Kampala
Fransız enerji ÅŸirketi Total ile Çin Ulusal Açık Deniz Petrol Åžirketinin (CNOOC), Uganda petrolünün çıkartılmasına iliÅŸkin anlaÅŸmayı ÅŸubat ayında imzalamasının ardından ülkenin gelecek yıllarda, DoÄŸu Afrika’nın en büyük petrol ihracatçısı olacağı tahmin ediliyor.
Uganda-Kongo Demokratik Cumhuriyeti sınırındaki Albert Gölü’nde bulunan rezervden günlük 200 bin varil petrol üretilecek.
Total ve CNOOC'nin imzalarıyla projenin 2025 yılında tamamlanması ve 10 bin kişiye istihdam sağlaması hedefleniyor.
Petrol rezervinde Total yüzde 56, CNOOC yüzde 28, Uganda Ulusal Petrol Şirketi (UNOC) ise yüzde 15 paya sahip.
2006 yılında keşfedilen rezervin çıkartılması altyapı yetersizlikleri sebebiyle defalarca ertelenmişti.
Petrol, Tanzanya kıyılarına boru hattıyla ulaşacak
Uganda petrolünün dağıtımı ve ihracatı için çeşitli senaryolar üzerinde durulurken, ilk anlaşma Uganda ile Tanzanya arasında petrol boru hattı inşa edilmesi için imzalandı.
Uganda’nın Albertine bölgesinden Tanzanya’nın Hanga limanına uzanacak 1440 kilometrelik boru hattının maliyetinin 3,5 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
Total Enerji'nin açıklamasına göre, Uganda ham petrolünün yapışkan ve mumlu yapısı nedeniyle, boru hattının tüm güzergah boyunca ısıtılması gerekiyor. Bu da Doğu Afrika Ham Petrol Boru Hattını (EACOP) dünyanın en uzun elektrikle ısıtılan boru hattı haline getirecek.
Petrol ihracı konusunda diÄŸer seçenek ise petrolün Hint Okyanusu’nun dibine döşenecek borular aracılığıyla doÄŸrudan Asya ülkelerine taşınması. Bu seçenek masada olsa da henüz resmi bir adım atılmış deÄŸil. Petrol rezervinin büyüklüğü göz önünde bulundurularak 20 yıllık bir kullanım ömrünün olacağı hesaplanıyor. Uzmanlar, sınırlı büyüklüğe sahip rezerv için okyanus altına boru hattı döşemenin ve petrolü Asya ülkelerine ihraç etmenin ekonomik olmayacağını vurguluyor.
Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni, Japonya'nın Nikkei gazetesine verdiği mülakatta, petrolü kullanmak istediklerini ancak bunun yerine tarım gibi uzun soluklu ve önemli yatırımlara odaklanmaları gerektiğini vurguladı.
Petrolden ziyade geleceÄŸi tarımda gördüklerini söyleyen Museveni, “Ä°nsanlar bilgisayar yemezler, yemek yerler.” diye konuÅŸtu.
Ülkenin ekonomik büyüme oranı ikiye katlanabilir
Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonrası dünyanın alternatif petrol kaynakları aradığı dönemde Afrika'daki enerji kaynaklarının önemi bir kez daha dikkati çekiyor.
2040 yılına kadar petrol ihracatından elde edilmesi hedeflenen gelirin 45 milyon nüfusa sahip ülkeyi orta gelir düzeyine çıkaracağı tahmin ediliyor.
Dünya Bankası, Uganda'nın petrol üretiminden yılda 800 milyon dolar kazanabileceğini hesaplıyor.
Petrol geliri ülkenin yüzde 4,7’lik ekonomik büyüme oranını ikiye katlayabilir. Petrolden gelecek gelir ayrıca gayri safi yurt içi hasılayı da yüzde 5 oranında artırabilir.
Çevre örgütleri kaygılı
Çevre örgütleri, nehirlerden ve tarım arazilerinden geçecek boru hattının özellikle inşa sürecinde hassas ekosisteme zarar vereceğini belirtiyor.
Boru hattı nedeniyle ülkenin en büyük milli parkı olan Murchison Şelaleleri'nin bir kısmının da tahrip edileceği kaydediliyor.
Çevre grupları, Afrika kıtasındaki kuş türlerinin yarısından fazlasının ve memeli hayvan nüfusunun yüzde 39'unun Albert Gölü Havzası'nda bulunduğunu belirterek, petrol projesinin ekolojik sonuçları konusunda endişeli olduklarını açıkladı.
Petrol sahasının yakınında, bin kadar şempanzeye ve yüzlerce farklı canlı türüne ev sahipliği yapan Bugoma ve Budongo Ormanları bulunuyor. Petrol projesiyle bağlantılı yolların ve iç göçün bu biyolojik çeşitlilik üzerinde yıkıma yol açacağı belirtiliyor.
Petrolün çıkartılması ve taşınması sürecinde doÄŸaya telafisi mümkün olmayan zararlar verileceÄŸini söyleyen bir grup Ugandalı çevre aktivisti de kamuoyu oluÅŸturmak için ülkede ikna turları düzenledi. Bu kapsamda Afrika Enerji YönetiÅŸimi Enstitüsü (AFIEGO) üyeleri Papa’yı ziyaret ederek, petrol projesinin 40 milyon insanın içme suyunu kirleteceÄŸi gerekçesiyle projenin durdurulması konusunda Vatikan'ın desteÄŸini istedi.
Petrol sahasında terör endişesi
Uganda'nın petrol sahaları, başta Demokratik İttifak Güçleri (ADF) olmak üzere çeşitli terör örgütlerinin konuşlandığı Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusunda bulunuyor.
Bu nedenle, ekonomik önemi yüksek projeye bölgede yerleşik terörist unsurların saldırı gerçekleştirilmesinden endişe ediliyor.
Uganda bölgede olası isyancı tehditlerine karşı koymak için sınıra yakın alanlarda 600 asker konuşlandırmış durumda. Uganda'nın petrol yatakları, Museveni'yi de koruyan ve ordunun seçkin birliklerinden olan Özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından korunuyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com