Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan ve örgütün elebaşı Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılandığı davada, 3 kardeşiyle birlikte tutuklu olan sanık Tarık Koç savunma yaparak, müşteki olan ağabeyi Emin Koç'un kendilerine iftira attığını öne sürdü.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanıklardan Tarık Koç'un savunması alındı.
Dosyada, 6 ferdi yargılanan Babuna ailesinin yanı sıra, Koç ailesinden de 4'ü tutuklu 5 kişi yargılanıyor.
Bugünkü duruşmada savunma yapan sanık Tarık Koç, kardeşleri Ayşe Koç, Necati Koç ve Nilüfer Koç ile birlikte tutuklu olduklarını belirtirken, bir süre örgütte yer alan ve daha sonra ayrılan ağabeyi Mehmet Emin Koç'un kendilerine iftira attığını öne sürdü.
Savunmasında varlıklı bir aileden geldiğini, çocukluk çağlarından beri kardeşleriyle ticari müesseselerinde çalıştıklarını anlatan sanık Tarık Koç, dosyada müşteki olarak yer alan ağabeyi Emin Koç'un, 1989 yılından beri Adnan Oktar'ı tanıdığını, kitaplarını eve getirip, Oktar için dürüst ve dindar biri diye kendilerine telkinde bulunduğunu iddia etti.
Sanık Koç, Adnan Oktar'ın "Çözüm Kur'an Ahlakı" kitabını 17 kez üst üste okuduğunu ve örgüt olmadıklarını savunarak,"Ben Dragos'ta yakalandım. Normalde babam Hikmet Koç ile birlikte yaşıyorum. Sosyal hayatımdan ve ticari hayatımdan geri kalan vakitlerde arkadaşlarımla birlikte Allah'ı andığım Dragos'a giderim. Gece muhabbet güzel oluyor, Kur'an okuyoruz. Böyle gecelerde orada kalıyorum." dedi.
A.B. ve D.Ş.'ye karşı cinsel saldırı ve örgüt üyeliği suçundan yargılandığını kaydeden Koç, zinanın dinen haram olduğunu, haram olan bir fiili yapan kişinin sevap kazanamayacağını belirterek, şunları anlattı:
"Zina Kur'an'da haramdır. Öylesi böylesi olmaz. Domuzun 50 gramı da haramdır, 150 gramı da. Hepsi iftira. Hakkımda ifade veren kişiler sokak çetesi tarafından yönlendirilmiş. Asla kabul etmiyorum. Burada iki öz ablam var. Burada dejenere bir ortam olsa kardeşim burada durur muydu? Benim buraya gelmeme ağabeyim(Emin Koç) vesile oldu. Böyle bir ortam olsa, ağabeyim yengem ece Koç'u buraya getirir miydi? Kardeşlerini buraya getirir miydi? Ağabeyim ifadesinde böyle böyle olaylar var demiş. Madem böyleydi sen 20 sene bunları neden sakladın. Bana samimiyetsiz geliyor. Ağabeyim beni gruba getirdi tanıştırdı, sonra kendisi ayrıldı."
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, sanığa, "Sonra senin içinden 'Ağabeyim beni buraya getirdi, ayrıldı, ben de gideyim' diye bir düşünce geçmedi mi?" diye sordu.
Koç, "Geçmedi. Ben ağabeyimin koyunu muyum? O getirdi geleyim o gitti gideyim. Ağabeyim gittiyse kendi gitti. Gelene sevinmeyiz, gidene üzülmeyiz. Böyle bir ortam olsa ablamların burada olmasına izin verir miydim? Hepimizden DNA alındı, kan testi yapıldı. o gün. Herkes tertemiz. Evlerde iddia edildiği gibi gayri ahlaki şeyler yapılmadı. Öyle olsa baskın yapılan evlerden zincirlenmiş kızlar, zorla alıkonulmuş kızlar bulunmaz mıydı? Gülümseyen yüzler dışında bir şeyle karşılaşılmamıştır." şeklinde yanıt verdi.
