NEW YORK - BETÜL YÜRÜK
ABD Başkanı Barack Obama, başkanlığının ilk döneminde "ABD'nin Filistinlilerin kendilerine ait bir devlete sahip olma arzusuna sırtını dönmeyeceğini" söyleyerek İsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda umut vermesine rağmen başkanlık koltuğunu devretmeden önce bir adım atmazsa geride miras olarak sadece büyük bir hayal kırıklığı bırakacak.
Beyaz Saray'daki ilk gününde ilk telefon görüşmesini Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile yapan, ikinci gününde de İsrail-Filistin barışı için Ortadoğu özel temsilcisi atayıp ABD'nin şimdiye kadar süregelen İsrail yanlısı politikasından farklı bir profil çizen Obama, başkanlıktaki ikinci dört yılının sonuna yaklaşırken Ortadoğu'nun kronikleşen İsrail-Filistin sorunu konusunda başarısız bir dış politika izleyerek çözümden uzaklaşmakla eleştiriliyor.
Obama hayal kırıklığına uğrattı
Ortadoğu'ya ilk ziyaretinde Kahire'de yaptığı konuşmasında, Filistin halkının durumunun "kabul edilemez" olduğunu ve "ABD'nin Filistinlilerin kendilerine ait bir devlete sahip olma arzusuna sırtını dönmeyeceğini" vurgulayan Obama, İsrail'in Filistin işgaline son verecek ve iki devletli çözüm ortaya koyacak tarihi bir figür olarak görülüyordu.
Ancak 20 Ocak 2017'de Beyaz Saray'ı Donald Trump'a devretmeye hazırlanan Obama, sözlerini hayata geçiremedi.
Başkan seçildikten sonra kısa sürede ABD'nin İsrail yanlısı politikalarına dönen Obama, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal eden yasa dışı yerleşim planlarına, Gazze ablukasına ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına seyirci kaldı.
ABD, BM'yi İsrail'e kalkan yaptı
Obama, İsrail'in 7 Temmuz 2014'te Gazze’ye yönelik başlattığı ve 51 günde 2 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan saldırıları İsrail'in "kendini savunma hakkı" olarak nitelendirdi.
ABD, BM Güvenlik Konseyi'nde de İsrail'e yönelik eleştirilerin karşısında durmaya devam etti. İsrail'in Filistin'de yasa dışı yerleşimlerini eleştiren ve kınanmasını öngören karar, ABD'nin vetosuna takıldı.
ABD, 2012'de BM Genel Kurulu’nda Filistin'in BM'deki "gözlemci kuruluş" statüsünün "üye olmayan gözlemci devlet" statüsüne yükseltilmesi önerisine de hayır oyu kullandı.
Uluslararası barışın sağlanmasından sorumlu BM sistemi, ABD'nin İsrail'e verdiği gözü kapalı destek nedeniyle adeta İsrail'in korunmasına hizmet etti.
ABD tarihinin en büyük askeri yardımını İsrail'e yaptı
ABD tarihinde İsrail'e en büyük askeri yardım, Obama döneminde yapıldı.
Başkanlığının bitmesine aylar kala İsrail'e 10 yılda 38 milyar dolarlık askeri yardım yapılmasını öngören anlaşmayı imzalayan Obama, söz konusu yardımın İsrail halkının ve ülkenin geleceğine ilişkin endişeler nedeniyle yapıldığını, böylelikle İsrail'in güvenliğine dair "sarsılmaz taahhütlerini" ortaya koyduklarını söyledi.
Başkan Obama, koltuğunu Trump'a devretmeye hazırlanırken 50 yıldır devam eden İsrail-Filistin sorununun çözümü daha da geri plana itildi.
ABD'nin eski başkanlarından Jimmy Carter ise İsrail-Filistin sorununun zaman çok kısa olmasına rağmen Obama döneminde şekillenebileceği görüşünde.
Carter, "New York Times" gazetesi için kaleme aldığı makalede, Obama'ya yeni yönetimin nasıl bir politika izleyeceği bilinmediği için görev süresi sona ermeden ABD'nin Filistin'i devlet olarak tanıması çağrısında bulundu.
Obama'nın İsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda sürpriz bir adım atması, barış umudunu tekrar canlandırabilir aksi takdirde Obama'nın Ortadoğu'daki başarısızlıklarına bir yenisi daha eklenecek.
Başkan seçilirse Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını söyleyen Trump'un ise İsrail ile daha yakın ilişkiler sürdürmesi bekleniyor.
dikGAZETE.com