KIRIM - ÖZEL
Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Naciye Selin Şenocak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ukrayna ziyareti ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 8’inci toplantısına katılmak üzere gittiği Ukrayna’da yaptığı açıklamalarla, Türkiye’nin dış siyasetinde bir eksen kayması yaşandığının görüldüğünü savunan Şenocak, şunları ifade etti:
"Karadeniz, geleceğin en önemli enerji kaynaklarından, dünya hidrojen rezervlerinin %80’nini barındırdığı için çok büyük stratejik öneme sahip bir bölgedir. ABD’nin ve Batılı ülkelerin bölgedeki çıkarları, yalnızca Rusya ve Türkiye’nin bölgedeki gücünü azaltmak değil ayrıca bölgedeki doğal kaynaklar üzerinde hakimiyet sağlamaktır.
Türkiye son yıllarda Rusya ile geliştirdiği stratejik ortaklıkla bölgenin ekonomik istikrarına ve kalkınmasına önemli katkılar sağladı. Türk Akımı gibi önemli projelerin hayata geçirmesi bunun en somut göstergesidir."
KIRIM'IN STATÜSÜ VE KIRIM TATARLARINA DAİR AÇIKLAMALAR...
-Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyaretinde resmi törenle karşılandı..-
Şenocak, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırım’ın statüsü ve Kırım Tatarları ile ilgili duruma dair yaptığı açıklamalar Moskova’ya bir mesaj vermek içinse; bu açıklama ne Türkiye’nin ne de Kırım Tatarlarının çıkarlarına yönelik bir açıklamadır.
Bu açıklamalar, sadece bölgedeki hassas dengeleri alevlendirerek; Akdeniz’de olduğu gibi Karadeniz’i kaosa sürükler. Bu durum Türkiye’nin lehine de olmaz.
Türkiye, Kırım konusundaki tavrını ambargo uygulayarak zaten ortaya koyuyor. Son yıllarda Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin yüzde 15.7 artarak 25.561 Milyar ABD Dolarına ulaştığı bir dönemde, diplomatik söylemden ziyade böylesi provokatif açıklamalar, Türkiye ve Rusya’nın stratejik ortaklığını ciddi şekilde zedeleyebilir.
Bunun beraberinde Türkiye’nin Ukrayna ile dış ticareti: Toplam hacmin yalnızca yüzde 1.05’ine denk geliyor. Üstelik resmi verilere göre, 2019’da 4.1 Milyar ABD Doları olan ticaret hacmindeki dengeler Türkiye aleyhinedir.
Böylesi bir ortamda Türkiye’nin Kırım konusunda Rusya’ya karşı tavır sergileyip, Ukrayna ordusunun ihtiyaçları ve silah alımı için 200 milyon TL finansal yardım teklifi Türkiye’ye ne tür getirisi olacak bunu irdelemek gerekiyor?"
SAVUNMA SANAYİİ... KANAL İSTANBUL... KERÇ BOĞAZI...
İki ülke arasındaki ürün alımı ve satımı dışında, savunma sanayiinde ortak tasarım ve üretim gibi işbirliği hedeflediklerini açıkladıklarını kaydeden Şenocak, daha sonra şunları ifade etti:
"2019 yılında, Türk Baykar Savunma ile Ukrayna Hükümeti ve Ukrayna Hava Kuvvetleri arasında 6 adet Bayraktar TB2 SİHA için 50 Milyon ABD Dolarının üzerinde bir anlaşma imzalandı. Ukrayna’ya yapılacak silah alımı yardımı ve iki ülke arasında savunma sanayindeki ortaklıkta bu anlaşmanın rolünün etkili olduğu muhtemeldir."
Prof. Şenocak açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Kanal İstanbul projesiyle Montrö Anlaşmasının garanti altına aldığı boğazların ve Karadeniz’in güvenliğinin tehdit riski oluşturduğu ve ABD’nin Karadeniz’de ve Kerç boğazında Ukrayna’yı kullanarak müdahil olma ve Rusya ile gerilimi artırmak istediği bir dönemde, Türkiye daha sorumlu ve ılımlı diplomatik hamleler ve açıklamalar yapmalıdır. Rusya’nın istikrasızlığı Türkiye’yi istikrarsızlaştırır. Türkiye’nin istikrarsızlığı da Rusya’yı istikrarsızlaştırır. Her iki taraf bunun bilincine varmalıdır."
KARADENİZ'İN GÜVENLİĞİ...
Akdeniz’de yaşanan kanlı çatışmalar ve ülkelerin yaşadığı kaos göz önünde tutularak Karadeniz’in güvenliğinin, özellikle de Türkiye için öneminin bilincine varılması gerektiğini savunan Şenocak, şunları kaydetti:
"Karadeniz’e ABD gibi dış devletlerin müdahil olmalarını sağlayacak girişimlerin önüne geçilmelidir ve bunun yolunu açacak her türlü girişim durdurulmalıdır. Karadeniz’in güvenliği konusunda Türkiye ve Rusya’nın sorumluluğu çok büyüktür ve bölgede oluşabilecek sorunlar büyümeden iki ülkenin öncülüğünde çözümlenmelidir. Karadeniz’de ABD gibi dış güçlerin bulunması öncelikle Türkiye için büyük tehdit unsurudur.
Türkiye, Kırım’da yaşayan yurttaşları ile ilgili endişeleri varsa bunu Rusya ile müzakere ederek ve tüm tarafları bir araya getirerek yapmalıdır. Ayrıca bölgenin istikrarı için Rusya ile işbirliğini geliştirmelidir."
Kaynak: Ajans Kırım
.
dikGAZETE.com