Gündem

Paşa torununun mahkeme zaferi

Sadr-ı Esbak Melek Mehmed Paşa’nın 3. kuşak torunu 73 yaşındaki Nedim Mehmet Akdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile dedesinin kurmuş olduğu Sadr-ı Esbak Vezir Melek Mehmed Paşa Vakfına açtığı ‘Galya Fazlası’ davasını kazandı.

Paşa torununun mahkeme zaferi
17-12-2015 14:35

Sadr-ı Esbak Melek Mehmed Paşa’nın 3. kuşak torunu 73 yaşındaki Nedim Mehmet Akdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile dedesinin kurmuş olduğu Sadr-ı Esbak Vezir Melek Mehmed Paşa Vakfına açtığı ‘Galya Fazlası’ davasını kazandı.

57 YIL SONRA GELEN ZAFER

Paşa torunu Nedim Mehmet Akdoğan, babası Emin Sebahattin Akdoğan’ın dedesinin kurduğu vakfın gelirinden galya fazlasını alabilmek için 1950 yılında verdiği hukuk mücadelesini 57 yıl sonra kazandı. Akdoğan şimdi temyiz için Yargıtay’a giden kararın sonuçlanmasını bekliyor.

BABASININ ARZUSUNU YERİNE GETİRMEK İÇİN

Babasının Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından vakıf evladı olarak görüldüğünü ifade eden Nedim Mehmet Akdoğan, “Rahmetli babam 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne bir dilekçe verir, dilekçeye verilen cevapta vakıf evladı olduğu ve şartlara uygun olduğu kabul edilir ancak annesi Cemile Akdoğan hayatta olduğu için galya fazlası verilemeyeceği beyan edilmiştir. 2005 yılında elime geçen evrakla babamın bu arzusunu yerine getirip tamamlamak üzere 2011 yılında vakfa dava açtım” dedi.

“HAK TALEP ETTİĞİM PAŞALAR ORTADADIR”

Akdoğan, “Babaannem Cemile Akdoğan’ın babası İstanbul temyiz ve İstinaf Müddeumimisi Mehmet Cemalettin Bey’in babası Mehmet Reşit Paşa’dır. Mehmet Reşit Paşa, Vezir melek Mehmet Paşa’nın torunudur. Dolayısı ile hak talep ettiğim paşalar ortadır. Bunun neresine itiraz etmektedirler hala anlamış değilim” diye konuştu.

“AKDOĞAN AİLESİNİN SOYU KURUMAMIŞTIR”

Sadr-ı Esbak Vezir Melek Mehmed Paşa Vakfının başına geçmesi gerektiğini belirten Akdoğan, “Vakıf 1947 yılında Babaannem Cemile Akdoğan’a yönetilmesi için veriliyor. Babaannemin ölümü 1957 yılına kadar da vakıf Akdoğan ailesine devrediliyor. Ancak vakfın yönetimi 1957 yılından 1981 yılına kadar muallakta kalıyor. Daha sonra da Siyavuşoğlu ailesine veriliyor. Halbuki Akdoğan ailesinin soyu kurumamıştır. Bu nedenle dava açtım ve davamda da haklıyım” şeklinde konuştu.

dikGAZETE
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER