Ekonomi

Öğrencinin Cüzdanına Para Işınlayan Fikirler

Öğrencisiniz. Sabah uyandınız, şöyle güzel bir kahvaltı yapayım diyerek ellerinizi ovuşturuyorsunuz. Fakat dudaklarınızdaki keyifli kıpırtı, siz mutfağa doğru yönelip buzdolabının kapısını açıncaya kadar sürüyor.

Öğrencinin Cüzdanına Para Işınlayan Fikirler
09-01-2017 20:22

Buzdolabında üç-dört kurumuş zeytinin yanında sararmış beyaz peynir, naylona sarılı iki dilim ekmek ve dibinde suyu kalmış yoğurt duruyor. Uzay filmlerindeki kırmızı alarm ve gemiyi terk edin sesleri kulaklarınızda çınlıyor. Keyfi boşverin o an acınızdan ölmeniz bile söz konusu artık. Midenizden gelen sesler normal açlık seviyelerini alaşağı etmiş ve en ileri evreye ulaşmış durumda. Markete gitmek için üzerinizi giyinmeye gitmeden önce pencereden dışarı bakıyorsunuz. Dışarıda fırtına, kar, kıyamet…

Öğrenciyi kurtarmak Er Ryan’ı kurtarmaktan zor

Kapının önüne gelip şu ayakkabıyı giysek yolda içine ne kadar su dolar, çoraplar ne kadar ıslanır, ayak ne kadar üşür, kangren ne zaman olunur diye düşünürken, odanın diğer ucundaki bilgisayar çarpıyor gözünüze. Tabi ya! İnternet üzerinden sipariş vermek varken neden dışarı çıkıp üşüyesiniz ki?

Hemen bilgisayarınızı açıp, bir yemek sitesi buluyorsunuz. Mis gibi bir kahvaltı tabağını ekranın ortasına “tıkla gel beni al” diye yalvaran bir resimle koymuşlar. Fakat fiyatının 20 TL olduğunu görünce hevesiniz kırılıyor. Cebinizde 15 TL var çünkü. Tam siteyi kapatacakken, sipariş onay butonunun yanındaki yazı gözünüze çarpıyor:

İndirim Kodunuzu Buraya Giriniz

Spielberg’in “Er Ryan’ı Kurtarmak” adlı filmi şerit halinde gözünüzün önünden geçiyor. Şimdi kimlerle çarpışsak ve ne savaşlar versek de, o indirim kodu mu ne ise onu bulsak?

İnternetten indirim kodu bulmak

İnternette bir şey bulmak için 2 yol var: Ya arama motorundan o şeyin ismini yazıyorsunuz; ya da o şeyin ismini yazıp başına “www” sonuna “nokta com” koyarak düğmeye basıyorsunuz. Yani, çare www.indirimkodu.com olabilir mi? Evet. Oldu bile!

İndirim kodu sitesi önünüzde Ali Baba’nın mağarası gibi açılıyor ve kodunuzu alıp, kahvaltıyı sipariş vereceğiniz sayfaya dönüp o hala şehvetle bakan kahvaltı resminin altındaki kutucuğa yapıştırıyorsunuz. O an gördüğünüz şey tam olarak şu:

- Sepet Tutarı: 20 TL (20TL’nin üstü çizili)
- Güncel Sepet Tutarı: 15 TL

Yaşasın kod çalıştı, fiyatla cepteki para örtüştü.

Türkiye’de Kaç Öğrenci Var?

Milli Eğitim bakanlığının 2016 verilerine göre Türkiye’de özel ve resmi okullar dahil toplam 61.201 okul var. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı ise anaokul (1.209.106) ilkokul (5.360.703) ortaokul (4.873.431) lise (4.271.508) olmak üzere toplam 15.714.748 öğrenci şeklinde. Üniversiteler bu rakama dahil değil, çünkü onlara MEB değil YÖK bakıyor. Yükseköğretim Kurulu’nun 2016 istatistiklerine göre ise, üniversitelerdeki ön lisans (2.285.406), lisans (3.900.601), yüksek lisans (417.084) ve doktora (86.094) bölümlerinde okuyan öğrenci sayısı 6.689.185. Yani ülkemizdeki öğrenci sayısı 2016 verileriyle toplam 22.403.933 ve bu da nüfusun yaklaşık dörtte birinden fazlası şu an öğrenci demek.

Peki kaç öğrenci paranın değerini biliyor?

Öğrenci psikolojisi olarak bir önceki paragrafta yazan istatistiki bilgileri okumayıp atladıysanız iyi yaptınız: Yukarıdaki koca paragrafın özeti şu: Ülkede 20 küsur milyon öğrenci var ve herkes sizinle aynı durumda.

Neyse, yemeğiniz geliyor, bir güzel karnınızı doyurduktan sonra ise 5 TL size kalıyor. Bu harika bir olay; resmen cüzdanınıza para ışınlandı. Şimdi ister o parayla birisine bir iyilik yapın, ister millete caka satın, ister kantinde puronuzu o parayla yakın (yok bu sonuncusu iyi fikir olmadı; kanunen para yakmak yasak, siyaseten yanlış, ekonomik olarak da aptalca; hatta sigara ve puro da sağlığa zararlı). Ama biraz ciddi düşününce aslında şu işi 5 TL ile sınırlandırmamak gerekiyor. Çünkü birçok alanda bu şekilde indirim kazanılabilir günlük yaşantımızda. Yemek siparişinde, otel rezervasyonunda, bilgisayar alırken, otobüs biletimizi öderken… Hatta o 5 TL bu sebepten ötürü bazen 50 TL, bazen ise 500 TL indirime bile dönüşebilir. Asgari ücretin bu kadar düşük olduğu bir ülkede, çoğu zaman 2 haftalık emeğin karşılığı bu para. Peki kaç kişi biliyor indirim kuponu, kupon kodu, hediye çeki, promosyon şifresi gibi hayatı ucuzlatan dijital zımbırtıların varlığını? Bilse de kaç kişi kullanıyor? Daha doğrusu tam alışverişi bitirme telaşındayken kaç kişinin aklına o fiyatın bir bölümünü kod yazarak ödemek geliyor?

Dijital bir kod iki haftalık emek demek

Dolayısıyla biraz saksıyı çalıştırırsak bu dijital kodlar sayesinde oturduğumuz yerden para kazanmak mümkün oluyor. “Oturduğumuz yerden” bölümü doğru, ama önce “kafayı işletmek” sonra da “emek verip o kodu bulmak” maharet. (Bakınız yukarıda bu işin nasıl yapılacağının anlatımı.)

Emek demişken, e-ticaret siteleri indirim kodlarını sadece sattıkları malın fiyatını ucuzlatmak için kullandırmıyorlar. Bazı mağazalar "ücretsiz kargo" veya “bir alana bir bedava” veya “şunu alana bu hediye” gibi özellikler için de kod kullandırtıyorlar. Düşünün; Amerika'dan ağır bir ürün siparişi verdiniz. Ürün fiyatı 30 Dolar, kargo ücreti 120 Dolar. Bir indirim kodu yakalarsanız kargonuzu bedavaya getirip (hem de Dolar tavan yapmışken) tam 120 Dolar tasarruf edebilirsiniz ki o parayla bir hafta krallar gibi yaşanır.

İlandır.

Kaynak: IHA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER