Gündem

Oğuz Güven'e hapis cezası talebi

Cumhuriyet Gazetesi İnternet Sitesi Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'in, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "terör örgütünün yayınlarını ve açıklamalarını yayınlamak" suçlarından 12 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Oğuz Güven'e hapis cezası talebi
17-10-2017 14:52

İSTANBUL

Cumhuriyet Gazetesi İnternet Sitesi Yayın Yönetmeni Oğuz Güven'in, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper'in trafik kazasında ölümünün ardından yazılan bazı haberlerle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele edenleri itibarsızlaştırdığı iddiasıyla yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, Güven'in 12 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Güven ve avukatı katıldı.

Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Orhan Uzun, Güven'in terör örgütleri FETÖ veya PKK mensubu ve üyesi olmasının zorunlu olmadığını belirterek, bu nedenle sanık hakkında gerek FETÖ gerekse PKK örgüt üyeliği hakkında bir suçlama yapılmadığına vurgu yaptı.

Bir davranışın "propaganda" olarak kabul edilmesi için terör örgütleriyle ilgili öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla yapılması gerektiğine dikkati çeken savcı Uzun, mütalaasında, örgüt propagandasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararları ile Yargıtay'ın içtihatlarına yer verdi.

"Düşünce özgürlüğünün sınırları aşıldı"

Mütalaada, sanık Güven'in eylemiyle ilgili şu değerlendirme yapıldı:

"Meydana gelen trafik kazasında şehit olan Başsavcı Alper'in FETÖ ile mücadele konusunda sembol isimlerden olması dolayısıyla yürüttüğü soruşturmalar, düzenlediği iddianameler ve görevi gereği verdiği kararların neticesi olarak kendisini kamyonun biçtiğini, bu şekilde görevi dahilinde yaptıklarının ölümünün sebebi olduğu ifade edilmiştir. Örgütle mücadelede görev yapan kamu görevlilerin uğrayacakları akibete dikkat çekilmiştir. Kamuoyunda FETÖ'ye yönelik mücadelenin hassasiyetini ortadan kaldırmak için yapılan soruşturmaların neticesiz kalacağı, örgütün meşru amaçlar uğrunda mücadele ettiği algısı oluşturulmuş, düşünce, açıklama özgürlüğünün sınırları aşılarak atılı örgüt propagandası suçu işlenmiştir."

Bunun haricinde sanığın sosyal medya hesapları incelendiğinde, "Kandil'den sert tepki silah bırakma beklentisi boş", "Kandil'de KCK eşbaşkanları konuştu: Öcalan serbest kalmadan silahlar bırakılmaz" ve "Ya Apo Kandil'e, ya biz İmralı'ya... Ahmet Şık'ın Kandil röportajı" paylaşımlarında bulunduğuna vurgu yapılan mütalaada, bu paylaşımlar nedeniyle sanık hakkında "terör örgütüne ait bildiri ve açıklamaları basıp yayımlamak" suçundan kamu davası açıldığı anlatıldı.

Mütalaada, gazetenin internet sitesinde yayınlanan örgüt açıklamalarının, terör örgütlerinin cebir, şiddet içeren, yöntemleri meşru gösteren, teşvik eder içerikli olması gerektiği, bu anlamda sanığın "Ya Apo Kandil'e, ya biz İmralı'ya... Ahmet Şık'ın Kandil röportajı" şeklindeki paylaşımın cebir ve şiddet içermediğinden düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

"Cebir ve şiddet içeren paylaşımlar"

Mütalaada, sanığın "Kandil'den sert tepki, silah bırakma beklentisi boş", "Kandil'de KCK eşbaşkanları konuştu: Öcalan serbest kalmadan silahlar bırakılmaz" şeklindeki paylaşımlarının düşünce açıklaması ve basın özgürlüğünü aşan bir durum olduğu ifade edilerek, bu paylaşımların ise cebir ve şiddet içerdiği kaydedildi.

Muhabir: Mustafa Hatipoğlu,Muhammed Enes Can,Hüseyin Kulaoğlu

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER