"2015 yılı Türkiye Bilimler Akademisi Ödülleri", Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen "2015 yılı Türkiye Bilimler Akademisi Ödülleri" törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcıları Tuğrul Türkeş, Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, milletvekilleri, akademisyenler, ödüle layık görülen isimlerin eşleri, yakınları ile diğer davetliler katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA tarafından verilen akademi ödüllerinin tevdi edileceği üç bilim insanı ile Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödül Programı (GEBİP) alanında ödül verilecek 38 bilim insanı ile Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödül Programı (TEÇEP) alanında ödül alacak 19 bilim insanını tebrik ederek, "Gayretleriyle emekleriyle birikimleriyle eserleriyle bilim dünyasına, ülkemize ve tüm insanlığa katkılar sağlayan hocalarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TÜBA Başkanı ve üyelerini, ülkemizde her alanda bilimin gelişimine verdikleri destek ve sağladıkları teşvikten ötürü kutluyorum" dedi.
"MARİFET İLTİFATA TABİDİR"
"Atalarımız, ’Marifet iltifata tabidir’ demiş. TÜBA ödül törenini, bilim insanlarımızın emeklerini takdir etmeye yönelik bir iltifat olarak görüyorum" diye konuşan Erdoğan, bu anlayışla TÜBA Ödül Töreni’ni Cumhurbaşkanlığı olarak himaye ettiklerini söyledi.
Başbakanlığım döneminden beri bilim, teknoloji ve bunun yanında araştırma, geliştirme, yenilikçilik çerçevesinde yürütülen tüm çalışmaları yakından takip ettiğini ve desteklediğini belirten Erdoğan, yılda 2 defa toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun tüm toplantılarına Başbakanlığı döneminde başkanlık ettiğini hatırlattı. Bu kurulda karara bağlanan pek çok projeyi bizzat himaye altına aldığını dile getiren Erdoğan, özellikle savunma sanayii projelerinin hızlı, etkin ve verimli bir şekilde hayata geçirilmesi için her türlü çabayı gösterdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamd olsun bilim insanlarımız, ilgili kamu kurumlarımız, özel sektör firmalarımızı yüzümü kara çıkarmadı. Aynı şekilde fen ve mühendislik bilimlerinde, sağlık bilimlerinde, sosyal bilimlerde yürütülen çok sayıda projenin, çok sayıda çalışmanın, çok sayıda bilim insanının da teşvikçisi, destekçisi olduk" dedi.
PROF. DR. MEHMET GENÇ’E 2 HAFTADA 2 ÖDÜL
2 hafta önce yine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde TÜBİTAK Ödülleri Töreni’nde bilim insanlarıyla bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Bugün sosyal ve beşeri bilimler alanında kendisine akademi ödülünü tevdi edeceğimiz Mehmet Genç Hocamızla, geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri vesilesiyle bir aradaydık. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Mehmet Genç Hocamızla birlikte fen ve mühendislik bilimleri alanında Avusturya Bilimler Akademisi tarafından aday gösterilen Niyazi Serdar Sarıçiftçi Hocamızı ve sağlık, yaşam bilimleri alanından Pakistan Bilimler Akademisi tarafından aday gösterilen Sayın Zulfiqar Ahmad Bhutta’yı huzurlarınızda kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Bundan sonra da her vesileyle bilime ve bilim insanlarına yönelik desteği ve teşviki artırarak devam ettireceklerini vurgulayan Erdoğan, "Her fırsatta ifade ettiğim gibi artık günümüzdeki öğretmen-öğrenci ilişkisinin yüzeyselliğinden kurtulmak durumundayız. Muallim-talebe kavramlarının ifade ettiği kadim ve derin eğitim-öğretim muktesebatımızı yeniden canlandırmamız gerektiğine inanıyorum. Yeni Türkiye’yi bilimin, ilmin, araştırmanın, geliştirmenin, inovasyonun aydınlığında inşa edeceğiz. İnşallah bilim insanlarımızın desteğiyle bu konuda kısa sürede önemli bir mesafe kat edeceğimizi ümit ediyorum. Doğrusu ben tüm bilim insanlarımıza inanıyorum, güveniyorum" dedi.
