İSTANBUL - KENAN IRTAK
FETÖ'nün hain darbe girişiminde en genç şehit olarak kayıtlara geçen 15 yaşındaki Halil İbrahim, Şanlıurfalı 5 çocuklu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Ortaokulu bitirdikten sonra maddi imkansızlıklar nedeniyle okulu bırakıp ailesine destek olmak için bir oto galerisinde işe başlayan Halil İbrahim, darbe girişiminde Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet binasına babasıyla direnmeye giderken başına isabet eden kurşunla hayatı kaybetmişti.
Oğlunun şehadetinin ardından geçen bir yılı AA muhabirine anlatan anne Hazal Yıldırım, hala ilk günkü acıyı yaşadığını, oğlunun gözünün önünden gitmediğini ve her an bir yerden çıkıp gelecekmiş gibi hissettiğini kaydetti.
Öldüğüne inanamadığını ve onsuz 1 yılın çok zor, çok acılı geçtiğini söyleyen Yıldırım, "Dün mezarına gittik, onunla konuştuk. Sanki yanımızda, arkamızda, bizi duyuyor, görüyor gibi. Hamdolsun kötü bir yolda değil iyi bir yolda gitti." dedi.
15 yaşında olmasına rağmen oğlunun çok olgun, iyi biri olduğunu dile getiren anne yıldırım, FETÖ'cülere seslenerek, "Onlar bizi yaktı Allah da onları yaksın. Geride 4 çocuğum daha var. Yıkılmadık, dimdik ayaktayız. Allah'ın izniyle onlara fırsat vermeyiz." diye konuştu.
"Halil İbrahim o gece bir başkaydı"
Baba Bahattin Yıldırım da 15 Temmuz akşamı akşamı ailece parka gidip gece geç saatlere kadar orada kaldıklarını, kendisinin de oğlu ve arkadaşlarıyla basketbol oynadığını belirterek, "Parkta kimsenin kalmadığını fark ettim, her zaman dolu olan park boştu. Biraz garip bir durumdu." dedi
Halil İbrahim'de o gece değişik bir hal olduğunu, bu hissini eşiyle de paylaştığını ifade eden Yıldırım, "Sonra eve döndük ve televizyonu açtık. O ana kadar haberimiz yoktu, cumhurbaşkanının havaalanına geleceği söyleniyordu. İbrahim küçük koltuğa oturarak başını yana koydu. Ben de 'oraya yatma başın ağrımasın' deyip yatağına yolladım, sonra geri geldi. 'Hayırdır' diye sordum. 'Uyuyamadım.' dedi."
O sırada televizyon izlerken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CNN Türk kanalından halkı sokağa davet ettiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Halil İbrahim benden önce kalktı. 'Hadi gidelim baba' dedi. Ben aşağı inince İbrahim biraz gecikti, meğer gidip saçını taramış, öyle aşağı indi, koşarak yanıma geldi. Çevik Kuvvet'in önüne tanklar getirildiğini duyunca oraya gitmeye çalıştık. Yolda giderken arkadaşlarını da aradı, onları Çevik Kuvvet'in oraya çağırdı. O sırada öndeki arkadaşlarımızdan koptuğumuz için Halil İbrahim, 'koşalım' dedi. Koşmaya başladık. Tuna Lisesi önündeki trafik ışıklarına gelince İbrahim düştü. Ben taşa takıldığını sandım. 'İbrahim kalk' dedim, o sırada telefonunun da yerde olduğunu gördüm. Bir kez daha 'İbrahim kalk' dedim. Ses gelmeyince elimi başının altına koyup kaldırınca elim kan doldu. Yanımızdaki bir arkadaş, 'vurulmuş' dedi."
Bayrampaşa Devlet Hastanesinde kurşun sıyrığı şeklinde bilgi verildiğini aktaran Yıldırım, buradan Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiğini ve doktorların burada kendisine kötü haberi verdiğini söyledi.
dikGAZETE.com