması iyi huylu prostat büyümesini de gösterebilir. Ürologların buradaki görevi, en doğru yöntemle tanı koymak."
Prof. Dr. Sözen, 10 yıl önce hastalara bir takım yakınmaları nedeniyle prostat kanseri tanısı konulabildiğini fakat bugün hastaların yarısının hiçbir şikayeti olmadan doktora başvurması sayesinde prostat kanserinin erken teşhis edilebilir hale geldiğini anlattı.
"Rektal prostat muayenesiyle 4 hastanın 1'inde belirti bulabiliyoruz"
Prof. Dr. Sinan Sözen, prostat kanserinin tanısında, kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi, rektal prostat muayenesi, muayene sonrası kanserden şüphelenilen hastalara MR kılavuzluğunda prostat biyopsisi yöntemlerinin kullanıldığını dile getirdi.
Rektal prostat muayenesinde hala istenen noktada olunmadığının altını çizen Sözen, "Sadece rektal prostat muayenesiyle 4 hastanın 1'inde belirti bulabiliyoruz. Lütfen prostat muayenesinden kaçmayalım.
İyi bir hekim, iyi bir ürolog, 4 hastanın 1'inde sadece basit bir muayeneyle PSA ya da MR bulgusu ne olursa olsun, prostat kanseri şüphesi bulabiliyor. Bütün testler yapılsa da birinci basamak yapılacak şey rektal muayene." ifadelerini kullandı.
Sözen, 10 yıl önce tanı alınan hastaların sadece yarısı ameliyat edilirken, bugün her 4 hastanın 3'ünün ameliyatla tedavi edildiğini aktararak, "Hastaların büyük çoğunluğuna ameliyat edilebilir noktada, erken evrede tanı koyuyoruz. Artık cerrahiyi daha rahat öneriyoruz çünkü korkulan kanama, idrar kaçırma gibi komplikasyonlar kendi datalarımızda daha az gözüküyor." bilgisini verdi.
"50 yaş üzerindeki her erkeğe, şikayeti olmadan, üroloji ve prostat kontrolü öneriyoruz"
Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saadettin Eskiçorapçı da prostatın bilinenin aksine bir hastalık olmadığını, üremeyle ilgili görevleri olan bir organ olduğunu, belli bir yaştan sonra ise erkeklerde kanserleşme riski bulunduğunu anlattı.
Prostat kanserinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Avrupa'da erkekler arasında ilk sırada Türkiye'de akciğer kanserinden sonra 2. sırada olduğuna dikkati çekti.
Eskiçorapçı, prostat kanserinin gözle görülemediği ya da bir şikayet ile anlaşılamadığı için geç yakalandığını belirterek, "Fakat, erken yakalamamız çok önemli. Görünmez ve gizli bir bölümde olduğu ve genelde şikayet yaratmadığı için taramayla yakalıyoruz.
50 yaş üzerindeki her erkeğe, şikayeti olmadan, üroloji ve prostat kontrolü öneriyoruz." dedi.
Kontrolde genel bir klinik değerlendirme ve kan testi yaptıklarını, gerekli durumlarda görüntülemeyle bunu desteklediklerini aktaran Eskiçorapçı, şöyle konuştu:
"Ailenizde hiçbir kanser hastası yoksa 50 yaşında kontrol yaptırmanız yeterli gözüküyor ama eğer ailenizde, birinci derece yakınlarınızda prostat kanseri olan varsa 40 yaşından sonra şikayetiniz olmadan doktora gitmelisiniz.
Öte yandan, ailenizdeki kadınlarda, özellikle kız kardeşiniz ve annenizde meme ve rahim ağzı kanseri gibi kanserler varsa, genetik yatkınlık olabileceği için prostat kanseri taramalarını öne almanız lazım."
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinde tarama çalışmalarının ertelenmesinin belli bir kuralı olduğunun fakat çok fazla da ötelenmemesi gerektiğinin altını çizen Eskiçorapçı, "Son dönemlerde çok fazla pandemide gecikmiş vaka görüyorum.
O nedenle gecikmelerin önüne geçmek için doktorunuzla mutlaka irtibatta olun. Prostat kontrollerinizi ihmal etmeyin." uyarısında bulundu.
Toplantıda, Türk Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ataus ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. İlker Tinay da yer aldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com