Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güvenlik kuvvetlerinin yaptığı operasyonlar neticesinde 20 Temmuz’dan bu yana 7 bin 600 teröristin yurt içi ve yurt dışında etkisiz hale getirildiği açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde şehit aileleri ve gazilerle birlikte iftar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye üzerinde emelleri bulunanların nasıl yüz yıl önce geldikleri gittilerse bu günde terör örgütünü ve teröristleri Türkiye’nin üzerine salanların bir kez daha hezimete uğrayacaklarını ifade ederek, "Örgüt son 1 yılda tarihinin en büyük bozgununu yaşadı. Kazdıkları çukurlar, hendekler kendilerine mezar oldu. Milleti bölmek için yerleştirdikleri bombalı düzenekler ellerinde patladı. Güvenlik kuvvetlerimizin yaptığı operasyonlar neticesinde 20 Temmuz’dan bu yana 7 bin 600 terörist yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirildi" dedi.
"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BÜYÜK BİR KAHRAMANLIK DESTANI YAZIYOR"
Ramazan ayının ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Ramazan ayının 6 yıldır tüm dünyanın gözü önünde katledilen Suriyelilere, Mısırlı, Iraklı, Yemenli, Filistinli ve Afrikalılara rahmet ve bereket getirmesini diledi. Erdoğan, "Bir kez daha milleti, bayrağı, vatanı ve devleti için canlarını feda eden, bir gül bahçesine girercesine kara toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Vatanımızı, istiklalimizi, birlik ve beraberliğimizi canları pahasına savunan, bu kutlu mücadele sırasında yaralanan, sakatlanan tüm gazilerimize milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine ve yakınlarına sabır niyaz ediyorum. Şehit ve gazilerimizin bizim için, ülkemiz için yaptıkları fedakarlığın, ödedikleri bedelin büyüklüğünü ifade etmeye kelimeler yetmez. Onlar sahurlarda, iftarlarda kandiller yansın, teravihlerde kubbeler Allah kelamı ile inlesin diye canlarını feda ettiler. Onlar Sultan Ahmet’te, Hacı Bayram’da, Süleymaniye’de, Diyarbakır Ulu Cami’de bayram sabahları eksik olmasın diye şehit oldular. Şehitlerimiz bizim istiklalimizin, bu topraklardaki şanlı tarihimizin ölümsüz sembolleridir. Bizim tarihimiz şehit ve gazilerimizin kahramanlıklarının tarihidir. Malazgirt’i Battal Gazi’den, İstanbul’un fethini Ulubatlı Hasan’dan ayrı düşünebilir miyiz? Çanakkale Seyit Onbaşı’nın cesareti, Kınalı Hasan Ağa’nın saflığı, Doktor Tarık Nusret’in özverisi olmadan okunabilir, anlaşılabilir mi? Kurtuluş Savaşımızın her bir cephesi şehit ve gazilerimizin hikayeleri ile bezeli değil midir? Bu durum bin yıl önce, yüz yıl önce nasılsa bugün de öyle. Bugün de askerimiz, polisimiz, köy korucumuz tam bir seferberlik ruhu ile Doğu ve Güneydoğu bölgemizde terör örgütüne ve örgütün ipini elinde tutan şer odaklarına karşı büyük bir kahramanlık destanı yazıyor. Sizin evlatlarınız eşleriniz, yakınlarınız Türkiye’nin yeni istiklal mücadelesini adım adım zafere taşıyor. Onlar bizi, vatanımızı parçalamak isteyenlere karşı birlik ve beraberliğimizi kanları ile tescil ediyor. Rabbim hepsinden razı olsun" dedi.
" O GÜN İSTANBUL’U İŞGAL ETME RÜYASI İÇİNDE 450 YILLIK ARAYA SON VERMENİN ÖZLEMİ İLE GELENLER, BUGÜN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ AYNI HEDEF İÇİN MAŞA OLARAK KULLANIYOR"
20 Temmuz’dan bu yana bazı ilçe ve mahallelerde açılan çukurlar ve bombalı barikatlarla başlayan saldırılar karşısında verilen mücadelenin sıradan bir terörle mücadele operasyonu olmadığının altını çizen Erdoğan, "Son örneğini bugün İstanbul’da yaşadığımız bombalı saldırılar karşısında gösterdiğimiz metanet teslimiyetin değil, kararlılığın ifadesidir. Hastanede yaralılarımızı ziyaret ettim, bu ziyaret esnasında kendileri ile yaptığım görüşmede onların metanetini gördüm. Çünkü bu mücadele milletimiz ve devletimiz için bir beka mücadelesidir. Varlık-yokluk mücadelesidir. Yüz yıl önce binlerce kilometre ötelerden farklı milletlerin askerlerini Çanakkale önlerine getiren saik neyse, bugünde dünyanın dört bir köşesinden teröristleri örgütün saflarında buluşturan neden aynıdır. O gün İstanbul’u işgal etmenin rüyası içinde 450 yıllık araya son vermenin özlemi ile gelenler, bugün de terör örgütünü aynı hedef için maşa olarak kullanıyor. Haçlı Seferlerinin, Moğol istilasının, Sevr’in yarım bıraktığı işi bu kez terör örgütü üzerinden tamamlamak istiyorlar. Tüm ideolojik farklılıkları bırakarak kanlı-bıçaklı terör örgütlerini aynı çatı altında birleştiren sebep budur. Dikkat ederseniz son dönemde terör örgütü özellikle Kurşunlu Camisinde olduğu gibi ibadethaneleri, tarihi eserleri, kütüphaneleri, hastaneleri ve okulları hedef alıyor. Bu saldırılarda bölgede din, medeniyet ve tarih namına ne varsa kökünü kazımayı amaçlıyorlar. Okulları yakmanın, camilere saldırmanın, kültür mirasını yok etmenin hak ve özgürlükle bir ilgisi olabilir mi? Kur’an-ı Kerim musafına bomba tuzaklamak bir insanın, en ufak bir iman kırıntısı olan Müslüman’ın yapabileceği bir şey midir? Biz bu son süreçte terör örgütünün bu eylemlerin kat kat fazlasını yaptığını görüyoruz. Buna karşın günümüzün Fatihleri, Ulubatlı Hasanları, Battal Gazileri ve Gazi Mustafa Kemalleri vakar ve tevazu içinde şer odaklarına karşı kahramanca mücadele veriyor. Teröristlerin alçakça, kalleşçe saldırıları karşısında hukuktan, demokrasiden ve değerlerinden hiç bir taviz vermeden görevlerini başarı ile icra ediyorlar" diye konuştu.
"ANADOLUYU BİZE VATAN KILAN RUH İŞTE BUDUR"
Nusaybin’de şehit olan Yüzbaşı Halil Özdemir’in kahramanlık hikayesini duygu dolu sözlerle paylaşan Erdoğan, "Geride gözü yaşlı anneler, babalar, eşler ve çocuklar bırakarak vatan toprakları ile kucaklaşan şehitlerimizin her birinin ayrı bir kahramanlık hikayesi var. Tüm gençlerimize örnek olması için bir tanesini paylaşmak istiyorum, Yüzbaşı Halil Özdemir, 27 Mart’ta Nusaybin’de şehit olmadan bir kaç gün önce teröristlerle çıkan çatışmada ayağından yaralanır. Tedavisinin ardından doktor kendisine istirahat raporu verir. Yüzbaşı Özdemir raporu kabul etmeyerek doktora ’biraz evvel kardeşlerimi şehit verdim, istirahat bana haramdır, lütfen raporumu iptal edin’ diye rica eder. Doktorun ’bu halde sizi raporsuz gönderemem’ sözü üzerine hastaneden ayrılan yüzbaşımız durumunu soran komutanlarına ’çok iyiyim, küçük bir demir parçasıydı, hemen çıkarttılar, pansuman yaptılar’ diyerek cevap verir. Ertesi sabah pansumanlı ayağına bir numara büyük bot giyip bölüğünün başına geçer. Üç gün boyunca ayağının acısından gözleri yaşararak mücadele eder. Sonunda şehadet şerbetini içer. Anadolu’yu bize vatan kılan ruh işte budur. 2 gün önce Genelkurmay Başkanı ile bir aradaydık. Gazetelerde bir resim çıkmıştı, Binbaşı Necmettin. Binbaşı Necmettin üşüyen yavruyu kendi avuçlarından, o ruhundan gelen sıcak buhar ile ısıtmaya çalışıyordu. Ondan bir müddet sonra gözlerinden yaralandı. GATA’ya getirdiler. GATA’da kendisi ile komutanımız bir görüşme yaptı. Kendisine ’hadi kırsala’ deyince ’emriniz olur komutanım’ dedi. Bana bunu anlatınca ’telefon var mı komutanım’ dedim, ’hemen bağlayalım’ dedi. Bende telefonla kendisini aradım, yarın da inşallah ziyaretine gideceğim. Muhabbetimizi yaptık, ’şuanda komutanım yanımda, seni kırsalda bekliyor’ dedim, ’emri olur’ dedi. İşte şehadete iman, şehadete koşmak budur. Çanakkale’de yedi düvele karşı koyan inanç işte budur. Tüm yokluğa sıkıntılara rağmen Kurtuluş Savaşımızı zaferle taçlandıran sarsılmaz irade işte budur. 20 Temmuz’dan bu yana verdiğimiz şehidimizin hayatı bunun gibi onlarca kahramanlık örnekleri ile dolu. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Eğer toprakların uğrunda ölen yoksa o sadece, hani arsadan önce arazi, tarla vardır ya, ona benzer. Ama eğer ölen varsa o arsaya dönüşür. Yani imarlıdır, şehitle imarlıdır. Akif diyor ya ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Bizim bu topraklarımız sıktığın zaman şüheda fışkırır. Bu milleti yüzyıllardır ayakta tutan inanç, aşk ve ruh diri olduğu müddetçe evelallah kimse bu vatanı parçalayamayacak. Nasıl yüz yıl önce geldikleri gibi gittilerse, bugünde terör örgütünü üzerimize salanlar, onu bir koç başı gibi kullanalar bir kez daha hezimete uğrayacaklardır. Nitekim uğruyorlar. Örgüt son 1 yılda tarihinin en büyük bozgununu yaşadı. Kazdıkları çukurlar, hendekler kendilerine mezar oldu. Milleti bölmek için yerleştirdikleri bombalı düzenekler ellerinde patladı. Güvenlik kuvvetlerimizin yaptığı operasyonlar neticesinde 20 Temmuz’dan bu yana 7 bin 600 terörist yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirildi. Saklandıkları inlerin, sığınakların, barınma alanlarının büyük bir kısmı yok edildi, ediliyor. İnşallah operasyonlarımızı kararlılıkla devam ettireceğiz. Terörün kökünü kurutuncaya, terör sorununu bu ülkenin gündeminden kaldırıncaya dek mücadelemizi sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
Şehit yakınları ve gaziler için bin çok düzenlemenin hayata geçirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Şehit yakını ve gazilerimizin 45 ana başlık altında toplanmış hakları bulunuyor. Sizler zaten bizim bu meseledeki hassasiyetimizi, çabalarımızı çok yakından biliyorsunuz. Şehit yakınları ve gazilerimizden gelen talepler üzerine 2012 ve 2013 yıllarında iki ayrı kanuni düzenleme yaptık. Bu düzenlemelerle şehit yakınlarına tanınan istihdam hakkı 2’ye çıkartıldı. Terörle Mücadele Kanunundaki tazminat ve aylık hakkının kapsamını genişlettik. Ağır maluliyeti olan gazilerimize sağlanan bakım desteğini, köy korucuları ve sivilleri de kapsayacak şekilde yaptık. Şehit yakınları ve gazilerimizden sosyal yardımlardan yararlanabilmeleri için aranan sosyal güvence şartını kaldırdık. Çalışan malul gazilerin maluliyet aylıklarının ve emekli aylıklarının kesilmemesini sağladık. İnşallah bu konuda her zaman sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Fakat hepimizin şu hakikati çok iyi idrak etmesi gerekiyor, dinimizde bir insanın peygamberlikten sonra ulaşabileceği en büyük mertebe şehadettir. Şehitler Rabbimizin misafirleridir. Şüphesiz hepimiz bir gün taşıdığımız bu can emanetini gerçek sahibine iade ederek ebedi aleme irtihal edeceğiz. Bu süreçte bize düşen bu hayat yolculuğunu Hakkın rızasına uygun bir şekilde tamamlamak, son nefesimizi imanla verebilmektir. Rabbim hepimize şehitlerimiz gibi dünya imtihanını hakkı ile vermeyi nasip eylesin" açıklamasında bulundu.