Başkan Perk'in, "Babanız şikayet dilekçesinde, '6 çocuğum tutuklandı. Oğullarım yüzünden bu örgüte 7 daire, 3 araba, 2 dükkan kaptırdım. Oğullarım bir avukatla beraber beni kaçırmaya çalıştılar. Zonguldak’ta bu durumu anlayınca kaçtım. Nedeni, kalan mal varlığımı örgüte bağışlamamı istemeleridir. Bununla ilgili davalarımız var. Örgütün polisle bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Bana seks tuzağı da kurmaya çalıştılar. Evime yaşları küçük kızlar yolladılar. Bunları kovdum. Bunları Adnan Oktar yollamış' demiş. Bu konuda ne diyeceksin" sorusuna sanık şöyle yanıt verdi:
"Babamın 4 çocuğu tutuklandı, 6 değil. Babamın demans hastalığı var. İnsan kaç çocuğunun tutuklandığını bilmez mi? Babam benim canımdır. Bize, 'Emin beni kandırdı, imza attırdı' demiştir. Farklı ifadelerinde farklı mallarını kaptırdığını söylüyor. Biz içerdeyiz babamla ilgilenen kimse yok. Ağabeyim, babamı Semin Babuna’nın evinde toplandıkları ortama götürüyor. Orada sürekli babamın aklını karıştırıyorlar. Babamın kısa dönem hafızası kaybolmakta. Dün ne yediğini sorun hatırlamaz. Çocuklarını bile karıştırıyor."
Savunmasına, ağabeyinin ifadesinin yalan olduğunu öne sürerek devam eden sanık Koç, "Babadan bize mal varlığı kaldığı doğru. Emin (Koç) geçmişte çok içindeydi. Sonra değişik bir insan oldu. Biz cemaat değiliz, Adnan Bey kimseyi de kovmaz. Güya Adnan Bey bana ağabeyim için demiş ki, 'Sen bunu öldürürsün, öldüreceksin'. Bana kimse emir vermedi, kimseden talimat almadım, aklımı da liraya vermedim. Kimseyi ölümle de tehdit etmedim. Süper mantıksız anlatımları var. Külliyen yalan. Adnan Oktar’ı zor durumda bırakmak için söylenmiştir." şeklinde konuştu.
"Boğaz'a karşı yemek yemek hoşuma gidiyor"Sanık Adnan Oktar'ın kaldığı evde sırayla nöbet tuttuğu iddialarını da kabul etmediğini ileri süren Koç, "Nöbet deniyor. Biz Müslümanız. Benim orada ablam var, arkadaşlarım var. Oradayken örnek veriyorum, manyağın birisi gelse kadınlar mı mücadele edecek. Ben orada polisi arayacağım. Oraya gittiğimde bilgisayarımı yanıma alıyorum, maillerime cevap veriyorum. Boğaz'a karşı yemek yemek hoşuma gidiyor. Tokat kebabı yiyoruz çok güzel. Askeri bir mıntıka var, rap rap turluyoruz falan yok. Mümin müminin velisidir. Bu bir sistematik değil. Kur'an bana böyle emrettiği için böyle yapıyorum." dedi.
Mahkeme Başkanının, Oktar'ın kaldığı evde ele geçen telsizleri sorması üzerine Koç, hiç telsiz kullanmadığını söyleyerek, "Asla örgüt değiliz. Emin Koç profesyonel bir dolandırıcıdır. Attığı yalanlarla adliyeyi, emniyet makamlarını da kandırdı. Gömülü paralar var dedi, seks kasetleri var dedi, hiç bir şey çıkmadı.Emin Koç, 2016’da arkadaş grubumuzdan ayrıldı. Ayrıldıktan sonra da aynı evde yaşadık. Emin' in FETÖ konusunda inanılmaz bir alt yapısı var. Emin potansiyel bir dolandırıcı, iftiracıdır." ifadelerini kullandı.
Savunmasını tamamlayan sanık Koç, çapraz sorgusunda bir müşteki avukatının, "Ağabeyinizin grubunuzdan gerçek ayrılık sebebi nedir?" sorusuna, "Maddi husumet" olarak cevap verdi.
Koç, bir başka müşteki avukatının, A9 kanalındaki yayınlara neden dekolteli kadınların çıkarıldığının sorması üzerine "Benim orada dekolteyle çıkan ablam da var. Ben ablamı sonuna kadar destekliyorum. Biz dekoltenin meraklısı değiliz. Ablam yayın dışında açık giyinmez. Oradaki amaç, 'Başın açıksa, dekoltesiysen dinsizsin' anlayışının yerine, sahil kesimindeki insanlarla dindarlığı birleştirmektir." yanıtını verdi.
Duruşmaya, diğer sanıkların savunmasının alınmasıyla devam ediliyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com