Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili davanın öğleden sonraki bölümünde müştekiler dinlendi.
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya müştekiler ve avukatların dinlenmesiyle devam edildi. Lice’deki olaylara şahit olduğunu ve birebir yaşadığını dile getiren Şair Kaymaz, ’’Şu anda öğretmenim. Olayın olduğu zaman ben Lice Lisesi 1’inci sınıf öğrencisiydim. Sabah okula gittim ve ardından olaylar başladı. Bende okulun yangın merdiveninden kurşun yağmuruna tutulan alanı izleyerek yaşanan bütün olaylara tanık oldum. Top atışları yapılıyordu. Bahsedilen polis aracı ilçeye girdi, ardından bir helikopter iniş yaptı. 2-3 dakika sonra bir el silah sesi geldi. 5 dakika geçtikten sonra 3-4 el silah sesi geldi. Daha sonra da taramalı silah sesleri ve hiç susmayan silah sesleri geldi. Bizim okulumuzda 450 öğrenci bulunuyordu, bizim okulda silahların hedefindeydi. Duvarlar camlar kurşunlarla doldu. Helikopterler evleri bombaladı. Akşam 21.00 gibi ortalık sakinleşince evlerimize gidebiliriz diye düşündük. Çarşıya doğru yürürken insanların öldüğünü, hayvanların telef edildiğini gördük. Ertesi gün emniyet müdürlüğünün önündeki futbol sahasında topladılar. Bizi topladıkları alanda sanık Eşref Hatipoğlu ve Olağanüstü Hal Valisi Ünal Erkan da vardı. Benim yaşlarımda bir kız, ’Evlerimizi yakıyorlar, yakmasınlar’ dedi. Hatipoğlu, ’Ölmeyi hakediyorsunuz’ dedi ve bize saldırdılar. Oradan ayrıldığımızda yakılmayan ev kalmamıştı. Yakmak için tüp ve toz kullanıyorlardı" dedi.
Lice’de yaşananları insanların hala unutmadığını ve travmasını üzerinden atamadıklarını ifade eden Kaymaz, "O gün yaralandım. Bu davada bir yüzleşmenin gerçekleşmesini istiyoruz. Biz hala insanların öldüğünü, evlerinin yakıldığını ispatlamaya çalışıyoruz. Burada Lice halkı ve Bahtiyar Aydın mağdurdur" dedi.
SANIKLARIN TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ
Müştekilerin dinlenmesinin ardından mütalaa veren savcı, iddianamede Mehmet Tursun ve Şiar Kaymaz’ın isimlerinin bulunmaması ve doğrudan zarar görmemeleri sebebiyle müdahillik taleplerinin reddini, diğer müştekilerin davaya müdahil olmasını talep etti. Savcının mütalaasının ardından avukatlar talepte bulundu. Müşteki avukatlarından Suat Çetinkaya, ’’Olayların ardından şehirde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Hatta askerlerin polise de bu yasağı uyguladı. Asker, dönemin muhalefet partisi başkanı Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal’ı Lice’ye sokmadı. Sanık Eşref Hatipoğlu hakkında faili meçhul cinayet suçlamasıyla başka davalar da açıldı. Ayrıca sanıklardan Tünay Yanardağ’ın Türkiye’de olup olmadığının bilinmiyor. Hakkında tutuklama kararı verilerek yurtdışında bulunma ihtimali sebebiyle kırmızı bülten çıkarılmasını istiyoruz’’dedi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi ve diğer müşteki avukatları da her iki sanığın da tutuklanmasını ve tutuklu yargılanmasını talep etti.
“PAŞAYI TERÖRİSTLER Mİ, SİLAH ARKADAŞLARI MI ŞEHİT ETTİ?”
Lice’de şehit edilen Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın eşi Şahin Aydın’ın avukatı Necdet Solmazgül, ’’İzmir’de görülen davanın Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüksek rütbeli şehidinin davası. Bahtiyar Aydın’ın ailesi, şehidine saygısından dolayı Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın da davaya müdahil olmasını umuyordu. Ancak burada hiçbir devlet kurumu yok. En azından şehidine saygısından dolayı isterdik. Aile artık kısır çekişmelerin bitmesini ve ivedi şekilde bütün devlet kurumlarının hassasiyet göstererek davanın neticelenmesi ve gerçek suçluların ortaya çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istiyor. Türkiye’nin en yüksek rütbeli şehidinin mezarda rahat uyuması ve kemiklerinin sızlamaması için PKK tarafından mı, silah arkadaşları tarafından mı öldürüldü, bunun ortaya çıkmasını istiyor" dedi.
