Ekonomi

'Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliğiyle alınacak'

Merkez Bankası PPK toplantı özetinde, "Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir." değerlendirmesine yer verildi.

'Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliğiyle alınacak'
31-12-2020 18:01
İstanbul

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulunun (PKK) 24 Aralık'taki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, kasım ayında tüketici fiyatlarının yüzde 2,3 arttığı, yıllık enflasyon 2,14 puan yükselerek yüzde 14,03 olduğu belirtildi.

Enflasyondaki yükselişin temel mal ve gıda gruplarından kaynaklandığı, hizmet ve enerji gruplarında sınırlı artışlar gerçekleştiği bildirilen özette, gıda enflasyonundaki yükselişte işlenmemiş gıda grubunun daha belirleyici olduğu, temel mal grubunda ise dayanıklı malların olumsuz ayrıştığı ifade edildi.

Özette, bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonları ve eğilimlerinin arttığı kaydedildi.

Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonunun kasım ayında 4,57 puan artışla yüzde 21,08’e yükseldiği hatırlatılan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"İşlenmiş gıda enflasyonu 1,43 puan artışla yüzde 15,92 olurken, işlenmemiş gıda enflasyonu 8,24 puan yükselişle yüzde 27,02’ye ulaşmıştır. İşlenmemiş gıda enflasyonundaki artışta, mevsim geçişine bağlı arz yönlü unsurların yanı sıra birikimli döviz kuru etkileriyle taze meyve ve sebze önemli rol oynamıştır. Öte yandan, uluslararası tarımsal emtia fiyatları ve döviz kuru gelişmelerini takiben, diğer işlenmemiş gıda içinde önemli ağırlığa sahip olan yumurta ve tavuk kalemleri belirgin fiyat artışları sergilemiştir. Söz konusu gelişmeler işlenmiş gıdayı da olumsuz etkilemiştir. Ekmek ve tahıllardaki artış eğilimi kasım ayında hızlanmış, uluslararası fiyatlar ve döviz kuruna duyarlılığı yüksek olan katı ve sıvı yağlar kalemi güçlü fiyat artışlarıyla diğer işlenmiş gıda grubunda öne çıkmıştır."

"Enflasyon beklentilerindeki yükseliş aralık ayında devam etti"

Özette, enerji fiyatlarının kasım ayında yüzde 0,84 arttığı, grup yıllık enflasyonunun sınırlı bir yükselişle yüzde 4,28 olduğu belirtildi.

Uluslararası petrol fiyatlarındaki gelişmeleri takiben akaryakıt fiyatlarının yüzde 1,37 artarken, konut grubunda katı yakıt kalemindeki yüzde 3,44'lük artışın dikkati çektiği bildirilen özette, şunlar kaydedildi:

"Temel mal fiyatları kasım ayında yüzde 3,76 artmış, grup yıllık enflasyonu 3,23 puan yükselerek yüzde 15,32 olmuştur. Hızlı kredi genişlemesine bağlı olarak güçlü seyreden iç talep koşulları ve birikimli döviz kuru etkileriyle dayanıklı mal grubu enflasyonundaki yükseliş eğilimi belirginleşmiş ve grup yıllık enflasyonu 6,71 puan artışla yüzde 26,5’e ulaşmıştır. Aylık yüzde 9,7 oranındaki artışla otomobil fiyatları öne çıkmış; mobilya ile elektrikli ve elektriksiz aletlerdeki güçlü fiyat artışları da sürmüştür. Diğer temel mallar grubunda fiyat artışları hız kazanmış ve yıllık enflasyon 2,06 puan artışla yüzde 11,46 olmuştur. Diğer yandan, zayıf seyreden talep koşullarına bağlı olarak giyim ve ayakkabıda yıllık enflasyon düşmeye devam etmiş ve yüzde 0,76’ya gerilemiştir."

Toplantı özetinde, hizmet fiyatlarının kasım ayında yüzde 0,62 arttığı, grup yıllık enflasyonunun 0,5 puan yükselerek yüzde 11,42 olduğu belirtildi.

Yıllık enflasyonun, lokanta-otel, ulaştırma ve diğer hizmetlerde artarken, kira kaleminde yatay seyrettiği, haberleşmede ise gerilediği bildirilen özette, döviz kuru gelişmelerinin diğer hizmetler grubunda etkisini sürdürdüğü, kişisel ulaştırma araçlarının bakım ve onarımı, temel hastane hizmetleri ve dişçilik ücretlerinin yüksek fiyat artışlarıyla öne çıkan kalemler olduğu vurgulandı.

