BEYRUT - FURKAN GÜLDEMİR/MUHAMMED ALİ AKMAN
Lübnan siyaseti ve bölge dengeleri için kritik bir süreci başlatan Saad Hariri’nin istifasını, istifaya giden süreci ve sonrasında yaşanan gelişmeleri, uzmanlar Anadolu Ajansı'na değerlendirdi.
Lübnan Başbakanı Hariri'nin istifasının Suudi Arabistan'ın baskısı sonucu gerçekleştiğini düşünenlerin aksine, Lübnan'ın geleceği ve istikrarı için Hariri'nin doğru bir karar aldığını düşünenler de var.
İstifaya giden süreçle alakalı farklı düşüncülerine rağmen uzmanların ortak olduğu tek nokta ise başta Lübnan olmak üzere bölge için bundan sonra ekonomik, askeri, güvenlik ve siyasi açıdan sıkıntılı bir sürecin başlamış olması.
“Ortadoğu’da Suriye, Yemen ve Lübnan üzerinden İran ve Suudi Arabistan arasında bir vekalet savaşı yaşanmakta”Hariri’nin istifasını analiz etmek için bölgede son yıllarda yaşanan gelişmeleri incelemek gerektiğini vurgulayan, Körfez bölgesi ve TRT World Araştırma Merkezi Uzmanı Dr. Cemal Abdullah, “Ortadoğu’da İran ve Suudi Arabistan arasında, Suriye, Yemen ve Lübnan üzerinden bir vekalet savaşı yaşanmakta. İran ve Suudi Arabistan’ın bölgedeki bu rekabeti, Hariri’nin istifasına giden süreçte önemli bir etken.” dedi.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve beraberindeki yeni jenerasyonun, 2015’te göreve başlamasının ardından Riyad’ın bölgede aktif ve önemli bir aktör haline dönüştüğünün altını çizen Abdullah, Hariri’nin istifa kararını Riyad’da açıklamasının, Suudi Arabistan’ın bölgedeki aktif rolünün bir göstergesi olduğunu söyledi.
Dr. Abdullah, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a karşı Washington, Riyad ve Tel Aviv merkezli bir koalisyon oluşturduğunu ve bölge ülkeleri için her geçen gün daha büyük bir tehdide dönüşen bu vekalet savaşının yakın gelecekte İran ve Suudi Arabistan arasında sıcak bir savaşa dönüşebileceğini belirtti.
"İran, ülkelerin egemenliğine saygı duymuyor ve Sünni-Şii çatışmasını kullanarak etkinliğini artırmaya çalışıyor"Hariri'nin istifasını Lübnan'ın iç siyasetinin değil de bölgesel gelişmelerin bir sonucu olarak değerlendiren ABD Georgetown Üniversitesi'nden siyasi analist ve araştırmacı Makram Rabah, istifanın amacının, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından hazırlanan genel plan dahilinde İran'ın bölgedeki etkisini azaltmak olduğunu ifade etti.
Özellikle İran ve Hizbullah ilişkilerinin Hariri'nin istifasında önemli etken olduğuna değinen Rabah, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hizbullah'ın faaliyetlerini ve artan etkisini engelleyemeyen Hariri, Lübnan siyasetindeki Hizbullah cephesine karşı mücadelede başarılı olamadı. Hizbullah konusunda Cumhurbaşkanı (Mişel) Avn ve Dışişleri Bakanı Cibran Basil, Hariri'nin karşısında yer aldı. Bu sürece daha fazla dayanamayan Hariri ise çareyi istifa etmekte buldu. İran, ülkelerin egemenliğine saygı duymuyor ve Sünni-Şii çatışmasını kullanarak etkinliğini artırmaya çalışıyor. İran'ın bu projesinde kullandığı örgütlerden birisi olan Hizbullah, Lübnan siyasetinde daha fazla tartışılan sorunlu bir aktör konumuna gelecek."
Lübnan'da bundan sonraki dönemde ciddi bir yönetim problemi olacağına dikkati çeken Rabah, ancak bu durumun Lübnan'da çok büyük bir krize dönüşmeyeceğini zaten Hariri'nin başbakanlığı döneminde de işlevsel bir yönetimin sağlanamadığını aktardı.
Rabah, geçmiş yıllarda daha büyük siyasi krizler ile karşılaşan Lübnan'ın şu an yaşanan krizden de sancılı bir süreçle olsa da çıkacağını vurguladı.
"İstifa eden Hariri, Arap ülkelerine karşı operasyonlarını devam ettirmek için Lübnan'ı kullanmaya çalışan İran'ın planlarını bozdu"Lübnan'daki Değişim Hareketi Lideri Elie Mahfuz, Hariri'nin istifasının ardından Lübnan'ı zor günler beklediğini ve ülkede farklı gelişmelere şahit olunabileceğini vurgulayarak, "Herkesin destek vereceği ve yeni hükümeti kuracak olan Sünni siyasi lideri belirlemek sancılı olacak. Böyle sıkıntılı bir dönemde Lübnan'a başbakan olmayı kimin göze alabileceği merakla bekleniyor." dedi.
Mahfuz, Hariri'nin istifa kararı almasında, Hizbullah'ın ülke içinde ve özellikle bölgede sürdürdüğü faaliyetlerin önemli bir etkisi olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
"Hariri, Hizbullah'ın ülke içindeki ve dışındaki faaliyetleri nedeniyle kendisini büyük sorunların arasında buldu ve istifadan başka bir çözüm olmayacağını düşündüğü bir sürece girdi. İstifa eden Hariri, Arap ülkelerine karşı operasyonlarını devam ettirmek için Lübnan'ı kullanmaya çalışan İran'ın planlarını bozdu. Alışılmışın dışında ve dramatik sonuçlar doğuracak yeni bir sürecin içine giriliyor. Lübnanla ilgili konularda alınan kararlarda Hizbullah'ın baskın gücü giderek azalacak. Hariri'nin yakın zamanda Lübnan'a döneceğini düşünmüyorum. Hariri, Lübnan'ın elini rahatlatmak için birçok ülkeyi kapsayan bir tura ve görüşmelere başlayacaktır."
dikGAZETE.com