Aydın Üniversitesi Halit Aydın Yerleşkesi’nde düzenlenen Okul Psikolojik Danışmanlığı Sempozyumu’na Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanından meslek mensupları ve üniversite öğrencileri katılım sağladı. Farklı konu başlıklarının yer aldığı sempozyumda MEB Temel Eğitim Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cem Gençoğlu, MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör gibi önemli isimler konuşmacı olarak yer alırken, moderatörlükleri de, İstanbul Aydın Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik AD Prof. Dr. Ragıp Özyürek ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Genel Başkanı Prof. Dr. Filiz Bilge yaptı. Sempozyumla beraber okul psikolojik danışmanlığı ve rehberlik servislerinin daha kaliteli hizmet verebilmeleri için yapılması gerekenlerden, ortak problemlere ve çözümlere kadar her şey masaya yatırıldı. Bu doğrultuda beraber çalışmaların yürütüleceği ve ortak çalışmalar yapılması için önerilerde bulunuldu.
“SEMPOZYUM ÇALIŞMALARI AYRINTILI BİR ŞEKİLDE DEĞERLENDİRİLECEKTİR”
Sempozyumun temel eğitim seviyesindeki okullardaki rehberlik servisleri için çok etkili olduğunu düşünen MEB Temel Eğitim Genel Müdür Cem Gençoğlu, “Temel eğitim düzeyindeki okullarda rehber öğretmenlerimizden ne gibi beklentiler içerisinde olduğumuzu, okullardaki rehberlik sistemimizin nasıl dizayn edilmesi konusunda beklentilerimizi ifade etmeye çalıştık. Özellikle temel beceriler ve temel etkinlikler konusunda rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin ne gibi katkıları olabileceğini bu anlamda üniversitelerin, uygulamacıların nasıl buluşabileceğini ve buluşma etrafında Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bu sürecin içerisinde nasıl dâhil olabileceğini ortaya koymaya çalıştık. Çünkü uygulamayı ve öğretmenliği istihdam eden bakanlık olarak çok önemli bir pozisyonda bulunuyoruz. Bu buluşmayı önemsiyorum. Sonuçların da hem akademi camiası tarafından hem de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirebileceğini ve uygulamalarını bu doğrultuda oluşturabileceğini düşünüyorum” dedi.
“KARŞILIKLI ORTAK SORUNLAR ORTAYA KONULDU”
“Sempozyumla beraber okullarımızdaki öğretmenlerimizin görev alanlarıyla ilgili ne tür sorunlar yaşadığını birbirimizden birincil ağızdan dinleme fırsatımız oldu ve bu sayede de karşılıklı olarak ortak sorunlarımızı paylaştık” diyen MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör şöyle devam etti, “Aynı zamanda okul danışmanlığı, okullardaki rehberlik hizmetlerinin daha nitelikli hale getirebilmesi için neler yapılmalı diye bu sempozyumla birlikte konuşulup tartışma imkanı bulduk. Yapılan akademik ve bilimsel yaklaşımlar okullarda ve eğitim ortamlarındaki işimizi daha nitelikli yapmamıza ışık tutacak. Biz de bu çalışmalardan en üst düzeyde istifade edeceğiz. Eğitim ortamlarımızın kalitesinin yükseltilmesi için bu çalışmaları reverans haline getireceğiz.”
Sempozyumla birlikte daha bilinçli bir değerlendirme yaptıklarını da vurgulayan Celil Güngör, “Hayatın hızlı aktığı eğitim ortamlarında her şey sürekli eksilir. Dolayısıyla bazı eksiklerinin olması gayet normaldir. Bizim nerelerde eksikliğimiz var nereleri güçlendirmeliyiz, hangi güçlü yanlarımızın yanısıra güçlü yanlarımız var bunu sürekli izlemiş olmamız önemli. Dolayısıyla bu tür sempozyumlarda da meslektaşlarımız, eğitim dünyasıyla ilgili nelerin hızla geliştiğini, nelerin gerisine kaldığımızı, nelerin ilerisine doğru yol aldığımızı objektif bir şekilde tartışırlar. Bu açıdan biz bunu bir eksiklik ya da bir fazlalık olarak değil kendimizi yenilemek olarak görüyoruz” ifadelerinde bulundu.
