CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, yeni yasama yılının, TBMM'nin 100. açılış gününü de içinde barındırması nedeniyle önemli bir yıl olacağını belirterek, parlamentonun 100. yılına yakışır biçimde eski etkinliğine yeniden kavuştuğu bir yasama yılı temenni ettiğini söyledi.
Özel, TBMM'de 1 Ekim'de başlayacak 27. Dönem'in 3. Yasama Yılı'na ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Yeni yasama yılının, TBMM'nin 100. açılış gününü de içinde barındırması nedeniyle parlamentoyu, parlamenter demokrasiyi savunan kendileri için önemli bir yasama yılı olacağını belirten Özel, "99 yıl önce 23 Nisan 1920’de, TBMM'nin açılmasıyla, sarayda toplanan yetkileri millet adına kullanan bir parlamentodan, 24 Haziran 2018’de gerçekleşen rejim değişikliğiyle beraber yetkilerini saraydaki bir tek adama devreden bir parlamentoya savrulduk." dedi.
Özel, parlamentonun 100. yılına yakışır biçimde eski etkinliğine yeniden kavuştuğu, yürütmenin baskısı altından kurtulduğu bir yasama yılı olmasını dilediğini söyledi.
Yeni sistemle birlikte, yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesinin bozulduğunu savunan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni rejimle birlikte yasama organında hangi düzenlemelerin görüşüleceğine, yürütme organının başı sıfatıyla iktidar partisinin genel başkanının karar verdiği, yasama organı üyelerinin, sarayda ya da bakanlıklarda hazırlanan kanun tekliflerine muvazaalı bir biçimde imza attıkları bir yasama dönemiyle karşı karşıya kaldık. Yasama organının gündemine hakim olması gerektiği ortadadır.
Son olarak yargı reformu olarak ilan edilen kanuni düzenlemede de Meclis komisyonları ve milletvekilleri yok sayılmış, sarayda aylar önce düzenlenen bir lansman toplantısıyla kamuoyuna duyurulan strateji belgesinin ardından sarayın mutfağında yapılan birtakım düzenlemeler kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Yeni yasama yılında bizim önceliğimiz, parlamentonun itibarının yeniden tesis edilebilmesidir. İhtisas komisyonlarının by-pass edilmediği, yasa yapım süreçlerine azami ölçüde katkı sağlayabilmelerinin önünün açılması gerekmektedir."
"Vatandaşların beklentisi"CHP Grup Başkanvekili Özel, vatandaşların parlamentodan beklentisinin, sorunlarının çözülmesi olduğunu dile getirdi.
Özel, 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde seçmenlerin, sorunlarının çözülmesi için oy kullandığını, ortaya 9 partili mevcut parlamento kompozisyonu çıktığını, parlamentoda 9 partinin bulunmasının, tüm kesimlerin görüşlerini açıklayabilmesine olanak tanıdığını söyledi.
Yürütme organının yasama organına karşı sorumlu olmadığı yeni rejim nedeniyle parlamentonun, vatandaşların sorunlarına yeteri kadar çözüm üretemediğini öne süren Özel, "Yeni yasama yılında parlamentonun önceliği, belli çıkar gruplarına değil, vatandaşlarımıza hizmet edecek, tüm kesimlerin sorunlarının çözülebildiği düzenlemeleri hayata geçirmek olmalıdır." dedi.
"Sorunlara çözüm arayan kesimlere çözüm bulmalıdır"Özel, bu yasama yılında parlamentonun, emeklilerin, asgari ücretlilerin, memurların, işçilerin, çiftçilerin insanca yaşayabildiği standartlara kavuşacak düzenlemeleri bir an önce gündemine alması, emeklilikte yaşa takılanlar gibi uzun yıllardır sorunlarına çözüm arayan sosyal kesimlere bir an önce çözüm bulması gerektiğini belirtti.
Parlamentonun tatilde olduğu dönemde TBMM Başkanlığına sundukları siyasi ahlaksızlıkla mücadeleyi öngören kanun tekliflerinin bir an önce görüşülerek yasalaşmasını isteyen Özel, "CHP olarak en önemli önceliğimiz, 16 Nisan referandumu ve 12 Eylül askeri darbesinin yarattığı tüm anayasal tahribatı geri alabilecek, demokratik bir hukuk devletine uygun yasal düzenlemeleri hayata geçirebilecek gerçek anlamda bir demokratik dönüşümü sağlayabilmektir." dedi.
Özel, CHP'nin, Türkiye’deki tüm siyasi partilerle ve sosyal gruplarla diyaloğunu sürdürebilen ve iletişim kuran tek siyasi parti konumunda olduğunu savundu.
"Siyasette diyaloğun öneminin farkındayız"Siyasette diyaloğun öneminin farkında olduklarına işaret eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parlamentoda bulunan diğer siyasi partiler, en azından bir başka siyasi partiyle görüşmezlerken, parlamentoda bulunan diğer 8 siyasi partiyle de parlamento dışındaki siyasi partilerle de iletişim kurabilen tek siyasi parti olmamız önemlidir.
İktidar partisi ve onun küçük ortağı rejime kasteden anayasa değişikliğinin oylandığı referandum ile birlikte bazı siyasi partileri ve anlayışları şeytanlaştırmaya başlamış, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde ise bu ülkenin en az yarısını temsil eden siyasi partilere terörist yaftası yapıştırarak, kutuplaştırma siyasetini tercih etmiştir. Bu anlayış, parlamentodaki ilişkilere de sirayet etmektedir. CHP olarak, milletin oyuyla parlamentoya gelen siyasi partileri ötekileştirmeyi, yok saymayı doğru bulmuyoruz.
Son olarak yargı paketinde de yaşandığı gibi ana muhalefet partisi konumundaki CHP’den önce, iktidar partisinin paketi parlamentonun 4. siyasi partisine götürmüş olması, bu anlayışın bir yansımasıdır. Bizler, bu yasama yılında da vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için tüm siyasi partilerle diyalog kurmaktan kaçınmayacağız. "
"İçtüzükteki kısıtları kaldıracak bir çalışma gündeme gelirse"Özel, 27. Yasama Dönemi’nde iktidar partisi grubuna mensup milletvekillerinin, tek kişilik yürütme organı ya da ilgili bakanlıkların hazırladığı teknik düzenlemelere imza attığını öne sürdü.
Meclis dışı mecralarda kanun yazımının, yasama yetkisine el atma ve düpedüz egemenlik hakkına saldırı olduğunu savunan Özel, "Bu yöntem anayasaya karşı muvazaadır. Bu yasama döneminde, doğrudan saraydan ya da saray rejiminin kontrolündeki bakanlıklardan gelen kanun teklifleri, hazırlık sürecinde sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve meslek örgütleri ile diğer paydaşlar dışlanmış ve vatandaşların sorunlarına çözüm üretilememiştir. İktidar partisinin torba kanun ve temel kanun yöntemlerini kullanmaktaki ısrarı, müzakeresiz ve kalitesiz bir yasama sürecini beraberinde getirmektedir. Yine ihtisas komisyonları da dışlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Özel, mevcut içtüzükte, katılımı ve söz hakkını kısıtlayan düzenlemelerin yanı sıra, grubu bulunmayan siyasi partiler ile bağımsız milletvekillerinin görüşlerini aktarabilmesi önünde kısıtların bulunduğunu, içtüzüğün daha da demokratikleşmesi gerektiğinin ortada olduğunu söyledi.
İçtüzükteki kısıtları kaldıracak, daha da demokratik hale getirecek bir çalışma gündeme gelirse, bunun bir parçası olacaklarını ifade eden Özel, "Geçtiğimiz yasama dönemlerinde olduğu gibi muhalefeti daha da baskı altına alacak, yasama pratiğini antidemokratikleştirecek bir çalışma içine girerlerse, buna karşı çıkarız." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com