Özette, lokanta-otel fiyatlarındaki aylık artışın ise gıda fiyatlarındaki gelişmelere paralel olarak güçlendiği ifade edildi.

Enflasyon beklentilerindeki yükselişin aralık ayında devam ettiği kaydedilen özette, "Yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi 1,71 puanlık belirgin artışla yüzde 14,18’e ulaşmıştır. Orta vadeli beklentilerdeki güncelleme görece daha sınırlı kalmış; gelecek on iki ay beklentisi 0,07 puan artışla yüzde 10,84’e, gelecek yirmi dört ay beklentisi ise 0,04 puan artışla yüzde 9,24’e yükselmiştir." değerlendirmesi yapıldı.

"Küresel ekonomiye dair veriler üçüncü çeyrekte başlayan kısmi toparlanmanın devam ettiğine işaret etmektedir"

"Küresel ekonomiye dair veriler üçüncü çeyrekte başlayan kısmi toparlanmanın devam ettiğine işaret etmektedir." ifadesine yer verilen özette, ancak, aşıya dair olumlu gelişmelere karşın, son dönemde artış gösteren Kovid-19 vakaları nedeniyle küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin devam ettiği vurgulandı.

Özette, Avrupa ülkelerindeki salgına bağlı kısıtlamaların, dış talep ve ihracat görünümü üzerinde belirsizlik oluşturmakla birlikte, ihracattaki artış eğiliminin devam ettiği belirtildi.

Salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizliklerin sürdüğü kaydedilen özette, ham petrol fiyatlarının, salgın öncesindeki seviyelerinin altında seyretmekle birlikte, bir önceki PPK dönemini takiben yüksek oranda arttığı ifade edildi.

Özette, buna ek olarak, başta endüstriyel metaller ve tarımsal ürünler olmak üzere enerji dışı emtia fiyatlarında süregelen yükseliş eğiliminin üretici enflasyonu kanalıyla tüketici enflasyonu üzerindeki yukarı yönlü riskleri artırdığı aktarıldı.

Döviz kurlarının yanı sıra uluslararası fiyatlardaki gelişmelerin özellikle gıda ve temel mal gruplarında enflasyon eğilimini olumsuz etkilediği bildirilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranları tarihsel düşük seviyelerdeki seyrini sürdürürken, gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanlarının büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir. Gelişmekte olan ülkelerin portföy piyasalarında, iyileşen risk algısına bağlı olarak, bir önceki PPK dönemini takiben yüksek miktarlı girişler devam etmiştir. Çin hariç tutulduğunda, aralık ayında hem borçlanma senedi piyasalarına hem de hisse senedi piyasalarına girişlerin arttığı görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde politika faizlerinin düşük seviyelerini koruyacağına dair algının pekişmesi ve teşvik paketleri, önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarındaki olumlu görünümü sürdürebilecek unsurlar olarak değerlendirilmektedir."

"Özel tüketim ve toplam yatırım harcamalarında hızlı bir artış gözlendi"

Özette, milli gelir verileri ve son çeyreğe ilişkin göstergelerin, iktisadi faaliyette güçlü bir seyre işaret ettiği belirtildi.

Özette, GSYH'nin 3. çeyrekte yıllık yüzde 6,7, çeyreklik yüzde 15,6 artarak belirgin bir toparlanma kaydettiği ve salgın öncesi seviyesini aştığı anımsatılarak, büyümenin sürükleyicisinin yurt içi talep olduğu, net ihracatın da büyümeye oldukça yüksek bir negatif katkı yaptığı ifade edildi.

Bu dönemde özel tüketim ve toplam yatırım harcamalarında hızlı bir artış gözlendiğine işaret edilen özette, "Güçlü kredi ivmesiyle dayanıklı mallar talebindeki hızlı artış özel tüketimdeki toparlanmanın temel belirleyicisi olurken, salgına bağlı olarak hizmetlere yönelik harcamalar zayıf seyretmiştir." denildi.

Özette, yakın dönem göstergeleri ve yüksek frekanslı verilerin, iktisadi faaliyetin ekim ayı ortalarından itibaren ivme kaybetmeye başladığına ve son çeyrek genelinde güçlü bir seyir izlediğine işaret ettiği aktarıldı.

