İSTANBUL
Organ bağışı konusunda farkındalık oluşturmak ve bilinirliği artırmak amacıyla Medicana Sağlık Grubu'nun desteğiyle Türkiye genelinde sanal koşu düzenlendi.
Medicana’dan yapılan açıklamaya göre, "Hayat Kurtarmak İçin Yarıştayız- Run For Life" sanal koşusu sona erdi. Türkiye genelinde toplam 1.500 gönüllü 6,5 milyon adımla 7 bin 500 kilometrelik mesafeyi organ bağışı bekleyenler için kat etti.
Türkiye’nin dört bir yanından sanal koşuya katılan gönüllüler, kendi belirledikleri 5 kilometre uzunluğundaki parkurda 21 Ekim’de saat 00.00’dan 24 Ekim 23.59’a kadar istedikleri bir zaman diliminde organ nakli bekleyenlere umut olmak için koştu.
Caddebostan sahilinden koşarak destek verenler arasında Uluslararası Organ Nakli Hemşireleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Arzu Kader Harmancı Seren, Medicana Sağlık Grubu organ nakli hekimleri, yüzlerce koşu grubu ve nakil olan hastalar start noktasında yerini aldı.
- "Organ nakli bekleyenlere umut olmak için 7 yıldır koşuyoruz"
Açıklamada konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Müdürü Murat Kaya, organ nakli bekleyenlerin hayatına dokunarak geleceğe dair bir umut ışığı olabileceklerini belirterek, 7 yıldır organ nakli bekleyen kişilere umut olmak için koşular yaptıklarını dile getirdi.
Türkiye’de yapılan organ nakillerinin çok büyük bir kısmının canlıdan canlıya yapıldığını anımsatan Kaya, "Halbuki insanlar hayatlarını kaybettikten sonra organ bağışı yaptığında organ bekleyen birçok insana hayat olacak.
Türkiye’de yasalar gereği insanlar organlarımı bağışlıyorum deseler bile öldükten sonra maalesef ki ailelerinden onay almak gerekiyor. Öldükten sonra organlarımızı bağışlayıp, yeni bir yaşamı desteklemek çok önemli." ifadelerini kullandı.
- "27 binden fazla insan organ nakli bekliyor"
Medicana Karaciğer Nakli Sorumlusu Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Ara ise Türkiye’de organ bağışı konusunda farkındalığın daha da artırılması için birçok çalışma yapılması gerektiğini belirterek, "Ülkemizde 27 binden fazla organ nakline ihtiyaç duyan hastamız mevcut. Birinci sırada böbrek, ikinci sırada karaciğer nakli gelmektedir. Şu ana kadar ülkemizde 1.170 karaciğer nakli yapılmıştır.
Yüzde 90 canlıdan canlıya, yüzde 10 da kadavradan canlıya. Toplumun her kesimini kadavra bağışı yapması yönünde yönlendirmek gerekmektedir. En çok dinen bir sakıncası olup olmadığı soruluyor. İslam dinine göre organ bağışının bir sıkıntısı yoktur.
Bütün İslam alimleri bu konuda fetva vermişlerdir. Halkımızın her kesimini organ bağışına davet ediyorum çünkü bu hastalar kendileri ya da bir yakınları olabilir. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerekmektedir." açıklamasında bulundu.
- "Organlarımızı bağışlamak insanlığa borcumuz"
Medicana Çamlıca Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Peykan Türkçüoğlu de kornea nakillerinin ret oranı düşük, çok seri şekilde yapılabilen bir cerrahi yöntemi olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Türkçüoğlu, şunları aktardı:
"Türkiye’de 50-60 civarında kornea bankası var ve bu kornealar Türk hastalara ancak yeterli oluyor. Yurt dışından başvuran hastalar için biz yurt dışından kornea ithal ederek gerçekleştiriyoruz.
Ülkemizdeki vatandaşlarımız organ bağışına daha dikkat ederse, organ bağışı sayımız artar ve ithal etme zorunluluğumuz kalmaz.
Organ bağışlamak her insanın, insanlığa borcu olduğunu düşünüyorum. Ruhumuz bedenden çıktıktan sonra organlarımız aslında değersiz, kıymetsiz bir et parçasına dönüşüyor.
Organlarımızı bağışlamak insanlığa borcumuz."
- Organ nakilli hastalar da koşanlar arasındaydı
3 ay önce kardeşinin böbreğiyle hayata tutunan Cafer Ağdere ve kardeşi Sevda Eren de farkındalık oluşturmak için Caddebostan Sahilinde koşanlar arasında yer aldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen 53 yaşındaki Ağdere, "Böbrek nakli oldum ve çok iyiyim, sağlıklıyım. Bütün insanlara kendi organlarını bağışlamalarını tavsiye ediyorum. Dünyanın cenneti onların olur. En büyük iyilik budur. Çekinecek ve korkacak hiçbir şey yok." ifadelerini kullandı.
Sevda Eren ise, "İlk duyduğumda çok üzüldüm. İnşallah benim organım tutsun diye çok dua ettim. Böbreğini veren yarım adam kalır diye bir şey yok. Çok iyiyim ve sağlıklıyım, eskisinden daha mutluyum. Herkese tavsiye ediyorum. Sağlığınızı kesinlikle etkilemiyor ve normal hayatınıza devam ediyorsunuz." açıklamasında bulundu.
Öte yandan Türkiye’nin en yüksek katılımlı sanal koşusuna sahne olan yarışta, parkurlarını tamamlayan gönüllülere çevrim içi katılım sertifikası ve dijital madalya verildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com