“BAHDİYAR AYDIN İLE LİCE DAVASI AYRILSIN”
Sanık Tünay Yanardağ’ın avukatı Hikmet İşler ise Bahtiyar Aydın ile Lice davalarının birbirinden ayrılmasını istedi. Müşteki ifadeleri ve avukatların taleplerinin dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı Nurettin Küdür, sanıkların gelecek duruşmada hazır bulundurulmasına karar vererek, duruşmayı 1 Haziran 2015’e erteledi.
7 MADDELİK TALEP
Mahkeme sonrası mağdurlar adına açıklama yapan Şiar Kaymaz, ’’Bugün burada 22 yıl önce yaşanmış Lice katliamıyla ve failleriyle yüzleşmek için toplanmış bulunuyoruz. Bu yüzleşmeyi Türkiye halklarına aktarma noktasında İzmir bir köprü görevi görecektir. 16 insanın hayatını kaybettiği ve yüzlerce ev ve işyerinin yakılıp yağmalandığı 30 bin nüfuslu bir ilçeyi bir gecede harabeye çeviren zihniyetlerden hesap sormadıkça yeni katliamlar tertip edecektir. Kişilerin anayasandan gelen yaşam hakkı, mülkiyet hakkı, hürriyet hakkı ve seyahat hakkı ihlalinin yanında, eğitim, öğretimden yoksun bırakılma, zorla göç ettirilme, insanlık dışı muamele ve toplumsal-psikolojik travmalara da sebep olmuştur. Şimdiye kadar tarafımıza ulaşan 2 bine yakın müdahillik dilekçeleri mahkeme heyetine sunuldu. Türkiye tarihinde binlerce şikayetçisi olan böyle önemli bir davanın basit adil bir yargılama yöntemleriyle yapılmayacağı aşikardır. Ayrıca adil ve hakkaniyetli bir yargılama için; 1-Hakikatlerin araştırılması için bağımsız komisyonların kurulması. 2-Tetiği çekenlerle birlikte ‘tetiği çek’ emri verenler ile dönemin siyasi sorumluların hesap vermesi. 3-MGK arşivlerinin açılması. 4-TBMM’de bu olaylara ilişkin ‘Araştırma ve Soruşturma Komisyonu’nun kurulması. 5-Kalekol inşaatları yerine adaletin tesis edilmesi. 6-Mahkemelerin, olayın vuku bulduğu yerde yapılmaları. 7-Mağdurların mağduriyetlerinin giderilmesi taleplerimizdir’’ dedi.
“DEVLET BU DAVANIN AYDINLANMASINA YARDIM ETMELİ”
Duruşma sonrası açıklama yapan Lice’de şehit edilen Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın eşi Şahin Aydın’ın avukatı Necdet Solmazgül, ’’Türkiye Cumhuriyetinin 35 yıllık terörle mücadelede en yüksek rütbeli subay olan Bahtiyar Aydın paşanın şehit edilmesi davasının ilk duruşması bugün görmüş bulunuyoruz. Temennimiz ve dileğimiz, bütün devlet kurumlarının ve yetkililerinin gerekli özen ve itinayı göstererek gerçek faillerin ortaya çıkarılması ve ailelerin çekmiş olduğu ızdırabın bir an evvel son bulmasıdır. Zira çok fazla soru işaretleri var. Çok fazla cevaplandırılması gereken iddianame içerisinde bilgiler var. Bu ailenin temennisi. Bizim artık bu safhadan sonra davayı takip edip, gerekli özenin gösterilerek bir an önce davanın sonuçlanması gerçek suçluların ortaya çıkmasıdır. Cumhurbaşkanımızdan, Genel Kurmay Başkanımızdan, Milli Savunma Bakanlığı’ndan, Adalet Bakanlığı’dan gerekli yardımı temenni ediyoruz’’ dedi.
(İHA)