"YİTİK KAYBEDİLDİĞİ YERDE ARANIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihi ve medeniyetinde ilmin ve ilim erbabının çok müstesna bir yeri ve değeri olduğuna işaret ederek, "Hele hele talebenin muallimine yazdığı mektupları okuduğunuz zaman bunun hassasiyetini orada görürsünüz. O ifadelerdeki edep, o ifadelerdeki hocasına, muallimine karşı seçtiği kelimeler çok çok anlamlıdır. Dünyanın bilinen en eski üniversitesi bu topraklardadır. Bugün mühendislikte, sağlıkta, sosyal bilimlerde, Batı biliminin temel referansları olan isimlerin çoğu bizim coğrafyamızın, bizim medeniyetimizin mensuplarıdır. Bu bakımdan TÜBA, Türk-İslam Bilim, Kültür Mirası Projesi’ni, bilim, kültür ve sanat tarihimizin önemli eserlerini yeni nesillerle buluşturacak olması bakımından önemli gördüğümü özellikle belirtmek istiyorum. ’Yitik kaybedildiği yerde aranır’ diye bizim güzel bir sözümüz vardır. Biz bilimdeki, kültürdeki, sanattaki liderliğimizi son olarak bu coğrafyada kaybetmiştik. İnşallah yine burada ayağa kaldıracağız" şeklinde konuştu.
"İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR"
"İnanmak başarmanın yarısıdır" atasözünü hatırlatan Erdoğan, "Biz önce kendimize güveneceğiz, inanacağız bununla birlikte çok çalışacak, çok gayret göstereceğiz. Başarı bu sürecin tabi bir neticesi olarak zaten kendiliğinden gelecektir" dedi.
Geçtiğimiz günlerde Nobel ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın buna en güzel örnek olduğunun altını çizen Erdoğan, "Düşünün, Mardin Savur’da doğmuş. Savur’u bilenlerimiz var, inanıyorum ki bu salonda bilmeyenleriniz de var. Ama ben Savur’u yerinde görmüş, tanımış, aynı zamanda bir Cumhurbaşkanınızım. İyi bilirim ki şu haliyle gelişmiş durumudur ama Aziz Hocamızın o ilkokulu okuduğu dönemlere baktığımız zaman kim bilir oralar ne haldeydi. Tüm eğitimini ülkemizde almış, bu coğrafya ile ülsiyetini hiçbir zaman kesmemiş, kaybetmemiş bir kardeşimiz Nobel’e layık görülüyor. Daha fazla söze gerek var mı?" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız: Türkiye’nin sorumluluğu sadece kendisine, kendi vatandaşlarına karşı değildir. Biz bir yönüyle 300 milyonluk Türk dünyasına, bir yönüyle 1.7 milyarlık İslam alemine, bir yönüyle de 7 milyar insanın tamamına karşı sorumlulukları olan bir ülke ve milletiz. Bizim böyle bir ruh kökümüz var. Bugünkü sınırlarımız dışında kalan, 100 yıldır ayrı olduğumuz coğrafyalara giden kamu görevlilerimizin, sivil toplum örgütü temsilcilerimizin çoğu oradaki kardeşlerimizden şu sözü duymuşlardır, çok anlamlı bu: ’Bir gün tekrar geleceğinizi biliyorduk.’ Hatta Makedonya’nın dağ köylerinden birinde yaşlı bir amcamız bir asır sonra ilk defa gördüğü bayrağımızı taşıyan TİKA görevlisine ’Niçin bu kadar geç kaldınız’ diye sitem etmiştir. Bu ülkenin ve bu milletin yolunu gözleyen çok insan var. İşte hemen yanı başımızda Suriye’deki Türkmen kardeşlerimizin, Arap kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin feryatlarına her gün hep birlikte şahit oluyoruz. Bunlara sessiz kalabilir miyiz? Gidin Fergana Vadisi’ne, Afganistan’a, Pakistan’a belki bin yılı bulan araya rağmen oralardaki kardeşlerimizin hissiyatlarının da hiç değişmediğini görürsünüz. Bu durum bize her alanda öncü olma, önder olma, mazlumlara ve mağdurlara el uzatacak güce, imkana, dirayete sahip olma sorumluluğunu yüklüyor. Diğer tüm alanlar gibi bilim alanındaki çalışmalarda da bu anlayışla yaklaşımımız sürdürmek zorundayız."
