AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “MHP gibi bir partinin terör konusunda hükümetle, devletle dayanışma içerisinde olmaması, Sayın Bahçeli’nin böyle bir daveti reddetmesi bizim siyasi tarihimizde ilk rastlanan bir durum” dedi. PaylaşTweetlePaylaşGönderYorum Yap
12 Ekim 2015 18:17
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. Ciddi bir terör organizasyonu olduğunu belirten Çelik, “Suriye’de pek çok örgüt var. Bölgede pek çok örgüt var. Bu örgütlerin eylem yapma konusunda belli karakteristikleri var. Dolayısıyla güvenlik birimleri daha çok bu karakteristiklerden yola çıkarak örgütü tespit etmeye çalışırlar. Şunun da farkındayız tabi; Türkiye gibi bir ülkeye karşı DAİŞ, PKK, DHKP-C, Esed rejimi kaynaklı bazı oluşumlar, bazı bağımsız oluşumlar çeşitli terör faaliyetleri içerisinde bulunabiliyorlar. Bunlar zaman zaman kendi eylemlerini bir takım taşeron örgütlere yaptırıyorlar ya da bu örgütler arasında bir eylemi gerçekleştirirken başka bir örgütün eylem biçimini kullanma şeklinde de yöntemler söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla her eylem aynı zamanda zihinlerimizi belli bir konuma ötelemek, belli bir adrese doğru öteleme konusunda da kendi içerisinde proje barındırıyor olabilir. Bu çerçevede bütün bunlar dikkatle analiz ediliyor. Sayın Başbakanımız günlük mesaisinin büyük kısmını buna veriyor” diye konuştu.
“ŞİMDİYE KADARKİ VERİLERDE MİTİNGLE İLGİLİ, DİĞER KONULARDA ALINMASI GEREKEN DİĞER TEDBİRLERİN EN ÜST DÜZEYDE ALINDIĞI ŞEKLİNDE BİR VERİ VAR ELİMİZDE”
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Çelik, saldırı olduktan sonra güvenlik zafiyeti olduğu iddialarının hatırlatılarak, “Dediniz ki, bazı terör örgütleri bu işleri taşeron örgütlere yaptırıyor. Bizim bundan ne anlamamız gerekiyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Benim söylediğim, bunu bir örgütte yapmış olabilir, örgüt koalisyonu da yapmış olabilir, birbirlerinin yöntemlerini de kullanabiliyorlar. Dediğim şey, uğradığımız saldırı karşısındaki muhtemel seçenekleri sayıyorum size. Somut bir bilgiye dayalı olarak soyut bir şey söylemiş olmuyorum. Bu çerçeveden buna bakmak gerekir. Buradaki hassasiyetim şudur; acele karar vermemek lazım. Önemli olan somut bulgulara ulaştıktan ve titiz çalışmaların neticesinde bu karara varmak lazım. Acele bazı adresler göstermek şeklindeki yayınlar ya da bir takım resmi olmayan ağızların yaptığı değerlendirmeler kamuoyunu yanlış bir yere sevk edebilir. Bu doğru olmaz. Şunu herkesin bilmesini isterim, bu konuyu çok önemsiyoruz; güvenlik ve istihbarat zaafı var mı diye. Şimdiye kadarki verilerde mitingle ilgili, diğer konularda alınması gereken diğer tedbirlerin en üst düzeyde alındığı şeklinde bir veri var elimizde. İstihbaratın genelde bir eylem olduğu zaman tabi istihbarat zafiyetinden bahsediliyor ama istihbaratın şuana kadar yaklaşık son zamanlarda 17-18 tane bu tip olayı engellediği, yani kamuoyunun bilmediği duyurulmamış onlarca olayı engelliyor. Hem emniyet güçleri hem istihbarat teşkilatı hem jandarma hem diğer birimler. Ama bunlar kamuoyuna duyurulmadığı için böyle bir olay ortaya çıktığı zaman ‘niye bilinmedi’ denilebiliyor. Tarihimizin en kanlı ve en acılı eylemlerinden birisiyle karşı karşıya kaldık. Ama şundan hiç kimsenin tereddüdü olmasın; bir yandan bu faillerin bulunmasına çalışıyor, bir yandan da idari soruşturmada sürdürülüyor. Bir zaaf varsa gereği yapılır. Herhangi bir zaaf örtülmez. Çünkü bu milletçe yaşadığımız bir acıdır. Milletçe paylaştığımız bir acıdır. Bu konuda bir zaaf varsa bunun üstüne gidilir. Herhangi bir zaaf henüz tespit edilmemişse burada da şuanki siyasi sorumluluk teröre karşı tek ses olmayı gerektiriyor. Zaaf konusundaki bulgular ortaya çıktığında gereği yapılacak ama o aşamaya gelinmemişse de bunu ana gündem yapmak yerine teröre karşı birlik beraberlik içerisinde tek ses olma konusundaki yoğunlaşmaya devam etmek lazım.”
“Her olaydan bir ders çıkarılması lazım” ifadesini kullanan Çelik, “Artık bir devletin bir devletle savaşma ihtimali son derece zayıflamış duruma. Yeni bir güvenlik konsepti var. Yeni bir terör konsepti var. Bu da asimetrik grupların devletlere saldırması. BM Güvenlik Konseyi’nin iki büyük ülkesi Suriye’de askerleriyle birlikte, savaş uçaklarıyla birlikte. Bunlar soğuk savaşın iki süper gücü. Bunların baş edemediği asimetrik grup var. DAİŞ denilen bir grup var. Bu grupla dünyanın en önemli orduları baş etmekte zorlanıyor. Asimetrik bir grup. Petrol bölgelerine hükmediyor, bir takım güvenlikleri tehdit ediyor. Bu asimetrik gruplara karşı yeni güvenlik konseptlerinin geliştirilmesi gerekiyor” dedi.
“BU TİP ŞEYLER KONUSUNDA TAM BİR KARARA VARILMADAN, SAYIYLA İLGİLİ SPEKÜLASYON YAPMAK DOĞRU DEĞİL”
Ankara Tren Garı kavşağında düzenlenen Barış Mitingi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlerin sayısında bir artış olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, “Rakamlarla ilgili açıklama yapılıyor. Adli Tıp’ta yürüyen bir süreç. Maalesef bu ağır bir saldırı. Bazı cesetler parçalanmış. Bunların DNA testlerinin yapılması, bir takım evrensel standartlarda yaklaşımla en doğru sonuçlara ulaşılması için hem Adli Tıp’ta titiz bir çalışma yürütülüyor hem de buna belli bir aşamada savcılık onayı gerekiyor. Bu tip şeyler konusunda tam bir karara varılmadan, sayıyla ilgili spekülasyon yapmak doğru değil. Doğrudan Sağlık Bakanımız bununla ilgili açıklama yaparlar. Onun dışında ‘rakamlar saklanıyor, bir takım başka bulgular var ama engelleniyor’ gibi şeyler yakışıksız şeyler. Söz konusu olan bizim canımız, bizim vatandaşımızın canı, kendi insanımızın canı. Bunun konusunda herhangi bir saklı gizli iş olmaz. Bu taziye hepimizin taziyesi. Bu acı hepimizin acısı. Sağlık Bakanlığı’ndan bilgi alınabilir, Başbakanlık Kriz Merkezi’nden bilgi alınabilir. Açık bir iletişim yürütüyorlar” yanıtını verdi.
“MİLLİYETÇİ HAREKET’İN TARİHİNDE, MHP VE ÖNCEKİ PARTİLERİN TARİHİNDE DE İLK RASTLANAN BİR DURUM”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşme talebini reddetmesinin sorulması üzerine Ömer Çelik, “MHP tabanına izah edemediği bir durum var. MHP’nin bir siyasi geçmişi var. MHP tabanının, MHP kurmaylarının çok sık söylediği bir şey vardır. ‘MHP siyaseti demek, milliyetçi siyaset demektir, ülkücülerin duruşu demektir’ diye sürekli bir değerlendirme vardır. MHP tabanının milliyetçilerin, ülkücülerin en çok hassas oldukları konu terör konusudur. Sayın Bahçeli, Türkiye’ye herhangi bir umut vaat etmiyor, proje vaat etmiyor. Hadi koalisyon bölümündeki çelişkileri bir kenara bırakalım ama bu arada terörle ilgili hassasiyet olduğu zaman mantık şunu gerektirir; Sayın Bahçeli’nin bir adım daha önde olmasını gerektirir. Fakat bunun yerine hiçte hoş olmayan bir şekilde tekrar ‘hayır’ üslubunu yürütmesi ortaya şöyle bir şey çıkarıyor; Sayın Bahçeli 7 Haziran’dan beri kişisel olarak ülkücü ve milliyetçi siyasete ipotek koymuş gözüküyor. Geleneksel ülkücü siyasetle Sayın Bahçeli’nin bir kavgası var gibi gözüküyor. MHP gibi bir partinin terör konusunda hükümetle, devletle dayanışma içerisinde olmaması, Sayın Bahçeli’nin böyle bir daveti reddetmesi bizim siyasi tarihimizde ilk rastlanan bir durum. Milliyetçi Hareket’in tarihinde, MHP ve önceki partilerin tarihinde de ilk rastlanan bir durum. Türkiye böyle bir saldırıya uğradığı zaman herkesten önce hükümete destek veren parti MHP olurdu. Bu seferse en geride kalan bir parti” değerlendirmesinde bulundu.
“BUNLARLA AK PARTİ’NİN HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR”
Rize’de düzenlenen mitingde Sedat Peker’in “Oluk oluk kan akacak” ifadesinin tartışma konusu olduğu hatırlatılarak, AK Parti ile ilişkisinin sorulması üzerine Çelik, “Bazı kurumlar var, organizasyonlar var. Başına ‘Ak’ kelimesini koyarak kendisine ocak diyen, dernek diyen organizasyonlar var. Bunlarla AK Parti’nin hiçbir ilgisi yoktur. Organik bir ilgisi yoktur, kurumsal bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla bizi bağlayan bir konu değildir bu. AK Parti’nin resmi mekanizmaları tarafından yapılmayan hiçbir faaliyetin sorumlusu değiliz” şeklinde konuştu.
“HEM HAYAL MAHSULÜ BİR ŞEY, HEM DE BU BİZİM YÖNTEMLERİMİZLE BAĞDAŞMAYAN BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONULMUŞ BİR ŞEY”
AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan strateji toplantısının tutanaklarının basına yansıdığı belirtilerek, AK Parti’nin yeniden dinlenip dinlenmediği sorusu üzerine Çelik, şunları söyledi:
“AK Parti Genel Merkezi’nin dinlenmesine, AK Parti’deki toplantıların bir takım dış unsurlar tarafından dinlenip kaydedilip deşifre edilmesine dönük bir takım teşebbüslerle karşı karşıya kalıyoruz zaman zaman. Paralel yapı başta olmak üzere casusluğu huy edinmiş, hastalıklı bir şekilde casusluk faaliyetinden vazgeçmeyen yapılar var. Ama bunlar şimdiye kadar başarılı olamadılar. AK Parti Genel Merkezi, AK Parti’nin faaliyetleriyle ilgili dışarıya bilgi sızmamasıyla ünlü bir yapıdır, binadır. Bahsettiğiniz dergideki tutanakların hepsi hayal mahsulü ve kurgu. Bir takım Twitter fenomenleri Nokta Dergisi’ne genel yayın yönetmeni olmuş gibi gözüküyor. Bizim stratejik toplantılarımıza katılan heyetler konusundaki şeyler de yanlış, oradaki konuşmalar da yanlış, değerlendirmeler de yanlış. Başka bir şey, hayal mahsulü olarak dizi senaryosu gibi orada biraraya getirilmiş. Tabi ki bir strateji heyetimiz var. Bizim toplantılarımızda not tutulur ama birebir tutulmaz. Bu tip casusluk faaliyetlerine karşı hangi sözü kimin dediği yazılmaz, isim koyulmaz toplantı tutanaklarına. Hem hayal mahsulü bir şey, hem de bu bizim yöntemlerimizle bağdaşmayan bir şekilde ortaya konulmuş bir şey. Genel Sekreterliğimiz hukuki açıdan değerlendirme yapıyor. Bizim partimiz açısından da, diğer partiler açısından da aynı tutanakları alın bir başka partinin ismini yazın, önemli isimleri yazın o parti içinde uydurabilirsiniz. Çok zeka ürünü bir şey de değil, son derece yalan.”
“BUNU YAPAN KİŞİLERİN İYİ NİYETLİ OLMADIĞINI DA DÜŞÜNÜYORUZ, BU BAKIMDAN GEREKEN CEZAYI ALMASINI İSTERİZ”
Şırnak’taki ceset sürükleme fotoğrafıyla ilgili iki emniyet personelinin görevinden uzaklaştırılmasının sorulması üzerine Çelik, “Bizde kim olursa olsun ölüye eziyet edilmemesi bir değerimizdir bizim. Dolayısıyla bu görüntüleri tasvip etmiyoruz. Hiçbir ölüye eziyet edilmemesi, bu şekilde işkence görüntüsünün ortaya çıkmaması gerekir. Bunun insanlık dışı bir tutum olduğunu düşünüyoruz. Bunu yapan kişilerin iyi niyetli olmadığını da düşünüyoruz. Bu bakımdan gereken cezayı almasını isteriz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Türkiye’nin güvenlik güçleri son derece fedakar bir biçimde bu ülkenin güvenliğini korumak için cansiperane görev yapıyorlar. O görüntüyü yayınlayan şahıslar sanki güvenlik güçlerinin bir linç psikolojisi içinde olduğunu göstermek üzere kasıtlı yayın yapan bir takım şahıslara da malzeme veriyorlar. Güvenlik güçlerimizle herhangi bir şekilde aynı başlık altında anılmamaları gerekir” ifadelerini kullandı.
“DEVLET ADAMLARININ VE SİYASET ADAMLARININ TEST EDİLDİĞİ GÜNDÜR, HEPİMİZİN KİM OLURSA OLSUN DAYANIŞMASI GEREKİR”
Miting programıyla ilgili soruya ise Ömer Çelik, “Sadece teröre karşı olmayacak. Bir iki mitingimizi birlik dirlik kardeşlik mitingi olarak planlıyoruz. Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Biz böyle büyük bir terör saldırısı karşısında, daha büyük bir dayanışma ruhuyla biraraya, kol kola gelip özellikle siyasi partiler olarak bu duruşu sergilememiz gerekirken son derece sorumsuzca açıklamalar gördük. Doğrudan doğruya HDP’nin Genel Başkanının Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Başbakanımızı ve diğer yetkilileri hedef alan, bunları çirkin ifadelerle suçlayan yaklaşımlarını gördük. Sayın Kılıçdaroğlu’nun teröre karşı verdiği desteğin kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ama dünkü basın toplantısında terör dışında bugünün konusu olmayan bir takım tali konuları gündeme getirilmiş olmasını da hassasiyet kaybı olarak görüyoruz. Sayın Bahçeli ülkede önemli bir siyasi hareketi temsil eden bir partinin genel başkanı olarak konuşuyor ama hiçbir meselede elini taşın altına sokmayıp, sorumluluk almıyor. Bugün devlet adamlarının ve siyaset adamlarının test edildiği gündür. Hepimizin kim olursa olsun dayanışması gerekir. Biz burada kategorik olarak hiçbir partiyi, hiç kimseyi dışlamıyoruz. Biz ulusal dayanışma çağrısı yapıyoruz. Müzikli ve coşkulu olmayacak. Bursa’da bu rahmetli olanlar için Kur’an okunacak. Buradaki kastımız biz hepimiz biriz, kardeşiz. Sıhhiye Meydanı’nda Ankara Garı’nda vurulanlar sadece o isimlerden ibaret değil, hepimiz can evimizden vurulduk. Bunu yapanlara karşı hep beraber dimdik ayakta olduğumuzu göstermek gerekir” şeklinde konuştu.
dikGAZETE