“RİSK ALTINDAKİ ÇOCUKLARIMIZA DAHA ETKİLİ ÇALIŞMALAR YAPMALIYIZ”
Sempozyumda, Önleyici ve Çözüm Bulucu Yaklaşımlar başlıklı panelin Moderatörlüğünü yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik AD Prof. Dr. Ragıp Özyürek konuyla ilgili olarak, “Sempozyumla birlikte okullarımızdaki psikoloji danışmanlığı ve rehberliğinin kalitesini yükseltmeyi, öğrencilerimize ve öğretmenlerimize daha etkili bir hizmet sunabilmeyi amaçladık. Bunların yanısıra ilerleyen zamanlarda da hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de üniversitelerle böyle bir ortak işbirliğine girmeyi ümit ediyoruz. Çalışmalarımızın neticesi olarak Psikolojik Danışmanlık Anabilim Başkanlıkları toplantılarında okul psikoloji danışmanlığı alanının daha çok gündeme gelmesini ve okullarımızdaki psikolojik danışmanlık ve rehberlik servislerinin daha iyi yerlere gelmesi için dergi ve bültenlerle katkı yapmalarını istiyoruz. Böylece bütün bu çalışmalar okullardaki PDR hizmetlerinin daha nitelikli hale getirilmesini sağlayacaktır. Öncelikle ilkokullarda ve ortaokullarda değerler eğitimi veya yaşam becerilerini geliştirmelerine yönelik rehberlik öğretmenlerinin ya da okul psikolojik danışmanlarının çalışmalar yapması gerekmektedir. Bir de ne yazık ki travmalar ülkesiyiz. Çok ciddi sarsıntılar yaşayan yurttaşlarımız, öğrencilerimiz, şehit yakınlarımız oluyor. Rehberlik öğretmenlerimiz ve okul psikolojik danışmanlarımızın bu doğrultuda da eğitim almaları, gelişmelerini ve bu tip sarsıcı dramatik olaylarda daha hazır olmalarını istiyoruz. Risk altındaki çocuklarımıza daha etkili çalışmalar yapmalarını istiyoruz. Öğrencilerimiz mezun olmadan en azından empati ve ben dilini kullanma gibi temel yaşam becerilerinde bir farkındalık geliştirmelerini umut ediyoruz” diye konuştu.
Okul Psikoloji Danışmanlarının Gelişimi ile ilgili panelin Moderatörlüğünü de Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Genel Başkanı Prof. Dr. Filiz Bilge yaptı. Sempozyum hakkında değerlendirmelerde bulunan Bilge, “Sempozyumun, okul psikoloji danışmanlığı konusunda bakanlık ve uygulama çapında meslektaşlarımızın yaşadığı güçlükleri, gelişimlerinin önünde engel teşkil eden problemleri ve bu bağlamda programlarda iyileştirilmesi için gereken adımlara ilgili çalışmaların destekleyici olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce bir mesleğin gelişmesi için standartların oluşturulması, akreditasyonunun sağlanmasıyla birlikte programlarla uygulama alanının bütünleştirilmesi gerekiyor. Bunun için de programlarının geliştirilmesi ve farklılaştırılması için ancak uygulamacıların bir araya gelmesi lazım. Programların geliştirilmesinde üniversiteler, bakanlık ve meslektaşlarımızın tek mesleki örgütü olan ve akademisyeni ve uygulayıcıyı buluşturan derneğimizin bir arada çalışmalar yapması bekleniyor. Tabi bizden beklenen şu, standartların oluşturulmasından sonra akreditasyon ve yeterlikler, yetkinliklerle ilgili çalışmalarımızın bir düzleme oturtulması, bunun başarılı bir şekilde sonuçlandırılması en büyük temennimiz. Dolayısıyla tek taraflı iyileştirildiği sanıldığı programlar değil her şeyden önce bütün paydaşların işin içine katıldığı, görüşlerinin alındığı, çalıştayların panellerin yapıldığı bir şekilde mesleklerin ele alınması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.
dikGAZETE.com