"ŞU HASSAS DÖNEMDE ADIM ATAMAZDIK, NEFES ALAMAZDIK"
Gerçek anlamda bağımsız ve özgür olmanın, istiklal ve istikbaline sahip çıkmanın yolunun tüm bu alanlarda mümkün olan en ileri seviyeye ulaşmaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, "Aksi takdirde bugüne kadar sayısız defa tecrübe ettiğimiz üzere en fazla ihtiyacınız olduğu anda sizin için en hayati noktada kapıların yüzünüze kapanması tehlikesiyle karşı karşıyasınız demektir. Şayet bugün biz kendi uydularımıza kendi yazılımlarımıza kendi teknolojimize sahip olmasaydık inanın bana yaşadığımız şu hassas dönemde adım atamazdık, nefes alamazdık. Bunun için ben bilime, teknolojiye, araştırma, geliştirmeye dayalı tüm alanları fevkalade önemli görüyorum" ifadelerini kullandı.
"BENİM BUNA İMANIM VAR"
"Geldiğimiz yer önemli olabilir ama asla yeterli değildir" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Daha fazlasına ihtiyacımız var. Kamu kurumlarıyla üniversitesiyle özel sektörüyle elbirliği, işbirliği, dayanışma içinde tempomuzu sürekli artırarak hedeflerimize doğru ilerlemeliyiz. 2023 hedefleri bizim için nihai nokta değil sadece bir ara duraktır, bir ara istasyondur. Şimdiden 2023 sonrasını da düşünmeye, tartışmaya, planlamaya başlamalıyız. Türkiye niçin fen ve mühendislik birimlerinde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olmasın? Türkiye niçin sağlık ve yaşam bilimlerinde tüm insanlığa en ileri hizmetleri sunan ülkelerin başında gelmesin. Türkiye niçin sosyal ve beşeri bilimlerde dünyanın en başarılı insanlarına en sahipliği yapmasın? 2053 vizyonumuzu, 2071 vizyonumuzu işte bu çerçevede şimdiden konuşmaya, tasarlamaya başlamalıyız. Belki biz onu görmeyeceğiz, o günleri yaşamayacağız ama bizim evlatlarımız veya torunlarımız o günü inşallah yaşayacaklardır, o günlerin temelini atacaklardır. Onun için evlatlarımızın üzerinde, onların bizim üzerimizde hakları var diye düşünüyorum. Böyle inanıyorum. İnşallah bir gün bunların hepsini de başaracağımıza inanıyorum. Benim buna imanım var, benim buna inancım var. Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyup güçlendirelim. Diğer engelleri aşmak inanın bana bizim için çok daha kolay. İşte 13 yıl önce neredeydik ama bugün neredeyiz."
"KRİZ ÇIĞIRTKANLARINA İNAT İSTİKRARLI BÜYÜMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
2015 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarının açıklandığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin bu yılın üçüncü çeyreğindeki yüzde 4’lük oranıyla ilk 9 ayda yüzde 3,4’lük bir ortalama büyüme düzeyine ulaştığını belirtti. Erdoğan, 2015 yılındaki bu büyüme hızına, gerçekleşen iki seçime, içeride ve dışarıda yaşanan bunca badireye rağmen ulaşıldığını dile getirerek, "İçerideki ve dışarıdaki kriz çığırtkanlarına inat istikrarlı bir şekilde büyümemizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İnşallah önümüzdeki yıllarda da hedeflerimizle uyumlu bir şekilde beklentilerin ötesinde büyüme oranlarına ulaşacağız. Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi.
TÜBA Akademi, GEBİP ve TEÇEP ödüllerini kazanan bilim insanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilim insanlarımızdan daha fazla, daha büyük, daha iddialı çalışmalar gerçekleştirmelerini beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Biz sizin hizmetkarınız olmaya hazırız. Bunu da bilmenizi istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ULUSLARARASI AKADEMİ ÖDÜLLERİNİ TAKDİM ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende, "Uluslararası Akademi Ödülü" kazanan üç isme ödülünü verdi. Erdoğan, Sosyal ve Beşeri Bilimler kategorisinde İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Genç, Fen ve Mühendislik Bilimleri kategorisinde Avusturya Linz Johannes Kepler Üniversitesi Öğretim Üyesi Niyazi Serdar Sarıçiftçi ile Sağlık ve Yaşam Bilimleri kategorisinde Kanada Toronto Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Pakistan Ağa Han Üniversitesi Kadın ve Çocuk Sağlığı Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Zulfiqar Ahmad Bhutta’ya ödüllerini takdim etti.
(İHA)
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen "2015 yılı Türkiye Bilimler Akademisi Ödülleri" törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Başbakan Yardımcıları Tuğrul Türkeş, Lütfi Elvan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, milletvekilleri, akademisyenler, ödüle layık görülen isimlerin eşleri, yakınları ile diğer davetliler katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA tarafından verilen akademi ödüllerinin tevdi edileceği üç bilim insanı ile Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödül Programı (GEBİP) alanında ödül verilecek 38 bilim insanı ile Bilimsel Telif ve Çeviri Eser Ödül Programı (TEÇEP) alanında ödül alacak 19 bilim insanını tebrik ederek, "Gayretleriyle emekleriyle birikimleriyle eserleriyle bilim dünyasına, ülkemize ve tüm insanlığa katkılar sağlayan hocalarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. TÜBA Başkanı ve üyelerini, ülkemizde her alanda bilimin gelişimine verdikleri destek ve sağladıkları teşvikten ötürü kutluyorum" dedi.
"MARİFET İLTİFATA TABİDİR"
"Atalarımız, ’Marifet iltifata tabidir’ demiş. TÜBA ödül törenini, bilim insanlarımızın emeklerini takdir etmeye yönelik bir iltifat olarak görüyorum" diye konuşan Erdoğan, bu anlayışla TÜBA Ödül Töreni’ni Cumhurbaşkanlığı olarak himaye ettiklerini söyledi.
Başbakanlığım döneminden beri bilim, teknoloji ve bunun yanında araştırma, geliştirme, yenilikçilik çerçevesinde yürütülen tüm çalışmaları yakından takip ettiğini ve desteklediğini belirten Erdoğan, yılda 2 defa toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun tüm toplantılarına Başbakanlığı döneminde başkanlık ettiğini hatırlattı. Bu kurulda karara bağlanan pek çok projeyi bizzat himaye altına aldığını dile getiren Erdoğan, özellikle savunma sanayii projelerinin hızlı, etkin ve verimli bir şekilde hayata geçirilmesi için her türlü çabayı gösterdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hamd olsun bilim insanlarımız, ilgili kamu kurumlarımız, özel sektör firmalarımızı yüzümü kara çıkarmadı. Aynı şekilde fen ve mühendislik bilimlerinde, sağlık bilimlerinde, sosyal bilimlerde yürütülen çok sayıda projenin, çok sayıda çalışmanın, çok sayıda bilim insanının da teşvikçisi, destekçisi olduk" dedi.
PROF. DR. MEHMET GENÇ’E 2 HAFTADA 2 ÖDÜL
2 hafta önce yine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde TÜBİTAK Ödülleri Töreni’nde bilim insanlarıyla bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Bugün sosyal ve beşeri bilimler alanında kendisine akademi ödülünü tevdi edeceğimiz Mehmet Genç Hocamızla, geçtiğimiz Çarşamba günü Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri vesilesiyle bir aradaydık. Kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Mehmet Genç Hocamızla birlikte fen ve mühendislik bilimleri alanında Avusturya Bilimler Akademisi tarafından aday gösterilen Niyazi Serdar Sarıçiftçi Hocamızı ve sağlık, yaşam bilimleri alanından Pakistan Bilimler Akademisi tarafından aday gösterilen Sayın Zulfiqar Ahmad Bhutta’yı huzurlarınızda kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Bundan sonra da her vesileyle bilime ve bilim insanlarına yönelik desteği ve teşviki artırarak devam ettireceklerini vurgulayan Erdoğan, "Her fırsatta ifade ettiğim gibi artık günümüzdeki öğretmen-öğrenci ilişkisinin yüzeyselliğinden kurtulmak durumundayız. Muallim-talebe kavramlarının ifade ettiği kadim ve derin eğitim-öğretim muktesebatımızı yeniden canlandırmamız gerektiğine inanıyorum. Yeni Türkiye’yi bilimin, ilmin, araştırmanın, geliştirmenin, inovasyonun aydınlığında inşa edeceğiz. İnşallah bilim insanlarımızın desteğiyle bu konuda kısa sürede önemli bir mesafe kat edeceğimizi ümit ediyorum. Doğrusu ben tüm bilim insanlarımıza inanıyorum, güveniyorum" dedi.
"YİTİK KAYBEDİLDİĞİ YERDE ARANIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk tarihi ve medeniyetinde ilmin ve ilim erbabının çok müstesna bir yeri ve değeri olduğuna işaret ederek, "Hele hele talebenin muallimine yazdığı mektupları okuduğunuz zaman bunun hassasiyetini orada görürsünüz. O ifadelerdeki edep, o ifadelerdeki hocasına, muallimine karşı seçtiği kelimeler çok çok anlamlıdır. Dünyanın bilinen en eski üniversitesi bu topraklardadır. Bugün mühendislikte, sağlıkta, sosyal bilimlerde, Batı biliminin temel referansları olan isimlerin çoğu bizim coğrafyamızın, bizim medeniyetimizin mensuplarıdır. Bu bakımdan TÜBA, Türk-İslam Bilim, Kültür Mirası Projesi’ni, bilim, kültür ve sanat tarihimizin önemli eserlerini yeni nesillerle buluşturacak olması bakımından önemli gördüğümü özellikle belirtmek istiyorum. ’Yitik kaybedildiği yerde aranır’ diye bizim güzel bir sözümüz vardır. Biz bilimdeki, kültürdeki, sanattaki liderliğimizi son olarak bu coğrafyada kaybetmiştik. İnşallah yine burada ayağa kaldıracağız" şeklinde konuştu.
"İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR"
"İnanmak başarmanın yarısıdır" atasözünü hatırlatan Erdoğan, "Biz önce kendimize güveneceğiz, inanacağız bununla birlikte çok çalışacak, çok gayret göstereceğiz. Başarı bu sürecin tabi bir neticesi olarak zaten kendiliğinden gelecektir" dedi.
Geçtiğimiz günlerde Nobel ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın buna en güzel örnek olduğunun altını çizen Erdoğan, "Düşünün, Mardin Savur’da doğmuş. Savur’u bilenlerimiz var, inanıyorum ki bu salonda bilmeyenleriniz de var. Ama ben Savur’u yerinde görmüş, tanımış, aynı zamanda bir Cumhurbaşkanınızım. İyi bilirim ki şu haliyle gelişmiş durumudur ama Aziz Hocamızın o ilkokulu okuduğu dönemlere baktığımız zaman kim bilir oralar ne haldeydi. Tüm eğitimini ülkemizde almış, bu coğrafya ile ülsiyetini hiçbir zaman kesmemiş, kaybetmemiş bir kardeşimiz Nobel’e layık görülüyor. Daha fazla söze gerek var mı?" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız: Türkiye’nin sorumluluğu sadece kendisine, kendi vatandaşlarına karşı değildir. Biz bir yönüyle 300 milyonluk Türk dünyasına, bir yönüyle 1.7 milyarlık İslam alemine, bir yönüyle de 7 milyar insanın tamamına karşı sorumlulukları olan bir ülke ve milletiz. Bizim böyle bir ruh kökümüz var. Bugünkü sınırlarımız dışında kalan, 100 yıldır ayrı olduğumuz coğrafyalara giden kamu görevlilerimizin, sivil toplum örgütü temsilcilerimizin çoğu oradaki kardeşlerimizden şu sözü duymuşlardır, çok anlamlı bu: ’Bir gün tekrar geleceğinizi biliyorduk.’ Hatta Makedonya’nın dağ köylerinden birinde yaşlı bir amcamız bir asır sonra ilk defa gördüğü bayrağımızı taşıyan TİKA görevlisine ’Niçin bu kadar geç kaldınız’ diye sitem etmiştir. Bu ülkenin ve bu milletin yolunu gözleyen çok insan var. İşte hemen yanı başımızda Suriye’deki Türkmen kardeşlerimizin, Arap kardeşlerimizin, Kürt kardeşlerimizin feryatlarına her gün hep birlikte şahit oluyoruz. Bunlara sessiz kalabilir miyiz? Gidin Fergana Vadisi’ne, Afganistan’a, Pakistan’a belki bin yılı bulan araya rağmen oralardaki kardeşlerimizin hissiyatlarının da hiç değişmediğini görürsünüz. Bu durum bize her alanda öncü olma, önder olma, mazlumlara ve mağdurlara el uzatacak güce, imkana, dirayete sahip olma sorumluluğunu yüklüyor. Diğer tüm alanlar gibi bilim alanındaki çalışmalarda da bu anlayışla yaklaşımımız sürdürmek zorundayız."
"ŞU HASSAS DÖNEMDE ADIM ATAMAZDIK, NEFES ALAMAZDIK"
Gerçek anlamda bağımsız ve özgür olmanın, istiklal ve istikbaline sahip çıkmanın yolunun tüm bu alanlarda mümkün olan en ileri seviyeye ulaşmaktan geçtiğini vurgulayan Erdoğan, "Aksi takdirde bugüne kadar sayısız defa tecrübe ettiğimiz üzere en fazla ihtiyacınız olduğu anda sizin için en hayati noktada kapıların yüzünüze kapanması tehlikesiyle karşı karşıyasınız demektir. Şayet bugün biz kendi uydularımıza kendi yazılımlarımıza kendi teknolojimize sahip olmasaydık inanın bana yaşadığımız şu hassas dönemde adım atamazdık, nefes alamazdık. Bunun için ben bilime, teknolojiye, araştırma, geliştirmeye dayalı tüm alanları fevkalade önemli görüyorum" ifadelerini kullandı.
"BENİM BUNA İMANIM VAR"
"Geldiğimiz yer önemli olabilir ama asla yeterli değildir" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Daha fazlasına ihtiyacımız var. Kamu kurumlarıyla üniversitesiyle özel sektörüyle elbirliği, işbirliği, dayanışma içinde tempomuzu sürekli artırarak hedeflerimize doğru ilerlemeliyiz. 2023 hedefleri bizim için nihai nokta değil sadece bir ara duraktır, bir ara istasyondur. Şimdiden 2023 sonrasını da düşünmeye, tartışmaya, planlamaya başlamalıyız. Türkiye niçin fen ve mühendislik birimlerinde dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olmasın? Türkiye niçin sağlık ve yaşam bilimlerinde tüm insanlığa en ileri hizmetleri sunan ülkelerin başında gelmesin. Türkiye niçin sosyal ve beşeri bilimlerde dünyanın en başarılı insanlarına en sahipliği yapmasın? 2053 vizyonumuzu, 2071 vizyonumuzu işte bu çerçevede şimdiden konuşmaya, tasarlamaya başlamalıyız. Belki biz onu görmeyeceğiz, o günleri yaşamayacağız ama bizim evlatlarımız veya torunlarımız o günü inşallah yaşayacaklardır, o günlerin temelini atacaklardır. Onun için evlatlarımızın üzerinde, onların bizim üzerimizde hakları var diye düşünüyorum. Böyle inanıyorum. İnşallah bir gün bunların hepsini de başaracağımıza inanıyorum. Benim buna imanım var, benim buna inancım var. Yeter ki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyup güçlendirelim. Diğer engelleri aşmak inanın bana bizim için çok daha kolay. İşte 13 yıl önce neredeydik ama bugün neredeyiz."
"KRİZ ÇIĞIRTKANLARINA İNAT İSTİKRARLI BÜYÜMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
2015 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarının açıklandığını hatırlatan Erdoğan, Türkiye’nin bu yılın üçüncü çeyreğindeki yüzde 4’lük oranıyla ilk 9 ayda yüzde 3,4’lük bir ortalama büyüme düzeyine ulaştığını belirtti. Erdoğan, 2015 yılındaki bu büyüme hızına, gerçekleşen iki seçime, içeride ve dışarıda yaşanan bunca badireye rağmen ulaşıldığını dile getirerek, "İçerideki ve dışarıdaki kriz çığırtkanlarına inat istikrarlı bir şekilde büyümemizi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. İnşallah önümüzdeki yıllarda da hedeflerimizle uyumlu bir şekilde beklentilerin ötesinde büyüme oranlarına ulaşacağız. Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi.
TÜBA Akademi, GEBİP ve TEÇEP ödüllerini kazanan bilim insanlarını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilim insanlarımızdan daha fazla, daha büyük, daha iddialı çalışmalar gerçekleştirmelerini beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Biz sizin hizmetkarınız olmaya hazırız. Bunu da bilmenizi istiyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ULUSLARARASI AKADEMİ ÖDÜLLERİNİ TAKDİM ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende, "Uluslararası Akademi Ödülü" kazanan üç isme ödülünü verdi. Erdoğan, Sosyal ve Beşeri Bilimler kategorisinde İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Genç, Fen ve Mühendislik Bilimleri kategorisinde Avusturya Linz Johannes Kepler Üniversitesi Öğretim Üyesi Niyazi Serdar Sarıçiftçi ile Sağlık ve Yaşam Bilimleri kategorisinde Kanada Toronto Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Pakistan Ağa Han Üniversitesi Kadın ve Çocuk Sağlığı Mükemmeliyet Merkezi Direktörü Zulfiqar Ahmad Bhutta’ya ödüllerini takdim etti.
(İHA)