(İHA)
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde şehit aileleri ve gazilerle birlikte iftar yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye üzerinde emelleri bulunanların nasıl yüz yıl önce geldikleri gittilerse bu günde terör örgütünü ve teröristleri Türkiye’nin üzerine salanların bir kez daha hezimete uğrayacaklarını ifade ederek, "Örgüt son 1 yılda tarihinin en büyük bozgununu yaşadı. Kazdıkları çukurlar, hendekler kendilerine mezar oldu. Milleti bölmek için yerleştirdikleri bombalı düzenekler ellerinde patladı. Güvenlik kuvvetlerimizin yaptığı operasyonlar neticesinde 20 Temmuz’dan bu yana 7 bin 600 terörist yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirildi" dedi.
"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BÜYÜK BİR KAHRAMANLIK DESTANI YAZIYOR"
Ramazan ayının ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Ramazan ayının 6 yıldır tüm dünyanın gözü önünde katledilen Suriyelilere, Mısırlı, Iraklı, Yemenli, Filistinli ve Afrikalılara rahmet ve bereket getirmesini diledi. Erdoğan, "Bir kez daha milleti, bayrağı, vatanı ve devleti için canlarını feda eden, bir gül bahçesine girercesine kara toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Vatanımızı, istiklalimizi, birlik ve beraberliğimizi canları pahasına savunan, bu kutlu mücadele sırasında yaralanan, sakatlanan tüm gazilerimize milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine ve yakınlarına sabır niyaz ediyorum. Şehit ve gazilerimizin bizim için, ülkemiz için yaptıkları fedakarlığın, ödedikleri bedelin büyüklüğünü ifade etmeye kelimeler yetmez. Onlar sahurlarda, iftarlarda kandiller yansın, teravihlerde kubbeler Allah kelamı ile inlesin diye canlarını feda ettiler. Onlar Sultan Ahmet’te, Hacı Bayram’da, Süleymaniye’de, Diyarbakır Ulu Cami’de bayram sabahları eksik olmasın diye şehit oldular. Şehitlerimiz bizim istiklalimizin, bu topraklardaki şanlı tarihimizin ölümsüz sembolleridir. Bizim tarihimiz şehit ve gazilerimizin kahramanlıklarının tarihidir. Malazgirt’i Battal Gazi’den, İstanbul’un fethini Ulubatlı Hasan’dan ayrı düşünebilir miyiz? Çanakkale Seyit Onbaşı’nın cesareti, Kınalı Hasan Ağa’nın saflığı, Doktor Tarık Nusret’in özverisi olmadan okunabilir, anlaşılabilir mi? Kurtuluş Savaşımızın her bir cephesi şehit ve gazilerimizin hikayeleri ile bezeli değil midir? Bu durum bin yıl önce, yüz yıl önce nasılsa bugün de öyle. Bugün de askerimiz, polisimiz, köy korucumuz tam bir seferberlik ruhu ile Doğu ve Güneydoğu bölgemizde terör örgütüne ve örgütün ipini elinde tutan şer odaklarına karşı büyük bir kahramanlık destanı yazıyor. Sizin evlatlarınız eşleriniz, yakınlarınız Türkiye’nin yeni istiklal mücadelesini adım adım zafere taşıyor. Onlar bizi, vatanımızı parçalamak isteyenlere karşı birlik ve beraberliğimizi kanları ile tescil ediyor. Rabbim hepsinden razı olsun" dedi.
" O GÜN İSTANBUL’U İŞGAL ETME RÜYASI İÇİNDE 450 YILLIK ARAYA SON VERMENİN ÖZLEMİ İLE GELENLER, BUGÜN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ AYNI HEDEF İÇİN MAŞA OLARAK KULLANIYOR"
20 Temmuz’dan bu yana bazı ilçe ve mahallelerde açılan çukurlar ve bombalı barikatlarla başlayan saldırılar karşısında verilen mücadelenin sıradan bir terörle mücadele operasyonu olmadığının altını çizen Erdoğan, "Son örneğini bugün İstanbul’da yaşadığımız bombalı saldırılar karşısında gösterdiğimiz metanet teslimiyetin değil, kararlılığın ifadesidir. Hastanede yaralılarımızı ziyaret ettim, bu ziyaret esnasında kendileri ile yaptığım görüşmede onların metanetini gördüm. Çünkü bu mücadele milletimiz ve devletimiz için bir beka mücadelesidir. Varlık-yokluk mücadelesidir. Yüz yıl önce binlerce kilometre ötelerden farklı milletlerin askerlerini Çanakkale önlerine getiren saik neyse, bugünde dünyanın dört bir köşesinden teröristleri örgütün saflarında buluşturan neden aynıdır. O gün İstanbul’u işgal etmenin rüyası içinde 450 yıllık araya son vermenin özlemi ile gelenler, bugün de terör örgütünü aynı hedef için maşa olarak kullanıyor. Haçlı Seferlerinin, Moğol istilasının, Sevr’in yarım bıraktığı işi bu kez terör örgütü üzerinden tamamlamak istiyorlar. Tüm ideolojik farklılıkları bırakarak kanlı-bıçaklı terör örgütlerini aynı çatı altında birleştiren sebep budur. Dikkat ederseniz son dönemde terör örgütü özellikle Kurşunlu Camisinde olduğu gibi ibadethaneleri, tarihi eserleri, kütüphaneleri, hastaneleri ve okulları hedef alıyor. Bu saldırılarda bölgede din, medeniyet ve tarih namına ne varsa kökünü kazımayı amaçlıyorlar. Okulları yakmanın, camilere saldırmanın, kültür mirasını yok etmenin hak ve özgürlükle bir ilgisi olabilir mi? Kur’an-ı Kerim musafına bomba tuzaklamak bir insanın, en ufak bir iman kırıntısı olan Müslüman’ın yapabileceği bir şey midir? Biz bu son süreçte terör örgütünün bu eylemlerin kat kat fazlasını yaptığını görüyoruz. Buna karşın günümüzün Fatihleri, Ulubatlı Hasanları, Battal Gazileri ve Gazi Mustafa Kemalleri vakar ve tevazu içinde şer odaklarına karşı kahramanca mücadele veriyor. Teröristlerin alçakça, kalleşçe saldırıları karşısında hukuktan, demokrasiden ve değerlerinden hiç bir taviz vermeden görevlerini başarı ile icra ediyorlar" diye konuştu.
"ANADOLUYU BİZE VATAN KILAN RUH İŞTE BUDUR"
Nusaybin’de şehit olan Yüzbaşı Halil Özdemir’in kahramanlık hikayesini duygu dolu sözlerle paylaşan Erdoğan, "Geride gözü yaşlı anneler, babalar, eşler ve çocuklar bırakarak vatan toprakları ile kucaklaşan şehitlerimizin her birinin ayrı bir kahramanlık hikayesi var. Tüm gençlerimize örnek olması için bir tanesini paylaşmak istiyorum, Yüzbaşı Halil Özdemir, 27 Mart’ta Nusaybin’de şehit olmadan bir kaç gün önce teröristlerle çıkan çatışmada ayağından yaralanır. Tedavisinin ardından doktor kendisine istirahat raporu verir. Yüzbaşı Özdemir raporu kabul etmeyerek doktora ’biraz evvel kardeşlerimi şehit verdim, istirahat bana haramdır, lütfen raporumu iptal edin’ diye rica eder. Doktorun ’bu halde sizi raporsuz gönderemem’ sözü üzerine hastaneden ayrılan yüzbaşımız durumunu soran komutanlarına ’çok iyiyim, küçük bir demir parçasıydı, hemen çıkarttılar, pansuman yaptılar’ diyerek cevap verir. Ertesi sabah pansumanlı ayağına bir numara büyük bot giyip bölüğünün başına geçer. Üç gün boyunca ayağının acısından gözleri yaşararak mücadele eder. Sonunda şehadet şerbetini içer. Anadolu’yu bize vatan kılan ruh işte budur. 2 gün önce Genelkurmay Başkanı ile bir aradaydık. Gazetelerde bir resim çıkmıştı, Binbaşı Necmettin. Binbaşı Necmettin üşüyen yavruyu kendi avuçlarından, o ruhundan gelen sıcak buhar ile ısıtmaya çalışıyordu. Ondan bir müddet sonra gözlerinden yaralandı. GATA’ya getirdiler. GATA’da kendisi ile komutanımız bir görüşme yaptı. Kendisine ’hadi kırsala’ deyince ’emriniz olur komutanım’ dedi. Bana bunu anlatınca ’telefon var mı komutanım’ dedim, ’hemen bağlayalım’ dedi. Bende telefonla kendisini aradım, yarın da inşallah ziyaretine gideceğim. Muhabbetimizi yaptık, ’şuanda komutanım yanımda, seni kırsalda bekliyor’ dedim, ’emri olur’ dedi. İşte şehadete iman, şehadete koşmak budur. Çanakkale’de yedi düvele karşı koyan inanç işte budur. Tüm yokluğa sıkıntılara rağmen Kurtuluş Savaşımızı zaferle taçlandıran sarsılmaz irade işte budur. 20 Temmuz’dan bu yana verdiğimiz şehidimizin hayatı bunun gibi onlarca kahramanlık örnekleri ile dolu. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Eğer toprakların uğrunda ölen yoksa o sadece, hani arsadan önce arazi, tarla vardır ya, ona benzer. Ama eğer ölen varsa o arsaya dönüşür. Yani imarlıdır, şehitle imarlıdır. Akif diyor ya ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Bizim bu topraklarımız sıktığın zaman şüheda fışkırır. Bu milleti yüzyıllardır ayakta tutan inanç, aşk ve ruh diri olduğu müddetçe evelallah kimse bu vatanı parçalayamayacak. Nasıl yüz yıl önce geldikleri gibi gittilerse, bugünde terör örgütünü üzerimize salanlar, onu bir koç başı gibi kullanalar bir kez daha hezimete uğrayacaklardır. Nitekim uğruyorlar. Örgüt son 1 yılda tarihinin en büyük bozgununu yaşadı. Kazdıkları çukurlar, hendekler kendilerine mezar oldu. Milleti bölmek için yerleştirdikleri bombalı düzenekler ellerinde patladı. Güvenlik kuvvetlerimizin yaptığı operasyonlar neticesinde 20 Temmuz’dan bu yana 7 bin 600 terörist yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirildi. Saklandıkları inlerin, sığınakların, barınma alanlarının büyük bir kısmı yok edildi, ediliyor. İnşallah operasyonlarımızı kararlılıkla devam ettireceğiz. Terörün kökünü kurutuncaya, terör sorununu bu ülkenin gündeminden kaldırıncaya dek mücadelemizi sürdüreceğiz." şeklinde konuştu.
Şehit yakınları ve gaziler için bin çok düzenlemenin hayata geçirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Şehit yakını ve gazilerimizin 45 ana başlık altında toplanmış hakları bulunuyor. Sizler zaten bizim bu meseledeki hassasiyetimizi, çabalarımızı çok yakından biliyorsunuz. Şehit yakınları ve gazilerimizden gelen talepler üzerine 2012 ve 2013 yıllarında iki ayrı kanuni düzenleme yaptık. Bu düzenlemelerle şehit yakınlarına tanınan istihdam hakkı 2’ye çıkartıldı. Terörle Mücadele Kanunundaki tazminat ve aylık hakkının kapsamını genişlettik. Ağır maluliyeti olan gazilerimize sağlanan bakım desteğini, köy korucuları ve sivilleri de kapsayacak şekilde yaptık. Şehit yakınları ve gazilerimizden sosyal yardımlardan yararlanabilmeleri için aranan sosyal güvence şartını kaldırdık. Çalışan malul gazilerin maluliyet aylıklarının ve emekli aylıklarının kesilmemesini sağladık. İnşallah bu konuda her zaman sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Fakat hepimizin şu hakikati çok iyi idrak etmesi gerekiyor, dinimizde bir insanın peygamberlikten sonra ulaşabileceği en büyük mertebe şehadettir. Şehitler Rabbimizin misafirleridir. Şüphesiz hepimiz bir gün taşıdığımız bu can emanetini gerçek sahibine iade ederek ebedi aleme irtihal edeceğiz. Bu süreçte bize düşen bu hayat yolculuğunu Hakkın rızasına uygun bir şekilde tamamlamak, son nefesimizi imanla verebilmektir. Rabbim hepimize şehitlerimiz gibi dünya imtihanını hakkı ile vermeyi nasip eylesin" açıklamasında bulundu.
(İHA)