İstanbul
Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, doğum yıldönümünde düzenlenen "Haluk Hoca'nın İzinde" başlıklı seminerle yad edildi.
Üsküdar Belediyesi'nin Instagram ve YouTube hesaplarından canlı yayınlanan çevrimiçi etkinliği Prof. Dr. Okan Yeşilot yönetti.
Anma programına katılan dostları ve talebeleri, Van'da geçen yıl geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Dursun ile hatıralarını anlattı.
Prof. Dr. Ali Satan, konuşmasında Osmanlı gönül coğrafyası ve medeniyet tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan hocanın 16 Aralık'ta dünyaya geldiğini belirterek, "Bu vesileyle hocayı rahmetle anıyoruz." dedi.
Haluk Dursun'un üniversitede çok sevildiğini ve önemli bir yeri olduğunu ifade eden Satan, "Marmara Üniversitesi'nde uzun yıllar hepimizin hocalığını yaptı. Pek çok kimsenin elinden tuttu, onları uyandırdı, dünyaya gözlerini açtırdı." şeklinde konuştu.
Türkiye'ye Osmanlı kültürünü yeniden tanıtan önemli bir akademisyen olan Dursun'un yazı, gezi ve seyahatleriyle Balkanlar başta olmak üzere farklı gönül coğrafyalarını kamuoyuna hatırlattığını vurgulayan Satan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Osmanlı mirasını yeniden fark etmesine vesile oldu. Bürokrasiye geçtiğinde ise mevkileri ilmi kariyerinin devamı olarak süren yerlerdi. Hoca uzun yıllar Ayasofya'yı, Topkapı'yı anlattı. Bu anlatımları o kadar canlı ve içtendi ki adeta tarihin içerisine hoca da girdi ve o tarihin bir parçası oldu. Çok coşkulu ve içten anlatırdı. Bir kültür tarihçisi olarak unutulmuş, üstü kapanmış gelenekleri, adetleri ve kültürel farkları yeniden ihya etme, bunları canlandırarak kamuoyunun gündemine getirme misyonu da vardı. Bilgileri saklamıyordu. Elde ettiği bilgileri paylaşmayı seven bir insandı, anlatmayı seven bir insandı, öğrenen ve öğretendi. Öğrenme gayreti, azmi ve merakı hiç bitmedi."
Vefatının birinci yılında okuyucuyla buluşan; Ali Satan, Salim Aydın, Arzu Meryem Nurdoğan Demirkıran, Oya Dağlar Macar, Davut Hut, Eda Akgün, Betül Gür, Enes Bayraklı, Hülya Utkuluer Yıldırım ve Nilay Dursun'un makalelerinden oluşan "Haluk Hocanın İzinde" adlı kitaba da değinen Satan, yakınında bulunan talebelerinin bu kitabın oluşmasına özen gösterdiklerini ve makale verdiklerini söyledi.
"Her zaman yeni bilgi peşindeydi"
Haluk Dursun'un kızı Nilay Dursun, en büyük şanslarından birinin çocukluğunun büyük bir kısmını babasıyla geçirmesi olduğunu söyledi.
Gezilere ve derslere birlikte katılma fırsatı yakaladığını, babasıyla diğer çocuklara göre daha fazla vakit geçirerek büyüyen bir çocuk oduğunu dile getiren Dursun, babasıyla yaşadığı anılarını anlattı.
Babasının dar alana sıkışıp kalmayan, hayata geniş bir açıdan bakan bir insan olduğunu ifade eden Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sıradan ve sürüden olmamak yönünde verilen bir çabayla ilerledi hayatımız. Onun için önemli olan şeylerden biri bilgiye ulaşma haliydi. Her zaman yeni bilgi peşindeydi, merakın araştırmayla büyüdüğüne inanırdı. Kültürün tanımı üzerine yaptığı bir konuşmada, 'Kültür evinin kapısını nasıl açacağından nasıl kapayacağına kadar insanın hayatını kapsar.' demişti."
Prof. Dr. Mustafa Küçükaşçı, Dursun ile yaşadıkları hatıralardan örnekler vererek, "Biz hocamızı kaybettiğimiz için her daim mahsunuz ve her daim ona fatiha okumakla kendimizi yükümlü görüyorum. Hocamıza rahmet diliyorum, Allah'ın bizlere de onun gibi arkamızdan anılmayı nasip etmesini diliyorum." şeklinde konuştu.
"Tarih, Haluk hocayla eti kemiğe bürünüyordu"
Prof. Dr. Oya Dağlar Macar, Haluk Dursun'un ilk öğrencilerinden biri olduğunu belirterek, "Yüzlerce, binlece öğrencisi oldu ama dizinin dibinde özel olarak ilgilendiği öğrencilerinden biri olduğum için kendimi şanslı ve ayrıcalıklı hissediyorum." dedi.
Dursun'dan herkes gibi çok şey öğrendiğini vurgulayan Macar, "Bunlar kuru akademik bilgi değildi. Bir konuda bilgi sahibi olabilirsiniz ama bunu aktarabilmek ayrı bir yetenek istiyor, Haluk hocada bu vardı, çok güzel aktarabiliyordu."
Prof. Dr. Dursun'un ders anlatma biçiminin herkesi hayran bıraktığını aktaran Macar, "Yüzlerce öğrenciyle tek tek ilgilendiğini biliyorum. Sadece aklına beynine değil o bilgileri aktarırken ruhuna da dokunuyordu. Tarih, Haluk hocayla eti kemiğe bürünüyordu." değerlendirmesini yaptı.
Dr. Öğr. Üyesi Salim Aydın da Dursun ile birlikte yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda seyahate katıldıklarını anlatarak, "Bizim 100 bin kilometrelik bir yol arkadaşlığımız oldu." dedi.
Hayatında Dursun'un çok önemli bir yeri olduğunu, karşılıksız çok sevdiğini ve yanından ayrılmadığını dile getiren Aydın, "İnsan sevdiğinin hep yanında olmalıymış." diye konuştu.
Zülgaip Akkuş da Dursun'un kültür tarihi ve medeniyet tarihi içinde önemli yer edinmiş şahsiyetleri yad etmek konusunda hassas olduğunu belirterek, "Kültür ve tarih üzerine memleketin yetiştirdiği insanları anmayı çok severdi, onları bir metodoloji üzerinden anlatırdı. Demek ki vefatından sonra böyle bir yad-ı cemil ile beraber olmak da nasipmiş. Rabbim rahmet eylesin." ifadesini kullandı.
Dursun, geçen yıl Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümü dolayısıyla Muş'un Malazgirt ilçesinde düzenlenen programın ardından Bitlis'ten Van'a gelirken içinde bulunduğu aracın Erciş'te devrilmesi sonucu hayatını kaybetmiş, 3 kişi de yaralanmıştı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com