İnsan ve makine arasındaki çizgiyi test etmek için 1998 yılında vücuduna ilk çipi takan İngiliz profesör Wareick, 2002’de bir adım daha ileri giderek bileğinin altındaki sinirlere bağlı bir çip taktırmıştı. Çip duyuları aktaran ve kaslarını hareket ettiren sinir kodlarını dinleyip kaydediyordu. İngiltere'de Oxford ve Coventry Üniversitelerinde ders veren ve araştırmalar yapan Prof. Dr. Warwick, deneylerinde kendisine "kobay" olarak eşlik eden eşi Irene Warwick ile İstanbul Aydın Üniversitesi’nin (İAÜ) Hırvatistan'ın en saygın İşletme kurumlarından olan Zagreb School of Business ile birlikte düzenlediği “2.’nci Uluslararası Bilimsel ve Profesyonel "Fedor Rocco" Konferansına katıldı.
"Living in a Digital World, Social Aspects" (Digital Dünya'da Yaşamak: Toplumsal Boyutlar) temalı konferansta İstanbul Aydın Üniversitesi’ni temsilen açılış konuşmasını yapan İAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Aybar, Türkiye'de "teknolojik üniversite" sloganıyla tanınan İstanbul Aydın Üniversitesi’nin Zagreb School of Business ile Erasmus+partneri olmasından büyük memnuniyet duyduklarını söyledi. Prof. Dr. Aybar, “Suni zekâ, biyomedikal sistemler, robotik ve cyborg'lar üzerine çalışmalarıyla ünlü Prof. Dr. Warwickayrıca, diş hekimliğinden başlayarak pek çok alanda vücuda yapılan implantlar ile ilgili araştırmalarıyla tanınıyor. Dünyanın ilk cyborg’u olan Prof. Warwick’in bizlere aktardığı çalışmalarını nefes nefese dinledik. Heyecan verici deneylerin içerisinde” dedi.
Dünyanın ilk cyborg"u olan Prof. Dr. Kevin Warwick, konferansta yaptığı konuşmada, insan robot olma deneyini vücuduna enjekte edilen bir akıllı "chip" aracılığıyla içinde yaşadığı bina ile kendisi arasında dijital bağlantı kurarak nasıl başlattığını anlattı. Daha sonra vücuduna yerleştirilen başka "chip"lerin sağladığı ultrason vibrasyonlar aracılığıyla ısı algılamasıyla devam ettiğini dile getirdi. Kevin Warwick daha sonra eşiIrene Warwick’le arasında iletişim sağlayan ve duygulara göre sinyaller gönderen "chip"leri vücutlarına enjekte ettiğini belirterek, şunları söyledi: “İnsanların aralarındaki iletişimin sadece "dil" üzerinden sağlandığı yaklaşımını da sorguladım. Bu çalışmamız, kendi kendisine öğrenen robotların geliştirilmesine de katkı yaptı. Başından beri ben insanın beyni ve vücudunun aynı yerde olması gerekmediğini savunuyorum. İnsan vücudunun da sadece uzuvlarıyla sınırlı olamayacağını, makinaların vücudun uzantısı olarak kullanılabileceğini vurguluyorum. Deneylerimin takma kol ve bacak gibi organların gerçek organlarla eş tepkiler vermesini sağlamasını amaçlıyordum. Bunda da ciddi oranda başarılı olduk. Çiplerin sinir sistemini taklit etmesiyle ortaya çıkmaya başlayan buluşlar aynı zamanda felçliler için de bir çözüm umudu doğurdu.”
dikGAZETE.com