Yüceer, orucu ve açlığı bahane ederek insanların bir takım olumsuz davranışlar içerisinde olmasının doğru olmadığını belirtti. Yüceer, “Orucu bahane ederek kızgınlıklar, dargınlıklar ve küskünlükler değil, orucu onun şanına uygun olarak yerine getirmek, yani ‘oruçluyum’ değip yanlışlar yapma hakkına sahip değiliz.
Karşımızdaki insanı kırma ve kötü davranma hakkına sahip değiliz. Biz oruçluyuz, öyleyse orucun getirdiği bir mutluluk, güzellik ve bahtiyarlık vardır. Öyleyse bunu yaşamamız gerekmektedir. Çevremizdeki insanlara da bu tavrı sergilememiz gerekmektedir. Peygamber bunu yerine getirmiştir. Öyleyse Peygamberin sünnetidir. Allah'ın emridir. Ayet kesinlikle bunu emretmiştir. Biz kul olarak Allah'ın emrini yerine getirmekteyiz. Onun emrini yaparken hakikaten bu ibadetin şanına uygun olarak eda edilmesi gerekmektedir. Nefsimize ve arzularımıza uyarak sinirli davranmamız, öfkeli hareketlerimiz çevremizdeki insanları kırmamız doğru değildir. Öyleyse oruç tümüyle sabırdır. Öyleyse tümüyle katlanmadır.
Biz bunu yerine getireceğiz. Bu istikametten ayrılmayacağız.Ramazan'da Müslüman’ın davranış biçimlerinden biri de güler yüzlü, tatlı dilli olmaktır. Haliyle bir takım insanlar oruçluyu kışkırtabilmektedir. Moral bozucu şeyler içinde olabilmektedir.Fakat oruç tümüyle sabırdır, tahammüldür, katlanmaktır, direnmektir, inadına sabretmektir ve inadına dayanmaktır. Şeytanın vesvesesine, bizi günaha sokmaya çalışan insanların telkinlerine rağmen Müslüman’ın Müslüman kimliğiyle hareket etmesidir.
Burada moralim yok, kafam bozuk şeklindeki davranışlar değil tebessümü muhafaza etmek, ibadetin içinde olduğunun mutluluğunu yaşamaktır. İbadet bir başarıdır. Allah'u Teala bize bunu nasip etmiştir. Bu bir muvaffakiyettir. Öyleyse bunun kadrini kıymetini bilmek, buradaki ecre ve sevaba erebilmek gerekmektedir. İbadeti bir ay boyunca sürdürürken Müslüman kimliğini ve Müslüman kişiliğini de korumaktır” diye konuştu.
dikGAZETE.com