Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı'nda toplanan bir grup vatandaşın, emniyete ait zırhlı aracı, içinde darbeci askerlerin bulunduğu söylentisi üzerine durdurması ve sonrasında yaşananlar kameralara yansıdı.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine harekete geçen bazı vatandaşlar da darbeci askerlerin ablukaya aldığı Atatürk Havalimanı'na geldi.
Havalimanındaki tankların önüne geçerek hareket etmesini engelleyen vatandaşlar, ilerleyen saatlerde FETÖ mensubu askerleri aramaya başladı.
Vatandaşlar, bu arayışları sırasında içinde darbeci askerlerin bulunduğunu duydukları emniyete ait bir zırhlı aracı da durdurdu.
Polis memurlarının araçta darbeci askerlerin olmadığını söylemesine rağmen ikna olmayan vatandaşlar aracın etrafını sardı.
Araçtaki güvenlik güçleri de vatandaşlarla el sıkışarak tehlikeli bir durum olmadığını dile getirdi. Bu sırada bir vatandaş, yanında getirdiği Kur'an-ı Kerim'i emniyet görevlilerine uzattı. Kur'an-ı Kerim'i, büyük bir dikkatle alan polis öperek başına koydu.
Bu hareketin ardından vatandaşlar ikna olarak araçtaki polisleri alkışladı ve araca yol verdi. Polisle vatandaşlar arasında yaşananlar, görüntülere de yansıdı.
"Sizinle birlikte, aynı ruhtayız"
Darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı'nda yaşananlara tanık olan radyo programcısı Kenan Bölükbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbeci askerler tarafından çalıştığı TRT binasının işgal edilmesinin ardından hemen harekete geçtiğini söyledi.
TRT binasından silah zoruyla çıkartılan çalışma arkadaşıyla Ataköy'deki evinin yakınında buluştuklarını ve havalimanına gitmek için yola çıktıklarını belirten Bölükbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Ara yolda askeri zırhlı araçla karşılaştık. Buradaki askerlere tepki gösterdik. Bu askerler bizim tepkimiz üzerine 'Biz emir kuluyuz, ne yapalım?' diye kendilerini savundu. O zırhlı araç geçince arkasından 50-60 araçlık bir konvoyla vatandaşlar onun peşine düştü. Havalimanına giden yol kapatıldığı için Ataköy'den yürümeye başladık ve terminale ulaştık. İç ve dış hatlarda bir süre darbecileri aradık. Vatandaşlar, bazı askerlerin gözaltına alındığının söylenmesi üzerine polis araçlarını da kontrol etmeye başladı. Bir özel harekat aracının önü kesildi. Araçtaki polisler 'Öyle bir şey yok' diyorlardı. Vatandaşlar yine de aracın içini kontrol etmek istedi."
Bölükbaş, bu sırada yaşananları asla unutmadığını ifade ederek, "Bir vatandaş polise Kur'an-ı Kerim uzattı. Polis memuru da Kur'an-ı Kerim'i öpüp başının üzerine koydu ve tekrar vatandaşa teslim etti. Polis memurunun bu davranışı 'Sizinle birlikte, aynı ruhtayız' anlamına geliyordu. Hem de bize verdikleri bir söz vardı. Bu hareketle 'Biz etkisiz hale getirilen askerleri kaçırmıyoruz, size de yalan söylemiyoruz' demek istediler. Öyle bir atmosfer vardı." diye konuştu.
Suyun parasını kasaya bıraktılar
Bölükbaş, ilerleyen saatlerde koşuşturma nedeniyle susadıklarını, bu nedenle havalimanı geliş katındaki bir kafeye gittiklerini belirtti. Kafede çalışanların olmadığını görünce çok şaşırdıklarını ifade eden Bölükbaş, burada bazı su kolilerini gördüklerini dile getirdi.
Bölükbaş, birçok vatandaşın çalışanların olmadığı kafeden su aldığını, "Havalimanındaki kafenin çalışanları gelmeyince birçok vatandaş ile su şişelerini alıp parasını bırakmaya karar verdik. Orada duran yolculara da bu durumu anlattık. Daha sonra kalan ücreti ödemek üzere diğer vatandaşlarla da sözleştik. Çevremizdeki herkes bu hassasiyetteydi. Bu beni çok etkiledi." ifadelerini kullandı.
Havalimanında darbe girişimini engellemek için gelenlerin bambaşka bir ruh halinde olduğunu, heyecanlarına rağmen sükuneti muhafaza ettiklerini vurgulayan Bölükbaş, herkesin ülke sevgisiyle hareket ettiğini kaydetti.
dikGAZETE.com