Ekim ayı sanayi üretimi, ciro ve perakende satış hacmi endekslerinin, 3. çeyrek ortalamalarına göre hızlı bir artış kaydettiği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:

"Takip eden aylara ilişkin yüksek frekanslı veriler ile kapasite kullanım oranları ve sipariş göstergeleri, finansman koşullarına duyarlı kalemler olan otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi dayanıklı tüketim mallarının yanı sıra inşaat bağlantılı ara malı sektörlerinde faaliyetin canlı olduğu sinyalini vermiştir. Bu dönemde yapılan saha görüşmeleri de iç talep koşullarındaki güçlü seyri teyit etmiştir. Öte yandan, artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlik oluşturmaktadır. Kurul, salgın dinamikleri ve makro politika bileşimi çerçevesinde ortaya çıkan sektörel ayrışmaların enflasyon üzerindeki etkilerinin ve gelecek döneme dair içerdiği risklerin takip edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir."

"İktisadi faaliyetteki toparlanma, iş gücü piyasasına olumlu yansıyor"Özette, salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talebin, cari işlemler açığını artırdığının altı çizildi. Aralık ayında altın hariç ithalatın kısmen azalmakla birlikte yüksek seyrettiği belirtilen özette, altın ithalatında bir miktar yavaşlama gözlendiği aktarıldı.

Özette, Avrupa ülkelerinde sıkılaştırılan salgın tedbirlerine rağmen bölgeye yapılan ihracatın artışını sürdürerek Orta Doğu ülkeleri kaynaklı yavaşlamayı telafi ettiği ve toplam ihracattaki artışı sürüklediği kaydedildi.

Kurul'un, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve finansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine bir kez daha dikkati çektiği aktarılan özette, "İktisadi faaliyetteki toparlanmanın iş gücü piyasasına olumlu yansımaları devam etmektedir. Eylül döneminde tarım dışı istihdam sektörler genelinde artarken, işsizlik oranları gerilemiştir. Öncü göstergeler, iş gücü piyasasındaki iyileşme sürecinin salgına bağlı kısıtlamalar nedeniyle hizmetler sektörü kaynaklı olarak sekteye uğrayabileceğine işaret etmektedir." değerlendirmeleri yapıldı.

"Para politikası kararları fiyat istikrarı önceliğiyle alınacak"Özette, Kurul'un, para politikası kararlarının enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde, fiyat istikrarı önceliğiyle alınacağını tekrar vurguladığı aktarıldı.

Para politikası duruşunun, enflasyon görünümüne yönelik yukarı yönlü riskler dikkate alınarak temkinli bir yaklaşımla enflasyonun düşürülmesi ve orta vadede fiyat istikrarı hedefine ulaşılması odağında belirleneceği kaydedilen özette, "Yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile gelirler politikasında geçmiş enflasyona endeksleme davranışının kırılması, enflasyon hedefleriyle uyumun gözetilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması enflasyonla mücadelenin anahtar bileşenleridir. Enflasyon hedeflerinin tüm paydaşlarca sahiplenilmesi, fiyat istikrarı yolundaki çabaların ortak bir anlayışla toplumsal mutabakat içerisinde yürütülmesi ve makro politikaların eş güdüm içerisinde enflasyonda öngörülen düşüş patikasıyla uyumlu şekilde belirlenmesi para politikası etkinliğini güçlendirecektir." değerlendirmeleri yapıldı.

Özette, 2021 için belirlenecek asgari ücret ile yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının toplam talep ve maliyet kanallarıyla enflasyon görünümüne olası etkilerinin değerlendirildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için 2021 yıl sonu tahmin hedefini göz önünde bulundurarak güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. Bu çerçevede, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 15’ten yüzde 17’ye yükseltilmiştir. Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirilmiştir."

PPK özetinde, Kurul'un, fiyat istikrarının sağlanması için güçlü bir politika koordinasyonuyla tüm paydaşları içeren bütüncül bir makro politika bileşimine ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesini yinelediği belirtildi.

TCMB'nin, karar alma süreçlerinde orta vadeli bir perspektifle, enflasyonu etkileyen tüm unsurları ve bu unsurların etkileşimini temel alan bir analiz çerçevesi benimsediği aktarılan özette, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceğinin önemi vurgulandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER