Anadolu Ajansı (AA) Orta Doğu Haberleri Editörü Turgut Alp Boyraz, İsrail’in askerlik görevini kadınlara zorunlu tutan tek ülke olduğunu hatırlatarak "İsrail kadın nüfusunu militerleştiriyor. Kadınların feminen duygularını bastırmaya çalışıyor." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Küresel İletişim Dairesi ile Dışişleri Bakanlığı iş birliğinde Ankara'da düzenlenen "2019 BM Orta Doğu'da Barış Konulu Uluslararası Medya Semineri" ikinci gününde devam ediyor.
Seminerin "Çatışmanın Kadınları: Hikayeleri Haberleştiriliyor mu?" başlıklı üçüncü oturumunda Filistin'de kadınların haberlerdeki yeri ve kadınların daha görünür olmasının yolları ele alındı.
Boyraz, burada yaptığı konuşmada, İsrail’in askerlik görevini kadınlara zorunlu tutan tek ülke olduğunu hatırlatarak bunun "İsrail’de kadınlarının militerleşmesi" olarak tanımladığını söyledi. Boyraz, “İsrail kadın nüfusunu militerleştiriyor. Kadınların feminen duygularını bastırmaya çalışıyor.” dedi.
Kudüs’te eski şehirde 5 yıl yaşadığını söyleyen Boyraz, "İsrail’in baskıcı kimlik politikasından dolayı Kudüs’ün eski şehir kısımı çok kalabalık bir nüfusa sahip. Küçücük bir evde çok sayıda insan yaşamak zorunda kalıyor ve evinizi genişletme izni almanız çok zordur." ifadelerini kullandı.
Filistin’de kadınların haberlerdeki yeriKadınları haberlerde daha görünür hale getirmek için meslektaşlarıyla konuştuğunu söyleyen Boyraz, "Bazen çok çarpıcı bir haber yapıyoruz veya her gün birçok konuda haberler yapıyoruz. Ay sonunda haberlerimizi kullananlara bakınca gerçekten hayal kırıklığı yaşıyoruz. Çünkü bu ihtilaf çok uzun süredir devam ediyor ve insanlar Filistin’i duymaktan bıkmış durumda." diye konuştu.
Boyraz, Türkiye’de siyasi ve ideolojik konularda ayrışma yaşayan bütün grupların Filistin meselesinde bir araya geldiğine işaret ederek "Ancak Türk medyası dahi haberlerimizi yeterince kullanmıyor." dedi.
Batı Şerialı bir erkek ile Aydınlı bir kadının evlilik hikayesini örnek vererek kadınların yaşadığı zorlukları anlatan Boyraz, şöyle devam etti:
"Batı Şerialı bir erkek ile Aydınlı bir kadın evleniyor. Türk kadın Batı Şeria’ya gitmek için vizeye başvuruyor ancak talep reddediliyor. İsrail, defalarca başvurunun ardından 6 aylık vize veriyor. 6 ay sonra vizeyi uzatmak istiyorlar ancak vizeleri yeniden reddediliyor. 2-3 yıl geçiyor, kadın yasa dışı şekilde kocasıyla Batı Şeria’da yaşıyor. Bir gün Türkiye’den arıyorlar ve annesini görmeye geliyor. Türkiye’ye geliyor annesi ölüyor ancak dönmek için vize alması gerekiyor. Vizeye başvuruyor ama İsrail vize vermiyor. Bunun sonunda çift Amman’da bir araya geliyor ve 4 yıldır orada yaşıyorlar."
İsrail’in benzer birçok eyleminin olduğunu söyleyen Boyraz, "Dünyada başka bir ülke aile birleşimine karşı çıksa ciddi sorunlar olur ancak İsrail yapınca hiçbir şey olmuyor." ifadesini kullandı.
Öte yandan, Batı Şerialı çiftin örneğine benzer birçok örnek olduğunun altını çizen Boyraz, "Bunun gibi birçok konu var ancak yeterince medyada yer edinemiyor. Bazen gerçekten çok çarpıcı haberler yapıyoruz ancak insanların ve medyanın dikkatini çekmiyor." dedi.
