ADANA (AA) - SERHAT ÇAĞDAŞ - Çukurova'da eylül ayından itibaren "gelinlik giyen" tarlalara gün doğmadan giderek pamuk hasadı yapan işçiler, sıcak hava ve nemle mücadele ettikleri kadar aylar süren çadır yaşamının zorluklarına katlanıyor.
"Duvarında bile ot biten" bereketli Çukurova topraklarının en önemli ürünleri arasında yer alan pamuk, eylül ayından itibaren makinelerin yanı sıra elle de hasat ediliyor.
Tarlaların yakınındaki köylere Adana'nın yanı sıra farklı kentlerden eşlerini ve çocuklarını da alarak gelen tarım işçileri, kurdukları çadırlarda zorluklar içinde yaşıyorlar.
AA muhabiri, pamuğun ekiminden elle hasadına kadar her aşamada görev yapan rençperlerin bir günlük mesaisine tanıklık etti.
Daha gün doğmadan, "çavuşlarının" çadırlarının önünde bağırarak uyandırdığı tarım işçileri, kahvaltı yapmadan erzaklarını yanına alarak eş ve çocuklarıyla bindikleri traktörün römorkunda o gün çalışacakları tarlaya yol alıyorlar.
Çuvallarını bellerine bağlayıp günün ilk ışıklarıyla çavuşlarının gösterdiği yerlerde pamuk toplayan işçilerin asıl zorlu mesaisi, yakıcı güneşin kendini göstermesi ve nemin çoğalmasıyla başlıyor.
Tarlada geçen ömürlerine bağlı olarak kavrulmuş tenleriyle güneşin yakıcılığına rağmen kadın, çocuk demeden çalışan rençperler, birkaç saatlik mesaiyle topladıkları pamukları traktörün römorkuna yüklemelerinin ardından ancak kahvaltıya oturabiliyorlar.
Sineklerin kol gezdiği pamuk tarlasına geri dönen işçilerin kimi söylediği türkülerle, kimi ise teknolojiye ayak uydurarak şapkasının arasına sıkıştırdığı cep telefonundan dinlediği şarkılarla "beyaz altın" toplamayı sürdürüyor.
Nasırlı ellerle toplanan pamuklar, çuvalı doldurduğunda kantarın yanına getirilip çavuşları tarafından tartılıp not ediliyor. Bu işlem akşam tarladan çıkıncaya kadar devam ediyor.
Günlük ortalama 100 ila 150 kilogram arasında pamuk toplayan rençperler, 30-45 lira kazanıyorlar.
Yemeklerini de tarlada yiyen işçiler, yaklaşık 14-15 saatlik mesainin ardından gün batımıyla çadırlarına geri dönüyor.
"Duvarında bile ot biten" bereketli Çukurova topraklarının en önemli ürünleri arasında yer alan pamuk, eylül ayından itibaren makinelerin yanı sıra elle de hasat ediliyor.
Tarlaların yakınındaki köylere Adana'nın yanı sıra farklı kentlerden eşlerini ve çocuklarını da alarak gelen tarım işçileri, kurdukları çadırlarda zorluklar içinde yaşıyorlar.
AA muhabiri, pamuğun ekiminden elle hasadına kadar her aşamada görev yapan rençperlerin bir günlük mesaisine tanıklık etti.
Daha gün doğmadan, "çavuşlarının" çadırlarının önünde bağırarak uyandırdığı tarım işçileri, kahvaltı yapmadan erzaklarını yanına alarak eş ve çocuklarıyla bindikleri traktörün römorkunda o gün çalışacakları tarlaya yol alıyorlar.
Çuvallarını bellerine bağlayıp günün ilk ışıklarıyla çavuşlarının gösterdiği yerlerde pamuk toplayan işçilerin asıl zorlu mesaisi, yakıcı güneşin kendini göstermesi ve nemin çoğalmasıyla başlıyor.
Tarlada geçen ömürlerine bağlı olarak kavrulmuş tenleriyle güneşin yakıcılığına rağmen kadın, çocuk demeden çalışan rençperler, birkaç saatlik mesaiyle topladıkları pamukları traktörün römorkuna yüklemelerinin ardından ancak kahvaltıya oturabiliyorlar.
Sineklerin kol gezdiği pamuk tarlasına geri dönen işçilerin kimi söylediği türkülerle, kimi ise teknolojiye ayak uydurarak şapkasının arasına sıkıştırdığı cep telefonundan dinlediği şarkılarla "beyaz altın" toplamayı sürdürüyor.
Nasırlı ellerle toplanan pamuklar, çuvalı doldurduğunda kantarın yanına getirilip çavuşları tarafından tartılıp not ediliyor. Bu işlem akşam tarladan çıkıncaya kadar devam ediyor.
Günlük ortalama 100 ila 150 kilogram arasında pamuk toplayan rençperler, 30-45 lira kazanıyorlar.
Yemeklerini de tarlada yiyen işçiler, yaklaşık 14-15 saatlik mesainin ardından gün batımıyla çadırlarına geri dönüyor.