"İşgal, kadının iş hayatına katılmasını engelliyor"BM Kadın Birimi Filistin Ofisi Özel Temsilcisi Maryse Guimond, Filistin'de yerleşim yerlerinin sürekli genişletildiğinin, sürekli kontrol noktaları kurulduğunun ve baskıların arttığını vurgulayarak özellikle Gazze'deki ablukanın insani krizi ve uluslararası bağımlılığı çok artırdığını söyledi.
Çatışmalar devam ettiği için kadınların hayatının nasıl etkilendiğini yeterince net göremediklerini belirten Guimond, "Bunun günlük hayattaki anlamını çok iyi bilemiyoruz çünkü her olaya yeterince tanıklık edemiyoruz." dedi.
Guimond, çatışmaların en fazla kadınları etkilediğinin altını çizerek "Filistin’de işgal aynı zamanda muhafazakar ve ataerkil normaları da besliyor. Kadınların çoğu vaktini evde geçiriyor, sosyal hayata katılması çatışmadan dolayı zor bir hal alıyor. Kadınlar, evleri yıkılınca genellikle geçici barınma evlerine alınıyorlar." ifadelerini kullandı.
Kız çocuklarının da çatışmalardan çok etkilendiğini aktaran Guimond, "Aileler çatışmalar ve kontrol noktalarından korumak için kız çocuklarını okula göndermek istemiyor." dedi.
Guimond, son 20 yıldır neredeyse hiçbir zaman Gazze'de 24 saat elektrik ve suya ulaşılamadığının altını çizerek "Kadınlar bu nedenle ek bir yükle karşılaşıyor ama bunları medyada göremiyoruz." şeklinde konuştu.
"Çitin öbür tarafında haber yapılması gereken insanlar var"Gazeteci ve aktivist Anat Saragusti, dünya genelinde kadınların yarısından fazlasının aile fertleri ya da partnerleri tarafından katledildiğini belirterek ihtilaf bölgelerindeki kadınların gördüğü aile içi şiddetin, içinde bulundukları ülkenin çatışma durumuyla ilişkilendirilmediğine dikkati çekti.
Çatışma bölgelerindeki erkeklerin çoğunun ruhsatlı silah taşıdığını ve toplumda karar verici pozisyonlarda bulunduğunu vurgulayan Saragusti, kadın hikayelerinin ve kadına yönelik şiddetin medyada da fazla yer bulmadığını söyledi.
Saragusti, "Gazeteciler olarak, en popüler televizyon ve radyo kuruluşlarında çalışan kişiler olarak bu çatışmaların bizi nasıl etkilediğini haber yapmalıyız. Kadınların kamu alanlarından soyutlanmasını, görünmez hale getirilmesini haberleştirmeliyiz." diye konuştu.
Çatışma bölgelerinde genellikle erkeklerin görev yaptığını ve erkeklerin çoğunlukla genel bir bakış açısı ile haberleri aktardığını söyleyen Saragusti, kendisinin feminist görüşlerinin yaptığı haberlere yansıdığını anlattı. Saragusti, "Ben kendime, Filistinlilerin yaşadıkları insani hikayeleri haberleştirme rolünü biçtim. Çitin öbür tarafında aileler, hayatlar ve haber yapılması gereken insanlar var." diye konuştu.
"Kadınlara duygularını anlatmaları için alan verilmiyor"OpenDemocracy yazarı Ali Ghaith, Filistinli kadınların toplumda proaktif olmaya çalıştığını belirterek "Kadınlar seslerini çıkarmaya çalışıyorlar ama maalesef bunu yapmaya çalışırken çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Kadınlara seslerini yükseltme fırsatı verilmiyor. Kadınların ve erkeklerin yaptığı haberler değişiyor. Kadınlara duygularını anlatmaları için alan verilmiyor. Bu da haberlere yansıyor." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com